Sayfalar

4 Haziran 2022 Cumartesi

MAYIS OKUMALARI / 4 HAZİRAN

Sabah uyanır uyanmaz makineye çamaşır attım. Program bittiğinde balkona asmaya çıktım, tam bir tanesine mandal takarken gözüm alt kat, yan dairenin balkonuna ilişti. Ev uzun süredir içinde yaşayan ailenin son yaşlı bireyi de vefat edince satılmış, sonrasında kısa süreli kiracılar gelip gelip gitmişti. Hiçbirinin ne yüzü hatırımda, ne adlarını biliyorum, ne de hayatlarını. Genellikle Türkiye'de çalışmaya gelmiş yabancı uyruklu insanlara ara sıra merdivenlerde denk geliyordum, o kadar. Bu gelişimde yine kiracıları değişmiş gördüm, çok da dikkatimi vermedim, sadece iki küçük köpekleri olduğunu fark ettim o kadar. Benim gördüğüm balkon pek kullanılmıyor sanırım ki ev boşaldığından beri ne temizlendi, ne de bir hayat belirtisine rastladım, ta ki çamaşır asarken gözümün iliştiği bu sabaha kadar. Gördüğüm en güzel kedilerden biri gözlerini dikmiş dikkatle bana bakıyordu o kirli balkonda. Gri tüylerini kabartmış, yeşil gözlerini üstüme dikmiş, cevap bekler gibi süzüyordu. Dayanamadım, "Merhaba" dedim, cevap vermedi haliyle. "Sen ne yapıyorsun bakayım o balkonda, tüylerin kirlenecek" dedim, yine ses çıkarmadı, ısrarla bakmaya devam etti. İçeri girip diğer çamaşır sepetini aldım, baktım yine orada. Aynı bakışlarla izlemeye devam. Ben asmayı bitirene kadar o da bakmaya devam etti, el salladım içeri girerken ama aklım kaldı güzelliğinde. Az evvel dayanamadım tekrar çıktım balkona, girmiş içeri, yerinde minnak köpeklerden biri vardı. Onunla bir samimiyetimiz olmadığı için laf atmadım 😃 Kısacası hafta sonuna bir kediyle muhabbet ederek başlamış oldum. 

Dün yoğun bir gündü, hem domestik, hem dışarlıklı. Domestik kısmını boşverelim, çocuklarla vakit geçirdik, kardeşle buluştuk, uzun park yürüyüşleri yaptık, yedik, içtik. Havanın sıcaklığına ve bir gece önce yağan yağmurun araçların üstünde bıraktığı tozlara değinmeyeceğim. "Gökten yağmur değil hep çamur yağsın/Bırakın yıkamacılar müşteriye doysun". Ay gözümün önüne Emel Nayın geldi 😃 Çamuru, sıcağı geçtim ama parkta karşıma çıkan şu heykeli es geçemeyeceğim, çok sevdim zira:



Heykeltraşı kimdir diye araştırdım ama bulamadım, her kim yaptıysa eline sağlık, güvercinlerin katkıları ayrı bir güzellik vermiş. 

Evet, bu kadar girizgah yeter, gelelim Mayıs ayı kitaplarına:


-Ayın ilk kitabı Otessa Moshfegh'in "Dinlenme ve Rahatlama Yılım" isimli kitabı oldu. Bu kadar narko yüklemeyle o kış uykusundan nasıl uyanabildiğine şaştığım, her şeye rağmen sempatik karakterin keyifle akan öyküsü. Arıza tipleriyle Eileen'i de sevmiştim ama daha arızası da varmış. "Dinlenme ve Rahatlama Yılım" onca huzursuzluğuna rağmen rahatlattı ve dinlendirdi beni :)

-"Gizli Bahçe" esasen ergenken okumam gerekip de nasılsa atladığım bir kitap. Güzel kapağına ve ergenlik eksikliğimi tamamlama takıntıma aldanarak aldım. O yaştakiler için çok sevilesi bir kurgu ama belli bir yaştan sonra hafif geliyor. 

-"Yüz Çizgileri" sevgili Füsun Çetinel'in armağanı idi bana, ayrıca bir defter ve bir kahve fincanı ile birlikte. Ek olarak bir de ödevi vardı. Kitabı peşinen okudum ki ödevimi rahat yapayım, ikinci okumada defter ve fincan da yardıma gelecek. Kitaptaki tiplemeler harika, ilham almak için de ideal...

