Sayfalar

27 Şubat 2022 Pazar

ŞALANJJJ 9 / 27 ŞUBAT

Dünkü bahar havasına pek yakışmayan bir güne açtım gözümü, bulutlu ve yağış gelecek gibiydi ama belli olmaz bu şehre, bakarsın yine güllük gülistanlık oluverir. Cumartesi günkü performansı o kadar güzeldi ki, bugün de aynısını beklemek hakkımız haliyle. 

"Yürüyelim arkadaşlar" dedi içten gelen bir ses, toparlandık. Son uzun performansımdan dizlerim biraz şikayetçi olduğu için bu defa kısabir rota belirledik, evin yakınındaki parka çevirdik yönümüzü. Yine de dönüşte baktım ki 4 km. yürümüşüz hiç dinlenmeden. Henüz bebek sayılacak dizlerim için yine de iyi bir sonuç.

Parka girmemizle bahar başladı arkadaşlar, maskeyi çıkarıp çantama koydum, zira fena halde alerji yapmaya başladı, ergenler gibi sivilceli bir suratla dolaşıyorum çıkardıktan sonra. Hafta içi günlere göre biraz daha kalabalık olsa da, cumartesi için tenha sayılırdı. Çoğunluk cafelere yerleşmiş, güzel havanın , manzaranın ve içine atlama isteği uyandıran denizin tadını çıkarıyordu. Yine insanlardan ziyade oturacakları cafenin kapısına kadar arabalarıyla gelmezse kaşıntı tutanların araçlarından rahatsız olduk. On adımda bir yana çekilip koskoca jiplere yol vermek park yürüyüşünün tadını kaçırıyor biraz. Yönetim yıllardır bu işe bir çözüm getirmedi. Lakin ortam o kadar güzeldi ki bu işi de keyfe kederdir deyip çok umursamadık. Şuna bakın mesela, görür görmez "Kayadaki Şiir" dedim:

Yakından bakalım:

Parkın Falezlere yakın tarafına doğru, doğal bitki örtüsünün arasından dalarsanız daha el değmemiş bir doğayla karşılaşıyorsunuz. Otlar çoktan yeşermiş de çiçekler açmaya, Kıbrıs akasyaları tomurcuklanmaya, kuru dallar ufaktan yapraklanmaya başlamış. Ve gelirken yolda ilk kez yılın ilk çiçek açmış badem ağacını gördüm. 


Şu, mercimek kadar beyaz çiçek bile güneşe uzatmış yüzünü 3-5 günlük ömrünün tadını çıkarmaya çalışıyor. (Cep telefonuyla biraz flu oldu yakın çekim haliyle)

Bu arkadaş bir kamuflaj uzmanı gibi kayalara kendini sotalamış uyukluyordu, hasbıhal etmek için yanaştığımızda açtı gözünü, baktı yiyecek falan yok, "Çekin gidin be, ne demeye boş yere rahatsız ediyorsunuz" dercesine tekrar uykusuna döndü. 

Sizleri Bey Dağları'ndan mahrum bırakacağımı düşünmediniz herhalde, bu defa delice zeytinlerin üstünden bakınız.

Uzun zamandan beri ilk kez cesaretimi toplayıp, dizlerimdeki yabancılardan özür dileyerek denize biraz daha yakınlaştıran merdivenlere yöneldim. Basamakların sonunda ulaştığımız küçük balkonumsu cepte şunu gördüm 😃 Umarım kimse bu söze uymamıştır:

 Falezlerde çok sevdiğim bir bölge vardır, birkaç zamandır üst taraftan görünmez hale gelmişti cafelerin genişleyip görüntüyü kapatması yüzünden. Cesaret edip aşağılara inince kavuştum sevdiklerime:

Merdivenlere geri dönmeden son bir poz:

Öyle iyi geldi ki bu yürüyüş, kafam dağıldı. 

Eve dönerken yoluma çıkan, adını bir türlü aklımda tutamadığım, "kartopu" ya da "limon çalısı" olduğunu düşündüğüm (doğru ismi bilen varsa alayım lütfen) bu bitkiden bir dal benimle birlikte eve geldi, evet çiçek çalarım ben 😊

Efenim, bu güzel yürüyüşten önce Oscar maratonumun son metrelerini koştum. Engel nedeniyle takıldığım tek bir Uluslararası aday kaldı (Lunana), o  da kısmet. Steven Spielberg'in yönetmenliğini yaptığı "West Side Story"yi izledim. En iyi Film, Yönetmen ve Yardımcı Kadın Oyuncu dallarında aday, yan dallarda da olabilir ama artık küçük istasyonlarda durmuyorum, yoruldum zira. Müzikal filmlere çok meraklı değilim, onları sahnede canlı izlemeyi tercih ederim ama görev aşkıyla bunu izledim sonuna kadar. Çok iyi bildiğim bir konu, çok iyi bildiğim şarkılar ve danslar. Yine de izlemesi keyifliydi, canlı olarak kocaman bir meydanda seyretmek isterdim doğrusu. Hele de küçücük bilgisayar ekranında ne kadar uğraşsanız da istediğiniz hazzı alamıyorsunuz. Filmin dünyada rüzgar gibi esen ilk çekimi 1961 yılında yapalmış. Yönetmenliğini Jerome Robbins ve Robert Wise'nin yaptığı filmde "Maria" rolünde güzeller güzeli Natalie Wood, Tony rolünde de Richard Beymer oynamış. Bernardo karakterini George Chakiris, sevgilisi Anita'yı da Rita Moreno canlandırmış. Moreno bu rolüyle Oscar almış, Spielberg'in versiyonunda aynı rolü oynayan Ariana DeBose'de Yardımcı Kadın Oyuncu dalında aday. 1961 yılı yapımında Tony'in patronunu bir erkek oyuncu canlandırırken Spielberg bir hoşluk yapıp patronu kadın yapmış ve rolü Rita Moreno'ya vermiş. Pamuk saçlı, buruşuk, minicik bir kadına dönüşmüş güzeller güzeli Moreno. Zalim zaman. İlk filmi sinemada izlemeye yaşım yetmemiştir muhtemelen ama birkaç kez TV'de, iki kez de müzikal olarak sahnede izledim. Filmin "Romeo ve Juliette"in çağdaş bir uyarlaması olduğunu bilmeyen yoktur sanırım, meşhur balkon sahnesine kadar. İki düşman ailenin yerini burada "Köpek Balıkları" ve "Jetler" isimli gençlerden oluşan iki sokak çetesi alıyor. Newyorklular ile Porto Rikolu göçmenler arasındaki husumet Romeo/Juliette'deki gibi bir dramla sonlanıyor diyorum ve filmin Oscar adaylığını biraz zayıf görüyorum. Zira elmayla armudu toplamak gibi bir şey normal filmlerle müzikalleri aynı kategoride yarıştırmak. 

