Konuklarım var 2 gündür, hem de en kralından. Biraz da üşütmüşüm o yüzden fakıs çekip Akademi'ye "Beni bağışlayın bu yıl katılamıyorum, eksikliğimi hissedeceksiniz ama mazeretim var asabiyim ben" dedim. "Amman" diye cevap verdiler, "kendine mukayyet ol, sen bize lazımsın, madem mazeretin var, zoom linki yolluyoruz, varlığından bizi mahrum etme sanal da olsa". Aramızda kalsın bünyem müsaade etmedi gecenin bir yarısı zum başında oturmaya, zaten zamlanmışız, bir de zumlanmayalım dedim homini gırtlak, pufidi kandil, tumba yatak yaptım. Olan biteni de sabah medya kanallarından öğrendim. Ve fekat eğlenceliymiş, keşke gideydim 😃
Will Smith abimiz bu yıl benim de gönlümün kralı idi ama o son yumruğu atmayacağıdı. Enn Errkekk olduğunu ısbatladı da kalbimizi de şangıradak kırıverdi. Karısına laf söyletmeyen kocasın tamam amma bu işin de bir yolu yordamı var, alırsın ödülünü sokarsın lafını, yumruk neyin nesi. Hoş tamamen mizansendir belki ama yine de olmadı. Aşağıda "Ennn Erkekk Oyuncu" ödülünü yumruğuyla pekiştiren Will Smith ve ütülemeden giydiği koç kuyruklu elbisesiyle zevcesi görülmekte:
Kırmızı halıda gözüme ilk çarpan Nicole ablamız oldu. Çocukluğundan beri en büyük arzusu olan geniş basenlere bir türlü kavuşamayınca terzisine rica etmiş, o da kırmamış, bir Hatça Yenge baseni ekleyivermiş:
David Oyelewo törene Sümerbank basmasından bir takımla katılmıştı. Terlikleri ise Mahmutpaşa'da özel yaptırmış, törenden sonra evde de giyerim, rahat bir şey olsun demiş.
Maggie Gyllenhaal'i Dorik bir sütunun için hapsedip üzerine de bir sıra altın süs kakmışlar. "Tören bitene kadar kıpırdamadan otur" demişler. Sütun başlığındaki çıkıntılar vestiyer dolunca artan paltoları asmak için eklenmiş.
Derken gözüm Uma Thurman'a çarptı. Tabancayı, tüfeği, kılıcı bırakıp "Bu işler benden geçti artık, daha faydalı işlerde çalışmak istiyorum" diyerek öğretmenliğe başvurmuş, atanması gerçekleşince de kutlamak için son bir defa partiye katılmış:
Venüs Williams beyaz elbisesinin göğüs kısmına lomboz açtırmış, "Oynamadık ama ilham olduk" havasıyla poz vermiş:
Serena Venüs'ten aşağı kalır mı? Onun giysisi de Olgunlaşma enstitüsünde dikilip nakış sınıfı kızlarının el emeğiyle işlenmiş. Ayakkabıları ben ödünç verdim, gençliğimden kalma, hatıra olarak saklıyordum, işe yaradı.
Diane Warren evden çıkarken aniden geri dönüp çocukluğundan kalma kasetçalarını da yanına almış, "Müziksiz duramayan birisiyim, çalanları beğenmezsem kendi müziğimi yaparım" diye düşünmüş olsa gerek.
Eva von Bahr gezici müze kılığında boy gösterdi kırmızı halıda. "Heykelim olmadan asla" diyerek koluna taktığı büst ve eteklerindeki tablolarda sanatsal yönümüze hitabetti sağolsun:
Jessica Chestain En İyi Kadın Oyuncu dalında Kristen Stewart ile birlikte adayımdı, heykeli kucaklayıp mahcup etmedi beni ele güne karşı. Giysisine bir isim bulmamı istediğinde "Eflatun bir grup vakti karnabahar tarlası" ismini verdim, çok beğendi. Karnabahar deyip geçmeyin en pahalı sebzeler arasında.
Aunjanue Ellis, Serena ve Venüs'ün annesi rolünde çok iyiydi ve adaylığı hak ediyordu doğrusu ama 4 çocukla geçim derdi omuzlarına binmişken, bir de kızların tenis malzemesi masrafları da eklenince müsriflik yapmayım demiş ve gelinliğini boyatıp giyerek katılmış törene:
Billie Ellish tam tören öncesi ciddi bir karın ağrısı krizi geçirmiş belli, sıcak tutsun diye içine giydiği elektrikli battaniye belli olmasın düşüncesiyle garajda duran siyah çadırı üstüne geçirip gelmiş. Gelgelelim karın ağrısının devam ettiği elinin yerinden ve yüzünün ifadesinden belli, geçmiş olsun canım...
Sadece Aunjenue değil gelinliğini boyatanlar arasında Kirsten Dunst da varmış. Koca çiftliğe gelin gittin ayol, al yanaklı kocan sana bir tuvalet alamadı mı, yazıklar olsun. Kesin Cumburlop kaynın engellemiştir.
Cumburlop demişken, kendisi çekmiş smokinleri üstüne, karısını da yazlıkta akşamüstü iki kadeh atmaya giderken giydiği kokteyl kıyafetiyle getirmiş, cimri bu belli. Kadın nasıl da mahzun duruyor baksanıza:
Arkadaşlar Wesley Snipes'in kostümü için tek laf edersem taş olurum. Kurumuş gül rengi takımıyla bugüne kadar gördüğüm en şık erkek.
Charlizimiz her zamanki gibi salonun en şık, en asil görünümlü kadını idi. Siyah kadife kutuya konmuş lületaşı bir pipo gibi uzattığı bacağıyla yırtmaçlı elbisesi çok sade ve güzeldi (Hep çamur atacak değiliz ya, güzele güzel diyoruz işte)
En beğendiğim kostümlerden biri de Kevin Kostner'in eşinin giysisi oldu.