-"Selim İleri/Düşüşten Sonra", yazar Selim İleri'nin geçirdiği felç sonrası iyileşme sürecinde Burcu Aktaş ile yaptığı uzun söyleşinin kitabı. Hastalık sürecini, öncesini, sonrasını, yaptığı hataları, pişmanlıklarını açık sözlülükle dile getirmiş.

-"Gezindim Boş Odalarda", ünlü şairlerin eşleriyle yapılmış söyleşilerin toplamı. Heyecanla başlamıştım kitaba ama biraz yetersiz buldum. Şiirlerine bayıldığımız bazı erkek şairlerin eşlerine neler yaşattıklarını okumak da pek hoş olmadı doğrusu.

-Hüseyin Rahmi Gürpınar ergen günlerimin en sevgili yazarlarından biridir. Yenimahalle İlçe Halk Kütüphanesi'nde yeni basılmış kitaplarını su içer gibi okumuştum zamanında. "Meyhanede Hanımlar" tipik Gürpınar diliyle yazılmış bir novella, keyifli ve ironik .

-Kerem Eksen ilk kez okuduğum bir yazar, son kez olmayacağı da kesin, nitekim daha bugün ilk kitaplarından biri geldi kargo ile. "Ölümden Uzak Bir Yer" baba-oğul-aile ilişkilerini, ölümü, inançları sorgulayan bir kitap ve ben çok beğenerek okudum. 

-"Kovadaki Balıklar" bir adres karışıklığı ile arkadaşım yerine bana gelen ve magazine boğazıma kadar batıran bir kitap. Daha önce de Sacit Aslan'ın "Bir Masalda İki Kral Olmaz" dedikodulu kitabını okumuştum, "Kovadaki Balıklar" ayrıntıları da sundu. Magazin seviyor, gündemden biraz uzaklaşmak ve "vay canına!" demek istiyorsanız buyrun 😃

-"Monako'da Buluşalım" içine aktrist ve prenses Grace Kelly'nin Monaco Prensi ile evlilik öyküsünü de katarak zenginleştirilmiş bir aşk hikayesi. Asrın düğününü takip için İngiltere'den gelen bir gazeteci ile Fransız parfüm üreticisinin kraliyet düğünü gölgesinde gelişen ilişkileri. Eh arada yüksek edebiyat okunmasa da olur diyorsanız tam yaz kitabı...

-"Deli İbram Divanı", Ahmet Büke'nin "Vedat Türkali Roman Ödülü"nü aldığı son kitabı. Daha önce öykülerini severek okumuştum yazarın. Bu romanı da öyküleri kadar güzel ve masalsı. Ödülü hak etmiş. Köstence adası ve İzmir'de geçen, insanoğlunun doymaz hırsı, adaletsizliği, gelir eşitsizliği ile örülmüş ilişkileri de içeren bir doğa öyküsü diyebiliriz. Okunası...

-Selçuk Baran öykülerini de romanlarını da çok severek okurum. "Güz Gelmeden" yazarın ölümünden sonra bulunmuş son romanı. Küçük bir sahil kasabasında, birbirine karışmış hayatları, ideolojik ayrılıkları ve bunların sebep olduğu olumsuzlukları sade bir dille anlatmış Selçuk Baran. Diğer kitapları kadar sevmesem de okuyun derim...

-Ve ayın son kitabı Annie Ernaux'un "Babamın Yeri" oldu. Daha önce çok övülen "Seneler"ini okumuş ve sevememiştim açıkcası ama bu kitap yazarla barıştırdı beni. Kısa ama çarpıcı bir öykü. Yazar ölümünün ardından babasını anlatmış, kurgu gibi görünse de gerçek olduğu aşikar, hüzünle kapatıyorsunuz son sayfayı...

Yeni kitaplarda buluşmak dileğiyle...



3 yorum:

  1. heykellere ben de bayıldım. sizinle ankara'da gezmek istiyorum öğretmenim ben :) biliyorum bir gün denk de düşüreceğiz :)

    YanıtlaSil
  2. Ne güzel kitaplar okumuşsunuz maşallah. :) Deli İbrahim Divanı'nı bende merak ediyorum.

    YanıtlaSil
  3. Uzun zaman olmuştu buralara uğramayalı, her zaman ki gibi yüzümde bir gülümseme ile okudum yazınızı.

    YanıtlaSil