Gelelim Şalanjımıza, neyse ki artık ölüm-kalım meselelerini bitirdik. Bugünkü sorumuz şöyle:

-Bugün olduğunuz insanı şekillendiren çocukluğunuza ait şey nedir:
 
Üç şey sayabilirim: Kitaplar, ilkokul öğretmenim ve çocukluk ve ilkgençliğimin geçtiği site ve mahalle. 
Okumayı öğrendiğim an kitaplara sarıldım. Uzun yıllar tek çocuktum, bana arkadaş, dost, yoldaş oldular, ufkumu genişlettiler. Empati kurma yeteneğimi arttırdılar, farklı düşünmemi sağladılar. İlkokul öğretmenim çok özel bir insandı, bana çok değer verdi, utangaç, içine kapanık bir çocuktan canlı, hareketli bir insan yarattı. Büyüdüğüm site ise farklı yapıda insanları tanımamı sağladı, gözlem gücümü arttırdı, dostluğun gücünü, yardımseverliği öğretti. Hepsine minnettarım...

15 yorum:

  1. Ne güzel yazmızşın Antalya ya bahar geliyor...
    🙋‍♀️❤😘🥰 🙋‍♀️

    YanıtlaSil
  2. oh yaaa içim ferahladı valla güzel güzeeel :) şalanj cevabın güzeeel :) filmler devam ben de :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Valla ardından iki gündür yağmur gelse de benim de içim ferahladı, ne de olsa kışın sonu bahardır :)

      Sil
  3. Falezlerin her fotoğrafına hayranım, sevinçten deliriyorum, mutluluktan bayılıyorum! Falez tepesinde büyüdüğüm için, doğal ortamıma kavuşmuşum hissi duyuyorum, ayaklarına sağlık canım Leylakcığım!
    Şalanj cevabın çok hoş, bakalım benimki ne olacak :) 1 hafta geriden geldiğim için 1 hafta düşünme sürem var hihi! Çakal C.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de sen beğendikçe mutlu oluyorum, umarım bir gün birlikte gedceğiz o falezlerin üstüne. Merakla beklemekteyim senin cevabını, öperim...

      Sil
    2. Ahhh. Bu sabah sayende tarifsiz sevinç yaşadım, buradan anlatmam imkânsız, çok teşekkür ederim!

      Sil
    3. Ne mutlu bana o zaman :)

      Sil
  4. baştaki fotoğraflar ruhi su'nun dizelerini getirdi aklıma:
    "Bir sergiyle geldi bahar
    Ne don vurur, ne meyve verir
    Öylece bir çiçek düşlemesi
    Ne güzel bir oyundur canım
    Taşlara bakan gözün çiçeği görmesi"

    iyi ki varsınız öğretmenim :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne kadar güzel dizeler bunlar ve ne kadar uymuş o fotoğraflara, sağol Şulecim ve sen de iyi ki varsın...

      Sil
  5. Fotoğrafların da yazı da harika, özlemişim kediyi seçmekte zorlandım yalnız, bukalemunluğa mı soyunmuş nolmuş 😂

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Senin fotoğraflarından harika olmasın Kunecim, keşke bloga da yazsan, senin yazıların kadar keyifle okuduğum çok az blog vardı ama heyhat :)))
      Valla kediyi gözümüzün önündeyken biz bile seçmekte zorlandık,dediğin gibi kedi değil bukalemun, çok da cooldu, eşim elini uzatınca o da uzattı, baktı boş el, dönüverdi arkasını :)))

      Sil
  6. West Side Story'nin ilk kez televizyonda siyah beyaz izlediğim o muhteşem kadrosu unutulmaz, benim için de.:)

    Falezlerin bahar hali ise nefis, nefis... :)

    YanıtlaSil
  7. Çiçek çalmak göz hakkı bence :))) Ben de çalarım hahahaaa :))

    Benim hala bir filmim kaldı. O da The Power of the dog. Israrla sona bıraktım hahahaa :))
    Sonrasında ben de yabancı film adaylarına başlayacağım bulduğum kadarıyla.

    West Side Story'i sevmem sanıyordum ama keyifle izledim. Bazen yeniden yorumlamalar keyif vermiyor ama Spielberg bu işi yapmış vallahi :))

    YanıtlaSil
  8. Vallahi içim açıldı, ilk fotoğraf ve kedili fotoğraf favorim.
    Bey dağlarına karşı da bir çay içtim sayenizde çok mesudum, şu huzur duygusunu kaybetmeden gidip uykuya dalmak istiyorum. :)

    YanıtlaSil