Sayfalar

3 Ocak 2011 Pazartesi

PAZAR ÖZETİ

Antalya'daki balkonun kumruları ne alemde bilmiyorum ama Ankara'da, yan balkona kaçak gecekondu kurmuş bir çift besili güvercinimiz var. Babam bir vakitler o balkonda domates yetiştirmeye karar verdiğinde saksıları koymak için iki tuğlanın üstüne bir tahta parçası yerleştirmiş, sonra da orada o şekilde bırakmış, bizim güvercin ailesi de sığınak bilip yerleşmişler. Yazın başbelası temizlik şirketi geldiğinde bile kıyıp bozamamıştık yuvayı. Halen orada yaşamaktalar ve herbiri tavuk kıvamına ulaştı. Hatta yılbaşında hindi niyetine kesmeyi düşünmüştük ama biraz daha semirsinler Kurban Bayramı'nda keseriz diye şimdilik vazgeçtik:) Bu sabah pencereden baktığımda yan balkondan ön balkona gezmeye gelmişlerdi, fotoğraflarını çektim ama iyi çıkmadı, ben de evdeki daha gelişmiş diğer makineyle önceden çekilmiş artistik bir pozunu koydum birinin, güzelliğini göresiniz diye. Güzel olmasına güzel keratalar da bir de durmadan uçup karşı komşunun sardunyalarını didiklemeseler. Kadıncağız saksıların dört bir yanına sivri uçlu çöp şişler dizmiş konmasınlar diye ama nafile, engel tanımıyorlar.

Dün kızkardeşle buluştum öğleden sonra Ankamall'de. Evden çıkarken yoğun bir telefon trafiği ardından da çanta değiştirme telaşı yaşayınca cüzdanımı evde unuttuğumu tam metroya binmek üzereyken farkettim. Önce evdekileri arayıp düşürmediğimi teyit ettim, geri dönüp almayı gözüm yemedi. Ne yapsam diye düşünürken son anda çantayı açmaya üşenip paltomun cebine attığım 10 lirayı hatırladım. Metroya binecek para var ya gerisi Allah kerim diyerek aldım biletimi yerleştim vagona. Lakin tren bir türlü kalkmak bilmez, başladım senaryolar yazmaya; "İster misin bir ihbar alınsın, trende arama yapılsın. Cüzdan evde, kimlik cüzdanda, anlat anlatabilirsen derdini" diye kara kara düşünürken hareket ettik. Derin bir "oh" çektim ama karşıki dağlar yıkılmadı, pardon o "oh" değil "of"du zaten. Tam karşımda oturan genç kızın çizmelerinin benimkiyle aynı olduğunu farkedip şaşarken annesinin botlarının da benim evdeki botların aynısı olduğunu gördüm. Ortak zevklerimizin olduğu bir aileyle aynı metroda seyahat etmekten çok memnun oldum şahsen. Ankamall her zamanki hafta sonu kalabalığındaydı, her seferinde hafta sonu gelmemek için karar alıp akabinde aldığım kararı bozuyorum, istikrar yok istikrar:) Minik yiğenin gönlünü etmek için ilk durağımız oyuncakcı oldu ve evdeki sevimsiz yaratıklar ordusuna bir tane daha ekledik. Kahve içmeye girdiğimiz Tchibo'da görevliler canından bezmiş olacak ki kendi masamızı kendimiz temizledik ve küçük bardakta filtre kahve yerine kocaman bardakta latte içmek zorunda kaldık. Bir değişim için uğradığımız C.eyo mağazasında arkaya arkaya içeri giren tekerlekli sandalyeye mahkum gencecik iki kızdan kendimizce bir hayat dersi çıkarıp para çekmekten ziyade borsada işlem yaparmış gibi görünenlerin oluşturduğu bir bankamatik kuyruğuna dahil olduk ve uzun süre bekledik. Sonra ben Migros'a mantı almaya girdim. Ben yarım kilo diye ısrar ettim, tezgahtar bir kilo diye. Bunu geçen hafta da yapmıştı, inat ettim yarım kiloda ama kasaya gittiğimde onun da inat ettiğini ve 700 gram verdiğini gördüm. Zaten kızgındım, geçen hafta aldığım patlıcan salatası ekşimiş çıkmıştı ve söylediğimde limondan kaynaklandığını iddia etmişti. Geri dönüp kafasına atmayı düşündüysem de üşendim, mecburen kızkardeşten ödünç aldığım parayı bozdurdum:) Ankamall'de geçen zaman yeter deyip dışarı çıktığımda, karanlık, kirli ve soğuk bir Ankara akşamı başlamıştı. Metroda yolboyu babasına şımaran pembe paltolu, pembe çizmeli ufaklık kızı izleyerek geçirdim zamanı, eve ulaştığımda ise "Home sweet home" boyutlarına gelmiştim.

