Cep telefonuma bir haller oldu. Telefonun kendinden mi kaynaklanıyor, şarj kablosundan mı çözemedim ama elbirliğiyle beni çileden çıkarmak istiyorlarmış gibi geliyor. Şarj etmek için kabloyu takıyorum, pat uyarı çıkıyor ekrana: "Şarj aleti çıkarıldı." Kurcalayıp biraz geri çekiyorum, uyarı değişiyor: "Şarj aleti takıldı". Tamamdır diye ayrılıyorum prizin yanından, "dııııt" sesleniyor arkamdan "nereye gidiyorsun hemşerim, kandırdım seni, şarj aleti çıkarıldı". Yeniden takıp çıkarıyorum, olumlu uyarıyı alıp uzaklaşıyor işime dalıyorum, 10 dakikaya kalmıyor içerden bir ses: "Guuguk, guuguk". İlk seferinde algılayamadım ve haberim yokken babam guguklu saat mi aldı diye bütün odaları dolaştım, meğer ses telefondan geliyormuş. Esasen guguklu saatlere bayılırım, hep bir guguklu saatim olsun istedim. Hatta zengin bir yakınım İsviçre'ye seyahate gitsin, gelirken bana guguklu saatin en esaslısından hediye getirsin hayalleri kurdum. İçinde bir değil 3, 5, 10 kuş olsun. Asayım evin en güneşli duvarına, on dakikada bir saate bakayım, komşular saati bana sorsun, ben guguklara danışayım, içinde ikamet eden öpülesi kuşlara ellerimle yem yedireyim, her gün tozunu alayım, sarkaçlarını cilalayıp parlatayım vesaire vesaire. Galiba Allah dualarımı kabul etti, benim telefon metamorfik bir sancı çekmekte. Kendini telefonluktan guguklu saate dönüştürebilmek için çabalıyor. Bütün o uyarılar, dıtlamalar, şarj kablosuyla çekişmeler, bana çemkirmeler bu yüzden. İlk aşama gerçekleşti, "guguuk" demeyi öğrendi, yakında sarkaçları uzar, arkasından kuşlar kanat çırpmaya başlar gibi geliyor. İyiyim iyi, sonunda guguklu saatime kavuşacağım. Telefon mu, o ihtiyacımı da dedemden kalma cep saati ile gideririm nasıl olsa...19 Ocak 2010 Salı
GUGUKLU TELEFON
Cep telefonuma bir haller oldu. Telefonun kendinden mi kaynaklanıyor, şarj kablosundan mı çözemedim ama elbirliğiyle beni çileden çıkarmak istiyorlarmış gibi geliyor. Şarj etmek için kabloyu takıyorum, pat uyarı çıkıyor ekrana: "Şarj aleti çıkarıldı." Kurcalayıp biraz geri çekiyorum, uyarı değişiyor: "Şarj aleti takıldı". Tamamdır diye ayrılıyorum prizin yanından, "dııııt" sesleniyor arkamdan "nereye gidiyorsun hemşerim, kandırdım seni, şarj aleti çıkarıldı". Yeniden takıp çıkarıyorum, olumlu uyarıyı alıp uzaklaşıyor işime dalıyorum, 10 dakikaya kalmıyor içerden bir ses: "Guuguk, guuguk". İlk seferinde algılayamadım ve haberim yokken babam guguklu saat mi aldı diye bütün odaları dolaştım, meğer ses telefondan geliyormuş. Esasen guguklu saatlere bayılırım, hep bir guguklu saatim olsun istedim. Hatta zengin bir yakınım İsviçre'ye seyahate gitsin, gelirken bana guguklu saatin en esaslısından hediye getirsin hayalleri kurdum. İçinde bir değil 3, 5, 10 kuş olsun. Asayım evin en güneşli duvarına, on dakikada bir saate bakayım, komşular saati bana sorsun, ben guguklara danışayım, içinde ikamet eden öpülesi kuşlara ellerimle yem yedireyim, her gün tozunu alayım, sarkaçlarını cilalayıp parlatayım vesaire vesaire. Galiba Allah dualarımı kabul etti, benim telefon metamorfik bir sancı çekmekte. Kendini telefonluktan guguklu saate dönüştürebilmek için çabalıyor. Bütün o uyarılar, dıtlamalar, şarj kablosuyla çekişmeler, bana çemkirmeler bu yüzden. İlk aşama gerçekleşti, "guguuk" demeyi öğrendi, yakında sarkaçları uzar, arkasından kuşlar kanat çırpmaya başlar gibi geliyor. İyiyim iyi, sonunda guguklu saatime kavuşacağım. Telefon mu, o ihtiyacımı da dedemden kalma cep saati ile gideririm nasıl olsa...
