Sayfalar

27 Mart 2020 Cuma

27 MART (CORONA GÜNLERİ 6)

Madem söz verdim, gün bitmeden yetişeyim. Akşam haberlerine kadar zor bela topladığım moralim haberlerden sonra yer ile yeksan oluyor. Neyse geçelim bu konuyu...

Bugün Dünya Tiyatrolar Günü idi. İptal olan biletlerim arasında bir de tiyatro bileti vardı ama şimdi o kadar uzak geliyor ki, sanki en son oyunumu milattan önce izlemişim gibi. Oysa Ankara'da sezonda oynanan oyunların neredeyse yarısını izledim o koşturma arasında. Tiyatroyu seviyorum, iyi tiyatroyu daha çok seviyorum. Gençliğimin Devlet Tiyatrosu oyuncuları olağanüstü idiler, açıkcası bu sezon izlediğim oyunlardan çok azını oyunculuk açısından yeterli buldum. 

İlk tiyatro deneyimimi yaşadığımda 8 yaşındaydım. Komşumuz Zehranım teyzenin on çocuğu vardı, çoğu evli barklı idi ama yanında yaşayanlardan biri-en küçüğü-yaşıtımdı ve ayrıca yine yaşları bana yakın arkadaş olduğum torunları vardı. Bir gün kapı çaldı ve ailenin bir nevi reisliğini yapan büyük oğullarından biri-ki o da babamın yakın arkadaşıydı-ertesi gün kardeşini ve yiğenini tiyatroya götüreceğini, ellerinde fazla bilet olduğunu ve benim de gelmemi istedi. O gece heyecandan uykum kaçtı, sabah erkenden kalkıp oyunun vaktini sabırsızlıkla bekledim. Sonra hep birlikte yola düştük, neyle gittik hiç hatırlamıyorum ama Küçük Tiyatro'nun şahane salonunu hayranlıkla seyrettiğimi iyi hatırlıyorum. Oyunun adı "Peter Pan"dı. Sonradan kitabını da okuyup çok seveceğim Peter Pan'ın "Tinker Bell" olan perisinin adı "Çın Çın Zil" diye Türkçeleştirilmişti. Gugıl'da oyuncular kimdi, bulabilir miyim diye küçük bir arama yaptığımda Cihan Ünal ve Mümtaz Sevinç'in adına rastladım, kimbilir ne kadar gençtiler.

Tiyatro o ilk çocuk oyunuyla kalbime girdi ve bir daha da çıkmadı, dilerim şu günleri umduğumuzdan çabuk atlatırız da yine salonlara döneriz. 

Bu sabah babama telefon etmek için ara tuşuna bastığımda sesi ve diksiyonu babama benzemeyen biri "Merhaba" dedi. Bir an ödüm koptu, telefonu başka biri açtı sandım, meğer Ali Poyrazoğlu imiş, bize "evde kal" diyecekmiş. Konuştu da konuştu. Babam da telefonu açmadı zaten. Tekrar aradığımda bu defa baygın mı, sarhoş mu olduğunu anlayamadığım bir ses "Merhaba" dedi, meğer o da M.azhar A.lanson'muş. Arkadaşlar derdiniz ne? Telefon operatörleri, niye vaktimizi alıyorsunuz, belki acil bir durum var, niye uzatıyorsunuz. Zaten aklı başında insan evinden çıkmıyor, gerisini de ancak karantina kararıyla oturtabiliriz evde. Meğer bu serinin Hülya Avşar'ı ve Murat Boz'u da varmış, neyse ki onlara denk gelmeden uygulama kalkmış.

Bilgisayardaki fotoğraf albümlerini şöyle bir kurcaladım da geçen yıl bu günlerde arkadaşım ziyarete gelmiş ve bana bahçesinden bir kucak dolusu leylak getirmiş. Bu yıl leylaklara da hasret kalacağız belli, şuraya bırakayım da ara sıra bakar mutlu oluruz:


16 yorum:

  1. Okurken ben de ilk tiyatro animi hatırladım. anaokulu bizi otobüsle Musti (ben küçükken televizyonda olan bir kedi) vardi. Cok olağanüstü bulduğumu hatırlıyorum. Sonrasında lisede bizi Edirne'den Istanbul'a bile tiyatroya getirmişti okulumuz. Isteyenin parasını verip katildigi gezilerdi ama yine de ne güzel şeymiş aslinda yaptıkları.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Okulların böyle şeyler yapması çok değerli, çocuk yaştan alışkanlık kazanılıyor böylece...

