Sayfalar

8 Eylül 2023 Cuma

ANKARA, ANKARA. EY İYİ KALPLİ ÜVEY ANA!*

İki gün önce ani bir kararla iyi kalpli üvey anamı ziyarete karar verdim, bu kez Cermodern'deki sergi bahanesiyle. Bir süredir kendisini Sivas'la, Rize'yle, Batum'la, Eskişehir'le aldatmaktaydım, farkındayım. Gönlünü alayım dedim, ne de olsa üzerimde çok emeği var. 

Cermodern'i salonlarında açılan sergiler bir yana, bina olarak bile çok seviyorum, gel gör ki onu da ihmal etmiştim uzun zamandır, bu kez suç bende değil, pandemide. Son gidişim 2019 yılının Aralık ayı idi. Havanın biraz serinlemesini bekledim ve vurdum kendimi yaya olarak yola. Adliye'nin oradan sapıp hafif meyilli yokuşu tırmanmaya başladım. Kaldırım ve yol çalışmaları vardı, kepçeler, dozerler ve kafaları baretli işçilerle doluydu yol, arkamdan gelen araçlardan sakına sakına yeşil bir alana vardım. "Acaba" diye danıştım kendime, "bu yeşil alandan devam etsem beni Cermodern'e götürür mü? Cermodern görünüyor çünkü ileride". Kendim kendime cevap veremeyince o yeşil alanın kıyısında oturmuş cigara tüttürüp dinlenen iş yelekli, baretli iki görevliye yanaştım: "Buradan yürüsem Cermodern'e varır mıyım?". İkisi de yüzüme baktı, sonra biri, "Cermodern nere?" dedi. "Peki" dedim, yola çevirdim yine yönümü, arkamdan akıl verdiler: "Yoldan devam edin". Bir daha "Peki" dedim.

Epeyce ter döktükten sonra Cermodern'in bahçesine girdim sonunda. Beni "Su Perileri" karşıladı.

1924 yılında devrin belediye başkanı tarafından İtalya'dan getirtilen heykelin zaman içinde yer değiştirmekten başı döndü desem yeridir. Benim hatırladığım yıllarda Tandoğan Meydanı'nda idi. Ama öncesinde Demirtepe'den Kızılay'a, Evkaf Apartmanı Parkı'ndan Hacettepe'ye kadar taşınmış durmuş, sonunda Tandoğan'a yerleşip bir "Oh!" diyecekken metro çalışmaları nedeniyle kaldırılıp belediyenin depolarından birine konmuş. Metro inşası bittikten sonra da yerine çaydanlık-fincan zımbırtısı yerleştirilmiş. Hatırlayanlar "Su perileri nerede?" arayışına girdikten çok sonra, 2010 yılında restorasyondan geçip Cermodern'in bahçesine yerleşmiş. Yerine yakışmış, hele de CSO Ada'nın inşası bitip çevre düzenlemesi yapılınca daha da yakışmış. Bu yeşil alanı 4 yıllık uzaklaşma sürecim nedeniyle görmemiştim, Cermodern sonrası gezince çok hoşuma gitti ama önce azıcık sergiden bahsedeyim:


İtalya Büyükelçiliği ve Cermodern işbirliği ile gerçekleştirilen sergi "Bir Zamanlar Denizin Olduğu Yer" adını taşıyor. Yaklaşık 250 milyon yıl önce Asya, Avrupa, Afrika ve Avustralya kıtalarının ana hatlarını çizen süper kıta Pangea'nın doğusunda, antik Tethys Denizi'nin tabanını oluşturan geniş bir körfez varmış. 20 milyon yıl önce bu noktadan başlayarak dağlık bir manzara olan Dolomitler gelişmeye başlamış. Deniz çekilmiş ve yüzey şekilleri oluşmaya başlamış. Buradan hareketle sergiye katılan sanatçılar bu oluşumu eserleriyle sembolik olarak canlandırmaya çalışmışlar. Sergideki en ilginç çalışma Wil-ma Kammerer'in "Parlak Beyaz" isimli eseri idi:


Suyu anımsatan folyolara fanlarla hareket verilerek arazi yüzeyinin nasıl değiştiği anlatılmaya çalışılmış. Gerçekten ilginçti.