Of, yine kaçırmışım ipin ucunu, çok uzun olmuş bu yazı, yarım bırakana kızmıyor, sevgilerimi sunuyorum, tamamlayanlara ise "Pazartesinin okuru" ünvanını veriyorum:)

Not: Sevgili Elif, Nuran, Selma Er, Defne, Mavianne, Müge Polat, Özlem Öztürk ve Nur kartlarınız az önce posta kutumu şenlendirdiler. Herşey için çok teşekkürler, günümü güzelleştirdiniz...

43 yorum:

  1. Okurken Ankara geçti gözlerimin önünden ve Ankara 'yı ne kadar çok özlediğimi bir kez daha anladım.8 yıl yaşadım Ankara 'da ve hayatımda ki yeri çok özeldir.Üniversite yılları olmasının da etkisi vardır belki..Ankara' ya sevgilerimle...

    YanıtlaSil
  2. Ankara'yı özlüyorum senin yazılarını okurken :)

    YanıtlaSil
  3. Yine kopardın gülmekten bacıcım yaaa.. :))))

    YanıtlaSil
  4. Bunca yorgunluğun üzerine Behzat Ç.'yi izlemek iyi gelmiştir umarım..

    YanıtlaSil
  5. Ben pazartesi okuru oldum. Dahada yazsaydın zevkle okurdum.

    YanıtlaSil
  6. seni okurken bir ankara gününü daha seninle yaşamış olduk böylece. senin anlatımınla gözümde canlanan ankara karelerini çok seviyorum. :))

    YanıtlaSil
  7. Sonuna kadar okudum, güzel bir yazıydı. Özden, sade ve tanıdık yaşam kareleri...

    YanıtlaSil
  8. zevkle okudum unvanı kaptım:))

    YanıtlaSil
  9. beraberdik sanki metroda bir kahkaha patlattim ama ben dayanamayip:) neyse sagsalim bir maraz cikmadan eve dondunuz ya sukur:) sevgiler

    YanıtlaSil
  10. hayıflanmak var da tedekada.. hayıflıyı bilmiyor..
    büyükanne ben gibi sözcük üreten biri olabilir mi acaba..

    atalet..

    YanıtlaSil
  11. Biliyordum dolu bir pazar olacağını.
    Güvercinleri anlatışını okurken aklıma Yılmaz Odabaşı'nın öyküsü veya anısı diyeyeim geldi. Okumuşsundur belki okumadıysan akşam bulayım göndereyim.

    Bu arada yazıların uzun değil. Su gibi akıyor. Sevgiler bizden, öpücükler.

    YanıtlaSil
  12. Su gibi aktı gitti.

    Güzel pazarlar olsun daima...

    YanıtlaSil
  13. Canım Leylaam,
    Bugün de postadan senden gelen bişey çıkmadı.
    İnan haberin olsun diye yazıyorum, seni üzmek için deil.
    Sevgiler.
    :))

    YanıtlaSil
  14. Bidenem Ekmekçim,
    Bu hafta sonuna kadar bekleyeceğim ve içindeki süpiriki yeniden yapıp yollayacağım. Bence o zarf postada kayboldu. Çünkü komşun Karga'ya attığım kart ulaşalı 3-5 gün oldu. Gerçi sen iş adresini vermiştin ama keşke eve yollasaymışım. Her neyse dediğim gibi haftasonuna kadar gelmezse haber ver.
    Benden de sevgiler...

    YanıtlaSil
  15. ablam benim kartım ulaşmadı mı acaba size merak ettim :)

    YanıtlaSil
  16. La Luna,
    olsun canım olsun. Pazar günlerini hiç sevmediğim düşünülürse daha çok olsun...

    YanıtlaSil
  17. Nehir İda,
    Sağol canım, siz böyle söyledikçe ben destan yazarım:))
    Yılmaz odabaşı'nın anısını bilmiyorum, yollarsan sevinirim. Kocaman öpücük gelsin benden...

    YanıtlaSil
  18. Atalet,
    Hayıflı kesin anneannemin uydurmasıdır. Aynen dediğin gibi sürekli kelime üretirdi, umarım öbür tarafta da yapmıyordur:) Resmen eskilerin nev-i şahsına münhasır dedikleri türden bir kadındı. Rahmet olsun.
    Sevgiler...

    YanıtlaSil
  19. Beste,
    Gerçekten korktum bir an, sonuçta birşey çıkmazdı ama uğraştığımla kalırdım. Bundan sonra cüzdan kontrolü yapılmadan sokağa çıkmak yok.
    Sevgiler...

    YanıtlaSil
  20. Nazpek,
    Evet, ödüllerden birini takdim ediyorm sana:))

    YanıtlaSil
  21. Begonvilli Ev,
    Teşekkürler. Bu vesileyle tekrar geçmiş olsun, çabuk dönün bloga:)

    YanıtlaSil
  22. Kara Kitapcım,
    Birgün ankara'ya gel, sadece yazılarımla kalma, aynı zamanda gezdireyim, olur mu:))

    YanıtlaSil
  23. Hüznün Tade,
    Evet, bir ödül de sana:))
    Siz böyle derseniz ben hep yazarım hem de uzuuun uzun:))

    YanıtlaSil
  24. Mavi Balon,
    Aynen, hem de çok iyi geldi. Üstelik Behzat Ç.'nin tipini de, bazı huylarını da çok sevdiğim rahmetli dayıma benzetiyorum:))

    YanıtlaSil
  25. Müge Bacıcım,
    Ben seni güldürdüm Allah da beni güldürsün, yok yok hepimizi güldürsün:))

    YanıtlaSil
  26. Özlem,
    Valla ben de Antalya'yı özlüyorum:))

    YanıtlaSil
  27. İçimizdeki Karnaval,
    Demek siz de Ankara sevenlerdensiniz, ne güzel. Çoğu kişi aksini düşünür de sevindim böyle olmasına. Ankara'dan da size selamlar...

