Sayfalar

4 Temmuz 2021 Pazar

DİZ ÜSSÜ ALFA'DAN BİLDİRİYORUM / YILDIZ TARİHİ 4 TEMMUZ

 Blogun takipçileri bilir, her yıl kızkardeşle 3-5 günlüğüne bir yere gider, gezer, tozar, eğlenir dönerdik. geçen yıl pandemi, bu yıl pandemiye ilaveten benim dizler sekte vurdu gezmelerimize. baktık böyle olmayacak, dedim ki "kardeş, bir yere gidemiyoruz madem, hadi ben ameliyat olayım, sen de refakatçi ol, ha otelde kalmışız, ha hastanede, maksat birlikte olmak değil mi?" "Oo süper proje" diye onay verdi kardeş. Diz ameliyatı fikri buradan doğdu, dersem inanmayın tabii ki 😊

Cevriye'yi hepiniz tanıyorsunuz, yıllardır sol dizimde ikamet ediyordu kendisi. Defalarca "Boşalt artık dizimi, Almanya'dan sancım gelecek" dedimse de Nuh dedi, peygamber demedi, üstüne üstlük bitişik dize bana sormadan kızkardeşi Tevriye'yi yerleştirdi. Takip edenlerin malumu, bu iki şirretle aylardır cebelleşiyorum. Antalya'daki merkezde beyhude çabalarım sonuç vermeyince "Sizi Ankara tabiplerine havale ediyorum, baksınlar icabınıza" dedim. biraz tırstılar, oh olsun!

Ankaralı tabip dedi ki, ben bu arkadaşların bir vesikalıklarını göreyim. "Sıfatları batsın yellozların nesini göreceksin?" dedimse de yolladı beni fotoğrafçıya, pardon MR Merkezi'ne. Balkonda drink almalık ılık bir Ankara akşamı çift maskeyle MR takırtısı dinledim adı batasıcaların yüzünden. Neyse ki merkez boş, temiz, hijyenik ve personel güler yüzlüydü. Çekim bitince CD'mi takdim ettiler. İkinci albümümü Ankara'da çıkarmak kısmetmiş. 

Tabip CD'me baktı, baktı, "Bu albüm böyle dinlenmez, bazı şeylerin atılması gerek" dedi, hemen atladım, "Cevrıye ile Tevriye'yi atalım". Tabip Tevriye'yi sevdi galiba, "O şimdilik biraz daha durabilir, Cevriye'yi şimdi, Tevriye'yi seneye atalım" dedi. "Siz o Tevriye'nin ne içten pazarlıklı olduğunu bilmezsiniz, Cevriye de gidince o benim canıma okur, ya hep, ya hiç ben başıma geleceklere razıyım" deyince ikna oldu. İkisi de gidiyordu dostlar, nihoho, yaşasın kötülük 😁

Cevriye ile Tevriye'nin itlafına karar verilince tabip diziçi güvenliğini topuz kafalı paşalara emanet etmeye karar verdi. Orada bir "Diz Üssü" kurulacak ve yönetime sağ ve sol üslerde birer Topuz Kafa geçirilecekti. Hatta tanıştık kendileriyle, pırıl pırıl parlıyorlardı. Tasfiye ameliyatı günü Cuma olarak belirlendi, ön tetkikler yapıldı ve çubuğu önce ağzımıza, sonra burnumuza sokmak suretiyle Covid testlendik. Sonra bir daha kimbilir ne zaman içeriz diye bir cafeye girip kahvelendik.

Büyük gün geldi, kardeşle hastane önünde incir ağacı olmadığı için küçük o.o.pu çiçeklerinin önünde buluştuk.

 

Geri kalanları almadılar, yassah hemşerum dediler. Odaya çıktık, yerleştik, hemşire Höt Kıtır operasyon giysilerimi getirdi, pek tarz oldum giyince, sonra beni attılar sedyeye, bay bay beybi.

Ameliyathane buz gibiydi, dondum, üstümü örtün diye çığrındım, iki polar attılar, mavisinin tonu güzeldi, önlüğüme uydu. "Belden uyuşturacağız sizi" dediler, "üstat sizsiniz, boynum kıldan ince" diyemeden sızmışım. Sonra gözümü bir açtım, birtakım mavili adamlar Cevriyeyle Tevriye'yi itlaf edip Topuz Paşaları yerleştirmekle meşguller. "Nasıl gidiyor?" dememe kalmadan biri "Sen niye uyandın bakiim?" diyerek kafama döküm tavayla vurdu, bayılmışım. Ayıldığımda birileri adımı çağırıyor, ben de "çok üşüyoruum" diye kendimi paralıyordum. Odaya çıktık, yatağa geçtik, herkes etrafımda pervane, gak deyince serum, guk deyince kan. Tansiyon aletinden bilezikler, oksijen ölçerden yüzükler taktılar, hiç bu kadar şımartılmamıştım. Sonra tabip geldi, "Seninkiler gitti, yerlerine Topuz Paşaları yerleştirdik" dedi, "Şimdilik vaziyet iyi, gerisi Topuz Paşalara saygıda kusur etmemeleri için kaslarına vereceğin terbiyeye bağlı".

Ağrılı, sızılı, ilaçlı, serumlu, walkerle bebek adımları atmalı, geceliği 5 yıldızlı otele eşdeğer odaya gelen, çoğunluğu karbonhidrat menülü yemekleri didikleyerek, ağrımın baskılandığı zamanlarda kardeşle dedikodu yaparak üç gün geçirdik. Sonra taburcu olduk, doktor ve hemşirelerle vedalaşıp tekerlekli sandalye, asansör, sedye üçlemesiyle bir ambulansa tıkıldım. 4 apaçi kılıklı görevli beni sedye sandalyeyle 2. kattaki eve çıkardı. kapıda kendilerine teşekkür edip walkerime yerleştim.

