Sayfalar

26 Mart 2020 Perşembe

26 MART (CORONA GÜNLERİ 5)

Hellö,

Dün akşamki bilim kurulu toplantısından iç soğutacak bir haber çıkmayıp iş kendimize dikkat edip hastalığa yakalanmayacağız moduna evrilince moralim bozuldu, keşke istemeyince virüs gelmese. Dona Flor'un ikinci kocasıyla nerede tanışacağını bile merak etmez oldum, kitabı bırakıp yatmaya gittim. Yorgan koruyucudur 😃

Sabahleyin de aynı moralle uyandım, aynadaki suratımdan nefret edip kahvaltı hazırlamaya başladım. Bu arada önce B12 spreyimi yere düşürüp başlığını kırdım, ardından da kırmızı pancar turşusunu dolaba koymaya çalışırken kapağı gevşedi ve o kıpkırmızı su tüm raflara yayıldı. Aynaya bakmadım, zira suratımı tanımayabilirdim bu süreçte. Kendimi sakinleştirmeye çalışarak balkona çıktım. Karşı apartmanın ilk katında oturan çift balkonda şezlonglara yayılmış, karşılarındaki su sayacı tamirhanesi manzarasına bakarak çay içiyorlardı. İçeri girip kendi çayımı demledim, kahvaltımı hazırladım, su sayacı manzaram yoktu, bir film açıp karşısına geçtim. Aklıma İstanbul'da, Karaköy'deki kahvaltıya gittiğimiz dekorasyonu çok şık, fiyatları tuzlu ama manzarası oto yıkanan garaj olan mekan geldi. Vay canına bir zamanlar bırak evden çıkmayı, şehirlerarası bile gidip dışarlarda kahvaltı falan edebiliyormuşuz. Milattan Önce miydi?  

Filmin adı "Saklı". Başrollerinde İlhan Şeşen, Türkü Turan ve Settar Tanrıöğen vardı. Fena değildi, Settar Tanrıöğen'in oyunculuğu ise her türlü takdiri hakediyordu. Filmin ortasında kızkardeş arayıp beni biraz parpıladı ve moralimi düzeltti. O moralle film bitince gündelik sportif faaliyetlerimi yaptım. Bugünkü iki tane idi: 1- Mutfak kapısının camını silmek. 2-Terracotta obje koleksiyonumun tozunu almak. 


Var ya, aslında ev işlerinden nefret ederim, evde kalınca kafa dağıtmak için bahane olarak gündelik ufak işler yaratıyorum. Taksit taksit düzene sokarım böylece, hem de vakit geçer. Sırada çekmeceler, dolaplar, kışlıklar, yazlıklar falan var. Nasılsa bu Cavit daha kolay kolay gidecek gibi görünmüyor, keşke bir an önce çekip gitse, ben pis ve pasaklı yaşamaya razıyım. 

Sokaktan çilek satıcısı geçti, kasa kasa çilekleri yüklemiş kamyonete, ellerine eldivenleri takmış satıyordu. Pek rağbet eden olmadı, sadece tam karşımızdaki dairede oturan yaşlı hanım sepet sallayıp bir kilo aldı, sanırım reçel yapacak. Dün de domatesci geçti, onun eldivenleri siyahtı, lakin "3 kilo domates 20 lira" diye bağırırken elini boru gibi yapıp ağzına tutuyordu, oh bol tükrüklü, bol mikroplu. İnanmayacaksınız ama evvelsi gün de minibüsle "Hanımların dikkatine" geçti. Corona günlerinde en büyük sıkıntı evlerdeki paspas kenarı, yolluk kenarı, halıfleks kenarının overlokları olsa gerek. Sırada Taşköprü sarmısakçısı var ama o geçmese iyi olur, zira çok kızgınım. Henüz bu virüs telaşı başlamadan Taşköprü lafını duyunca kocayı apar topar indirip aldırmıştım. Hemen hemen hepsi küflü ve nemli çıktı, sarmısaklar da kesinlikle Taşköprü değildi. Tamamı çöpe gitti. 

Eh bu kadar gevezelik yeter, hazır ruh eğrisini biraz yukarı çekmişken gidip şu Dona Flor ve ikinci kocasıyla ilgileneyim de bitsin artık bu kitap. Pek süründü elimde. Virüs cümlemizden uzak olsun...

7 yorum:

  1. pancar suyuna üzüldüm özellikle bu ara çok tüketin diyorlar. Sağlık olsun diyelim benimde elimdeki kitap sürünüyor...

    YanıtlaSil
  2. haha corona günlerinde sokaktan overlokçunun geçmesi... trajikomik:)))

    YanıtlaSil
  3. bugün limon reçelinden sonra "pancar kvass mı yapsam" dedim. sonra "abartma" dedim kendi kendime ama çilek zamanı geldi değil mi? bence çilek reçeli de yapabilirim pek yakında :) bittik biz!!!

    YanıtlaSil
  4. Çilek çıkmış mı? :) Burada tarlalardan topluyoruz çocuklarla, göz hakkını da saymıyorlar.. ama bu sene olmayacak sanki, var daha, 1-2 ayı, belki yakalarız....
    Geçen gün önümüzden "evlerde kalın, sokağa çıkma yasağı başlamıştır, evlerde kalın" anonsu yapan bir araç geçti ve ben "ah bizim ülkedeki ipragazcılar ya gözünü seveyim sıla özlemiii" dedim :))) tırlatıyorum kesin.

    YanıtlaSil
  5. O değil de, memleketteki bütün overlokçular nasıl oluyor da aynı sözleri aynı terane ile söyleyebilen bir sistemin içindeler?
    Çok merak ettim şimdi!
    Uzaktan uzaktan öperim. ;)

    YanıtlaSil
  6. Yazının pancar ve domatesçi bölümlerine güldüm, hanımların dikkatine derken de Seray Şahiner'in güzel kitabı geldi aklıma :)

    YanıtlaSil
  7. Kaç gündür çilek yemek istiyorum ama almıyoruz. Kabuğu soyulmayan meyvelere ara verdik :( Aynı şekilde çiğ yenen sebzelere de ara verdik.

    YanıtlaSil