    YanıtlaSil
  28. Burcucum,
    Henüz gelmedi kartın ama geleceğini düşünüyorum. Zira bu gelen kartlar ta Aralık 21 de postaya verilmiş. Bekleyelim bakalım, bu PTT bu yılbaşı şan verdi:))

    YanıtlaSil
  29. Bayılıyorum şu gezi notlarınıza pazartesi okuru oldum ben hepsini gülerek okudum...

    YanıtlaSil
  30. anaaa çok güzeldi yahu:))) hındi güvercinler bunu çizelim:))bayılıyorum bu esprili haline başlıkta çok güzel bu arada:)evet ya metro neden bu kadar geç geliyor bı de ne taraftan geleceği de belli olmuyor :)

    YanıtlaSil
  31. leylak dalım eline geçtiği için çok mutlu oldum
    ankarada bile bu kadar geç ulaşıyor demek kartlar
    güzel ve akıcı yazın uzun olsa da kendini okutuyor
    herşeyi ne güzel anlatmışsın
    güvercinler, ankamall, metrodakiler
    çok keyifliydi okumak
    sevgiler

    YanıtlaSil
  32. Pazartesi okurundan kocaman sevgiler:) böyle eğlenceli bir yazıyı okuyup uykuya uçuyor olmanın keyfiyle gece rüyama çizmeli anne kız, bankamatik önü insanları, migrosun delisi vs gelirse hiç şaşırmayacağım. hatta rüyamda yoğurtlu mantı bile yiyebilirim:) sevgiler

    YanıtlaSil
  33. Gönderdim mail ile öpüyoruzzz.

    YanıtlaSil
  34. Pazartesi okurundan:)
    On günde yürüyerek Ankara'ya gider gelinir sanırım. Postacılar Rahmetli Kemal Sunal yürüyüşü ile getirmişler kartları.
    Sevgiler...

    YanıtlaSil
  35. Nurcuğum,
    Bence yürümemiş bile sürünerek gelmiş bu kartlar, insaf yahu. Aman kaybolmasınlar da geç gelmelerine razıyım:)
    Benden de Pazartesi okuruna sevgiler:)

    YanıtlaSil
  36. Nehir İda,
    Aldım canım, çok sağol...

    YanıtlaSil
  37. Sevgili Pazartesi okuru Zero:)
    iyi geceler, tatlı rüyalar diyeceğim de bence mantı yeme, ağırlık yapar gece gece kabus görürsün:))) Sen çay ve simite devam et.
    Öpüldün...

    YanıtlaSil
  38. Maviannem,
    Çok sağol, böyle söyleyip mutlu ediyorsunuz beni.
    Gerçekten PTT bu yıl ağırlıkta rekor kırdı ama sonunda geçti ya elime o da birşeydir.
    Çok sevgiyle...

    YanıtlaSil
  39. Zuzum,
    Bekliyorum hindi güvercin çizimlerini:))

    YanıtlaSil
  40. Kadayıfcım,
    Evde oturarak Pazartesi okuru olmak hoş bir duygu olmalı. Sen ve Sardunya ilk günün tadını çıkardınız umarım. Keyifle sürsün yeni yaşamınız, sevgiyle...

    YanıtlaSil
  41. Ben zaten bu saatte tam pazartesi okuru oldum :)sevgiler...

    YanıtlaSil
  42. Leylakçım, sen yaz hele..Okumaktan sıkılan olursa 'bu onun sorunu' der geçeriz. Lakin daha uzun yaşamak istiyorsan şayet, hafta sonu AVM'lere gitmeme prensibini cidden oturt. Kahrolmak işten değil. Ben hafta sonu kafamı evden dışarı çıkarmıyorum, en azından AVM için..Kardeşim İstinye'de oturuyor stanbul'da, İstinye Park'ın civarından geçmiyorlar hafta sonu..O derece. Hasretle yeni yazını bekliyoruz canım, sen yaz biz okuruz..

    YanıtlaSil
  43. Ben de bunu sık sık yaptığım .ç.n para cüzdanı ile kartların cüzdanını ayırdım.Birini unutsam diyeri yanımda oluyor. Bu arada bizim kartlar çok geç ulaşmış sana.Galiba postacıları kaplumbağalarla değiştirdiler.Ben de senin güzel kartını ve benim için eklediğin şiiri aldım.Çok beğendim.Aynı dileklere ben de katılıyorum.Böyle bir etkinliğe imza attığın için teşekkürler.

    YanıtlaSil