Hastane macerası bitti ama Diz Üssü Alfa'da macera bitmez. Devamı gelecek sayıda...


Kardeşimin iki taşın arasında bulup getirdiği Mardin işi nazarlıklı bileklik, eh dizler normale dönünce bir de halhal alır elbet, ağanın eli tutulmaz 😃


Ve beni burada da yalnız bırakmayan canım Charlie ❤



23 yorum:

  1. Ameliyat olayını bile öyle eğlenceli yazmışsınız ki okuyanlardan ameliyat olmaktan korkan varsa hemen ikna olacaktır bence.
    Geçmiş olsun, çabuk iyileşin Nurşen Hanım.

    YanıtlaSil
  2. Böyle tatlı bir yeni ameliyatlı da mı olurmuş?! Geçmişler olsun!
    Yıllar önce ananemin üst komşusu da aynı ameliyatı geçirdi ve 6 ay sonra tango dersine katıldı, öğrendi ve dans etti :) Saksa olur Angaranın bağları olur bir şey olur bence <3 Hızla ve neşeyle iyileşin hemen!

    YanıtlaSil
  3. çok geçmiş olsun, acil şifalar.

    YanıtlaSil
  4. Böyle tatsız bir hadiseyi bu kadar hoş ve esprili bir şekilde anlatmanız harika :) Çok geçmiş olsun Leylak Dalı, mümkünse bir daha hiç kapınızı çalmasın Cevriyegiller.

    YanıtlaSil
  5. GeçGeçmişler olsun .
    Bir ameliyat ancak bu kadar güzel ve esprili anlatılır bu da Leylak Dalı farkı işte ♥️💐♥️💐

    YanıtlaSil
  6. Leylakcım çok cesursun iki dize birden evet demek herkesin harcı değil. En kısa zamanda koşturman dileğiyle.

    YanıtlaSil
  7. Geçmiş olsun Nurşen. İlk kez böyle eğlenceli bir ameliyat yazısı okudum.😊 İnşallah bir an önce eski haline dönersin. Bu arada ben de göz kapağımdaki ksantelaz dan dolayı ameliyat oldum. Gerçi kolesterolden dolayı tekrarlama olabiliyormuş. O zaman da lazer ile tedavi olacağım. Şimdiki estetik oldu. Öpüyorum 😘 🤗

    YanıtlaSil
  8. Böyle anlatınca kolaymış hissi uyanıyor,daha önce diz ameliyatı olduğum için olayı az çok biliyorum.Umarım en kısa zamanda keyifli yürüyüşler yaparsın

    YanıtlaSil
  9. Nurşen'ciğim geçmiş olsun. �� Bir an önce walker'ı uğurlamanı dilerim.

    YanıtlaSil
  10. Geçmiş olsun iki diz birden iyi cesaret. Sevgiler.

    YanıtlaSil
  11. Ne güzel tekrar yazman, ne güzel seni okumak, ne güzel iyileşmeni izlemek. :)
    Geçmişler olsun, kucaklıyorum, sevgiler. :)

    YanıtlaSil
  12. Walkersız günler yakındır, İstanbul çok özledi seni Nurşen ablacım

    YanıtlaSil
  13. Gelmiş geçmiş olsun.

    YanıtlaSil
  14. oh, geçti bitti işte...gün gün hep daha iyi olacak öğretmenim, atlattınız artık :)

    YanıtlaSil
  15. Öncelikle bu acılı sancılı yazıyı kıkırdayarak okuduğum için senden özür dilerim. Sinirden zaar. Geçmiş olsun canım. Cevriyeyi yazılarından hatırlıyorum ama diğeri sonradan gelmiş sanırsam. Topuz kafalılar iyi birileri zaar. Bundan sonrası sende. Aman güzelce istirahat et. Öpüyor, en kısa zamanda eski sağlığına kavuşmanı diliyorum. 😍🌷😍🌷

    YanıtlaSil
  16. Çok geçmişler olsun, yeni topuz paşalarla artık kim tutar sizi...

    YanıtlaSil
  17. İnanın aklıma geldi. Bir süredir yoktunuz, dizlerden kaynaklı bir durum olduğunu, hatta ameliyat olabileceğinizi düşündüm. Bugün görmesem nerelerde olduğunuzu soracaktım. Çok geelsin çmiş olsun. En kısa zamanda ayaklanmanızı, rahatlamanızı dilerim. Sonra pandemi de bitsin, gelsin bol gezmeli tozmalı günler:) Kardeşinize de salamlar...

    YanıtlaSil
  18. Böyle tatsız bir ameliyatı bile nasıl tatlı komik anlatıyorsunuz, inanılmaz! Sesli güldüm okurken. :) Bence şimdiden iyi gelmiş, dönüşünüz muhteşem olacak! Geçmiş bitmiş şifa dolu olsun. Çok sevgiler xx

    YanıtlaSil
  19. töh vah diyecektim,bir ara ne okuyorum ülen ben dedim.Allah eğlencenizi daim etsin..tez vakitte iyileşin.Topuz paşa çok yaşa!

    YanıtlaSil
  20. Çok geçmiş olsun. İstemsiz gülerek okudum, çok eğlenceli anlatmışsınız :)) Neşeniz daim olsun :)

    YanıtlaSil
  21. Leylak Dalı imzalı,çok tatlı bir anlatım. Çok gećmiș olsun Nurșen Hanım.

    YanıtlaSil
  22. çok geçmiş olsun ,ben de iki yıl önce kalçaya takdırdım o parlak topuzlardan bir tane:) Arada parçaları yenilemek gerekiyor.
    Şifalar dilerim.

    YanıtlaSil