      Sil
  2. Gariptir sizin sayfaniza girince burnuma leylak kokusu geliyor, psikolojik galiba :)))- yazinizla ilgili degil ama soylemek istedim :)
    tiyatroyu seviyorum ama kendi dilimde, burada gittigim birkac tiyatro ayni tadi vermedi nedense???

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ah o leylak kokuları gerçekten gelebilse keşke. Son zamanlarda devlet tiyatroları oyuncuları biraz acemi (hepsini kapsamaz tabii ki bu söylediğim) Özel tiyatrolarda çok başarılı olanlar var ama çok pahalı onlar da

      Sil
  3. Tiyatroya yetenegim var hatta ünv tiyatro ekibinde idim

    YanıtlaSil
  4. Ben tiyatroyla hiç tanışmadım desem yeridir. Nereden başlamalı diye bir yazı mı yazsan sevgili Leylak Dalı?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Şu berbat günler bitsin, yaşadığınız şehirde tiyatro salonu varsa farketmez, bir bilet alıp gidin. O zaman kadar TRT 2 bu ara eski oyunları, operaları, konserleri yayınlıyor, izleyebilirsiniz. Şu linke bir bakın:
      http://www.sanattanyansimalar.com/24-mart-tan-itibaren-sanat-heyecani-evimizde/5073/?fbclid=IwAR0oYJN7y1m6rnwjs_gg_9FtjqOnZfsYO26eF1IzGU0_TiUG_Pi7ALf_9Aw

      Sil
  5. Bende severim fırsat buldukça giderim.Benim iptal olan biletim Bülent Ersoy du,iade etmedim sağlığına duacıyım Onu ve Ajda yı sahnede izlemek istiyorum😉

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ah benim ne çok biletim iptal oldu, bale, opera, tiyatro, Hüsnü Şenlendirici ve bir başka topluluk. Ne yapalım şu krizden sağ ve esen çıkalım da elbet yine izleriz

      Sil
  6. Bir ara devlet tiyatrolarının kotla içeri almadığını hatırlıyorum. garip geldiği kadar yine mi öyle olsa diye düşünüyorum, yalan yok! :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bnim çocukluğum ve lise yıllarımda tiyatroya bildiğin abiye kıyafetle, hele suare ise tuvaletle bile gidilirdi. Annem acaip süslenirdi mesela tiyatroya giderken. Lise 1 de matematik öğretmenimiz eşliğinde hem de matineye gitmiştik, kadın kokteyl kıyafetiyle gelmişti, hiç unutmam. Keşke hala biraz özen gösterilse...

      Sil
  7. Yurtdışında bazı tiyatrolar online sisteme geçtiler. Eskiden oynadıkları ve kayıt altına alınmış oyunları yayınlıyorlar. Bazısı biletli bazısı ise tamamen açık. Çeşitli linklerden ulaşılabiliyor. Türkiye'de var mı böyle uygulamalar, varsa lütfen link verebilir misiniz... Dilimde oyun izlemeyi çok isterdim!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. TRT 2 ve youtube kanalları bu uygulamaya geçti. aşağıda bir haber linki veriyorum oradan takip edebilirsiniz:
      http://www.sanattanyansimalar.com/24-mart-tan-itibaren-sanat-heyecani-evimizde/5073/?fbclid=IwAR0oYJN7y1m6rnwjs_gg_9FtjqOnZfsYO26eF1IzGU0_TiUG_Pi7ALf_9Aw

      Sil
    2. Şu linke de bakınız:
      https://www.sozcu.com.tr/hayatim/kultur-sanat-haberleri/evdekal-sanatsiz-kalma-iste-izleyebileceginiz-konserler-sergiler-ve-tiyatrolar/

      Sil
  8. Ah Leylak Dalıcım, Ali Poyrazoğlu üstü Mazhar Alanson'a koptum, kahkahalarla güldüm. Çok yaşayın emi? :) Gülmeye ihtiyaç gani. Çok iyi geldi, çok teşekkür. Sevgiler..

    YanıtlaSil
  9. Ah ben de ilk kez tiyaroya lisede bir aile dostumuzun "elimizde fazla bilet var Esra gelmek ister mi bizimle" sorusu üzerine gitmiştim ve çok keyif almıştım.

    YanıtlaSil