Sayfalar

18 Eylül 2013 Çarşamba

SEÇME SAÇMALAR

Bugün çok sıkıldım evde, lakin geçen haftadan beri sürekli koşturma halinde olmam nedeniyle kendini hatırlatan (aslında hiç unuttuğum yoktu ama) dizimi dinlendirmek için zorunlu istirahat verdim kendime. Hiçbir şey yapasım var ya da yok. Sabahtan beri mutfak, salon, bilgisayar başı arasında mekik dokuyor hiçbirinden de dişe dokunur bir sonuç alamıyorum. Elimdeki polisiye sürünüyor, o derece yani. İzmir yolculuğu yüzünden ara verdiğim Şarlot'un Gizli Günlükleri başucu masasında istirahatte, serinin en küçük kitabı olduğu için taşınma kolaylığı bakımından sırayı bozarak yanıma aldığım "Katilin Uşağı"na devam ediyorum, bitiremedim bir türlü, oysa epey eğlenceli. Saçma sapan fotolar eklemek istiyorum buraya, işte bir tane:

 

Sonuçta mandal ama ne güzel, gökkuşağı gibi renkli. Üstelik Antalya'daki evden, mandallarımı bile özledim yahu.


Bu çiçekler de yaz başındaki Ulukışla seyahatinden. Babamın ilk kez gördüğüm akrabalarından biri ziyaretimizden çok mutlu olmuş, ne ikram edeceğini şaşırmış, çay-kahve önerilerini reddedince de bahçedeki çiçeklerden koca bir demet yapıp elime tutuşturmuştu. Bak anımsamak güzel oldu şimdi.


Benim için Ankara'yı Ankara yapan yerlerden biri; Akman ve bozası.  Haziran ayı içinde çekilmiş bir fotoğraf bu da, Kızılay'da sürekli gösterilerin olduğu, biber gazından maskesiz Kızılay'a gidilemediği zamanlardı. Şekilde görüldüğü gibi bozanın eşlikçilerinden biri leblebi diğeri maske :)


Bu tuhaf şey de "longan" denilen bir tropik meyve. Arkadaşımın hostes olan kızı getirmişti, nereden getirdiğini unuttum şimdi ama oldukça lezzetliydi. O buruşuk kabuğun içinden, renksiz, jölemsi bir meyve çıkıyor, yeni dünya çekirdeği gibi de bir çekirdeği var ortasında. 



Ve canım fena halde leylak koklamak istiyor, ne yapsak ki? Lavanta kolonyasıyla idare edelim, ikisi de aynı renk nasılsa...

10 yorum:

  1. Ay benim de burnuma leylak kokusu geldi sanki. Bu beyin nasıl çalışıyor. Nerden bulmalı şu sonbahar günlerinde,üstelik bu bulanık havada leylakları .... Meyve istesen belki sera-mera bulurduk ......

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ah ben mevsiminde bile bulamıyorum Antalya'da, hep hasret hep hasret :)

      Sil
  2. Benimde senden farkım yok hemde epey bir zamandır bu haldeyim :)) O meyveye burda Litschi ( liçi) diyorlar. Güneyasyaymış vatanı çok severim tadını aperatif olarak alkollü içecekleride var mmmm ;)) keyfin bol olsun, öperim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aa demek bir adı da Liçi, ben de sevdim tadını, olsa da yesek:)
      Ben de öperim Asiscim...

      Sil
  3. ne zaman leylak resmi görsem kokusu gelir burnuma.. şimdi de öyle oldu.. leylak kokusu için teşekkürler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Valla ben resmen aşeriyorum bu aralar, hamileyken de yegane canımın çektiği şey leylak ve kokusuydu :) Boşa Leylak Dalı olmadım yani :)

      Sil
  4. Bayıldım bu seçme saçmalara ben :)))

    YanıtlaSil
  5. burnumda apple pie kokusu mudur bir şekerli hamur pişme kokusu var..
    benim de.. o yüzden hiç bir işe yaramıyorum şu anda bulunduğum yerde.. acilen bir hamur işi pişirmem gerek..

    atalet...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben yorumu yazana kadar sen tarte tatini yedin bile, afiyetler olsun ortağım :)

      Sil