Arnold Mario Dall'O'nun karadaki bitki dünyasının gelişimini temsil eden çiçeklerinin önünde Aron Demetz'in ahşaptan oyulma insan figürü geçiciliği ve ekosistemin kırılganlığını sembolize etmekte imiş efendim. Biraz zorlayıcı ama ilginç bir sergi idi, bu bilgileri de serginin broşüründen aldım, sonuçta sanatsal bilgim bu kadarına yeterli gelmemekte.

Çıkışta Cafemodern'de kendime bir sütlü Americano ikram edip kalktım. Tankut Öktem'in eseri olan Abidin Dino'ya bir selam çakıp  Cermodern'le CSO Ada'yı birleştiren yeşil alana yollandım.


Aman ne güzel olmuş buralar, neden söylemiyorsunuz ayol, bunca zaman gelip gezerdim. CSO yeni binasının yamacındaki çimenliğe yayılmıştı insanlar. Yeni bina uzay üssü gibi, bakış açısına göre "Armadillo" hayvanına da benzetebilirsiniz 😀


Bu CSO


Bu da armadillo, benzemiyor mu 😂

Lakin şu detay çok hoşuma gitti:


Derin olmayan havuzun üstüne orkestra elemanlarının çalgılarıyla siluetlerini yapmışlar.



Şefsiz olmaz haliyle 😊 Aradan İller Bankası binasının yerine yapılan Melike Hatun Camii'nin minareleri, daha da yukarıda Ankara Kale'si görünmekte. 

Yeşil alan boyunca yürüyerek CSO'nun tarihi salonunun önüne çıktım. Bu binaya ilk gelişim ilkokulda iken olmuştu. Tüm okulu toplayıp "Peter ve Kurt" isimli senfonik masalı dinlemeye götürmüşlerdi. O kadar etkilenmiştim ki birkaç yıl önce 23 Nisan nedeniyle Antalya Senfoni Orkestrası çocuklar için Selim Bayraktar'ın seslendirmesiyle çalınca yüzlerce çocuğun arasına girip bir kez daha dinlemiştim 😂

Tarihi salonun bahçesinde Ahmet Adnan Saygun'un heykeli var, ne düşünerek elini öyle yaptılar bilmiyorum ama adamcağız cep telefonuyla konuşuyor gibi betimlenmiş: "Birader, bi dakika beni dinle, o parçayı bir kez daha gözden geçir, bana çok uzun gibi geldi sanki" 😀


CSO'nun yeni, eski binalarını seyran eyleyip Opera civarına çıktım. Bulvarın CSO'ya bakan tarafına konuşlandırılmış Cumhuriyet Parkı'na geçip ağaçların sağladığı serinliğe sığınarak Sıhhiye'ye doğru yürümeye başladım. Radyoevi'nin  karşısına denk gelen yerde rastladığım, Türk Halk Müziği'nin önemli ismi Muzaffer Sarısözen'e de bir selam çakarak devam ettim. 


Parkın sonu geldiğinde Sıhhiye'ye ulaşmıştım. Adımlarımı hızlandırıp eve doğru yönümü döndüm. Güzel bir yürüyüş oldu, her hafta bir Ankara yürüyüşü yapmaya karar vererek eve ulaştım. 

*"Oteller, Hanlar, Hamamlar İçin Sürekli Şiir/Cemal Süreya"


5 yorum:

  1. hımmm o halde ilk ankara ziyaretinde cer modern şart oldu. garda inince yakıncacık hem de :)

    YanıtlaSil
  2. Ovv ne güzel olmuş. Cermodern'i de CSO'yu da hiç duymamıştım mesela. Benim gleip bir Ankara gezisi yapmam lazım ya...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Cermodern, İstanbulmodern tarzı bir yer ama o kadar büyük ve kapsamlı değil. Eskiden orada Cer atölyeleri varmış (Buharlı lokomotiflerin tamir ve bakımını yapan atölye), zamanla atıl kalmış. Neyse ki elden geçirilip çok güzel bir kültür merkezine dönüştü. CSO'da Ankaramızın meşhur Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası. Tarihi bina artık yetmediği için uzay üssü gibi yeni bina yapıldı. Bence gerçekten bir Ankara yapın siz...

      Sil
  3. Ay! Gelip görmek lâzım. CSO binası ne hoş olmuş.

    YanıtlaSil