alemsin :)
YanıtlaSilO gucuklu saat annemin de hayallerini süslemiş olacak ki zamanın birinde büyük bir hevesle aldı geldi taktık duvara ne bilsin benim gibi gölgesinden korkan kızı var :)
tam gerilim filmi seyrediyorum saat 00:00 Allaaaaaaaaah sen o kuş çık hem de 12 defa öt gecenin sessizliğinde, ben nasıl çığlık çığlığa :)
Babam bile yazık yavrum evine anahtarla giremedi bir günden bir güne :)
Bir keresinde mutfağa giderken antreden geçiyorum bir karaltı Babammış ölüyorum sandım yine çığlıklar :)))
O yüzden annem de üzülerek geri iade etmek zorunda kalmıştı guguklu saatini :)
İlahi Funda hiç guguklu saatten korkulur mu? Keşke annen bana yollasaydı o saati:))O eve sessiz girişler beni de ürkütür zaman zaman, hele elektrikler kesikse.
YanıtlaSilİyi akşamlar, sevgiler...
Leylak Dalıcım o saatin aynından bizde vardı. Bir misafir çocuğu kuş dışarda kalsında da hep ötsün diye sen çık kanepeye kuş tam öterken tut, yayı kırılmış ve kuş hep dışarda kalmıştı heheheheh.
YanıtlaSilCanım annem benim ya, yıllarca üzüldü...
Çook öptüm seni.
Sanırım telefonunuz artık istirahat etmek istiyor.
YanıtlaSilŞöyle kuytu bir çekmecede sessizzz sedasız:D
Veeee guguklu saat hayaliniz gerçek olur umarım)
Sevgilerle.
hahahahah, çok güldüm akşam akşam. secret filozofisini savunanlar okusa bu yazdıklarınızı sayın hocam, en birinç örnek olarak kullanırlardı valla:) çok isteyince evren size bir guguklu saat gönderir başlığı altında:)))
YanıtlaSilguguklu telefon mu :)
YanıtlaSilbizim bir komsumuzda vardi, ben kücüktüm ve sinir olurdum.
her oyunun güzel yaninda, guguk derdi - ya ne gugugugug diye cikismak isterdim ama elalemin evinde elelamin gugusuna cikisamam hos!
bakiniz leylak dali hanim, bende travma vari seyler yarattiniz.
galiba kücüklügüm pek bir icli köfte gibi gecti :)
Lalecim, kesin guguklu saatim olsa mıncıklarken ben de sizin kuşun akibetine uğratırdım:)))
YanıtlaSilŞuşu haklısın valla, telefon "beni yenile" diye bağırıyor aslında amaben dikkatini başka yöne çekmeye çalışıyorum:))
Elektram,
Di mi ya pek bi felsefik takılıyorum. Ben de salladım evrene sallamaca, ya tutarsa:))
Ah Aycim, vah Aycim,
İçli köfte küççüklüğünü deşip kıymaları döktüm galiba istemeden, kusura bakma:)) Bütün guguklarımı geri alıyorum bir faidesi olacaksa:)
Leylakcığım,
YanıtlaSilNedir son gelişme dünden beri?
Bir sonraki metmorfoz aşamasına geçildi mi?
:)))
Bekliyoruz Ekmekçim be, çıkmadık canda umut vardır demiş çokbilmiş atalarımız:))
YanıtlaSilGuguklu saat çocukluğumdan beri sevdadır bende.Şimdi de kızımda :))
YanıtlaSil