Sayfalar

11 Ekim 2021 Pazartesi

DİZ ÜSSÜ ALFA ANTALYA'DAN BİLDİRİYORUM / YILDIZ TARİHİ 11 EKİM

Antalya'ya adım attığımız gündenberi toz ve gürültü içinde yaşıyoruz. Karşımızdaki adada yer alan üç bina yerle bir edildi, şimdi de yeni yapılacak kazulet için temel kazımı faaliyetleri devam ediyor. O markasından hareketle "Hıltı" denen alet günlerdir sadece toprağı değil beynimizi de oyuyor. Tek sakin günümüz pazar, balkon ancak o gün tam teşekkülle bize ait oluyor. Bir de bir saatlik öğlen arası. Malum Antalya için zeytin vakti geldi geliyor. Bahçesinde 4 adet zeytin ağacı olan bir aile olarak bir yıldır zeytinsiz yaşadık, daha doğrusu satın alınmış zeytinlerle idare ettik. Pandemi her şey gibi bahçeyi de vurdu. Yüz ağaçlık bahçeden bir kilo badem toplayabildik, zeytinler ise tesbih tanesi boyutunu aşamadı. Bu yıl durum nicedir, habersiziz. Bademleri dolu vurmuş, onlardan hayır yok ama zeytinler ne durumda meçhul. Benim diz sorunları yüzünden Ankara dönüşü uğrayamadık, bu ayın sonunda belki bir ziyaret yapılır eşim tarafından. Hal böyle olunca sanal marketten sipariş verirken zeytinleri görünce istedim, böyle kalamataya yakın boyutta yeşil zeytinler geldi. Evlenip Denizli'ye yerleştiğimizden bu yana zeytinimizi kendimiz yapıyoruz. Aslında öncesi çok komikti. Ekim sonuydu Denizli'ye gidişimiz, tam zeytin zamanı yani. O güne kadar bozkırda büyümüş biri olarak zeytini ancak yenebilecek durumda görmüştüm. Denizli Hal'ine girip de koca koca yeşil zeytinleri görünce "Aaa" demiştim, "bu mevsimde yeşil erik olur mu?". Görgüsüz Angaralı 😀 Sonrasında başladık zeytin kurmaya. Bizim evde dilme zeytin yapma görevi kocaya ait, ben siyah zeytin ve kırmaları hallediyorum, onlar az oluyor. Dün marketten gelen zeytinleri kırmak için "Hıltı" kardeşimizin öğlen tatiline çıkmasını bekledim. Sonra balkona yerleşip başladım tak tak kırmaya. Dizler nedeniyle yere oturamadığım için masanın üstüne gazete serdim, üstüne bir taş blok yerleştirip öyle yaptım görevimi. Gazetede Abraham Lincoln'ün fotoğrafı vardı, onunla bakışarak hallettim iki kilo zeytini 😃 Yıllar önce dayım nakliyesini yaptığı bir zeytin firmasından bize 20 kiloluk bir yeşil zeytin tenekesi getirmişti. Bodrum tipi kırma bir zeytindi ve hayatımda yediğim en lezzetli zeytindi. Yazdı, Ankara'daydım, kahvaltıdaydık ve koca bir çanak zeytin masanın ortasında duruyordu, alt kattaki komşu geldi, sofraya buyur ettik. Kahvaltı istemedi ama bir sigara yakıp bir bardak çay aldı, bizi izlemeye başladı, biz bu arada bir çanağı tüketip ikincisini doldurmuştuk. Diyorum ya zeytin müthiş lezzetli ve leblebi yer gibi yiyorduk, kadın dayanamadı: "Siz hep böyle çok mu zeytin yersiniz?" dedi 😃 Bugün kırdığım zeytinlerin tipi de o zeytinlere benziyor ve umudum aynı lezzeti elde edebilmek, ya kısmet...

Çocukları yolcu ettik 2 gün önce, ev ıssızlaştı. Ankara'dan döndüğümüzden beri hareket halindeydik. Minnoşun peşinden koşturmak, çocuklarla gezip tozmak, evin içinde sürekli bir koşuşturma derken benim dizler biraz hallendi, egzersizler falan aksadı ama değerdi doğrusu. Sayelerinde özlediğim mekanlara gidip biraz nefes aldım. Antalya bu mevsimde şahane, sıcaklık dayanılır düzeyde, geceleri rahat yatılıyor, deniz muhteşem, her yer hâlâ yemyeşil. Sonbahara biraz daha vakit var kısacası. Şu fotoğraflara bakınca anlayacaksınız ortamı:

 
Portakallar büyüyor

 
Bu kitapçı yakınlarda açıldı, aynı zamanda cafe ve bisiklet standı da var. Mekan güzel, yalnız kitapların fiyatları biraz kafamı karıştırdı. Üzerleri kapatılmış ya da daksille silinmiş. Karekod okutup görüyorsunuz fiyatı. Görevli ile konuştum, bir şeyler söyledi ama ikna oldum diyemeyeceğim. Neredeyse iki yıldır kitapçıya girmişliğim yoktu, gelmişken bir kitap alayım dedim, üzerindeki bantı çıkarıp fiyatı karşılaştırdıktan sonra almaya karar verdim. En iyisi internetten devam etmek. 



Bu fotoğraflar Erdal İnönü Parkı'ndan. Gün batımı muhteşem





Ailecek Antalya Müzesi ve bahçesini çok sevdiğimiz için bir günümüzü orada geçirdik, bu kez bahçede beklemeyip on yüz milyon bininci kez müzeyi de gezdim.

 
Bahçede envai çeşit bitki, turunç, skas, palmiye, benjamin vs vs


Bu fotoğraf  Beachpark'tan. Yeni düzenlemeden beri gitmemiştim. Deniz şahane, plaj çok davetkardı, uzaktan Beydağları'na bakmakla ve kahvemi yudumlamakla yetindim maalesef.

Geçen hafta böyle geçti, bu hafta dinlenmekle. Bugün zeytin kırmak dışında başka işler de hallettim. Kendime yarın için aşı randevusu aldım, 2 Sinovac ve 1 Biontech vardı. Sinovacların üstünden 6 ay, Biontech'in üstünden de 3 ay geçince 4. yü yaptırmak farz oldu. Sonra sipariş ettiğim kitaplar yanlışlıkla Ankara'ya doğru yola çıktığı için kargo firmasını arayıp talimat verdim. Umarım bir aksilik çıkmadan kavuşurum kendilerine. Ardından Netflix'de "Kin" filmini izledim. Türkan Derya  yönetmiş, Yılmaz Erdoğan ve Ahmet Mümtaz Taylan ana rollerde oynamış, gerilim ve polisiye tarzı bir filmdi, uzun zamandır film izlemiyordum, umarım şeytanın bacağını böylece kırmışımdır.

Son olarak bu aralar elimde olan kitaptan bahsederek bitireyim bu postu, "Temizlikçi Kadınlar İçin El Kitabı". Lucia Berlin yazmış, otobiyografik özellikler taşıyan öykülerden oluşuyor. Bu aralar öyküye mesafeli durduğum halde bunları çok beğendim, tavsiye eder ve giderim...





13 yorum:

  1. Kitap tavsiyenize uyuyorum, kitabı sipariş veriyorum. Memleketimin dağlarını uzaktan da olsa görmek güzel. Umarım zeytinde aradığınız tadı bulursunuz.
    Sevgiler,

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Umarım siz de kitabı seversiniz. Memleketin dağları nasıl güzeldir değil mi? Çok sevgiler...

      Sil
  2. Bir Egeli olarak zeytin deyince aklıma kırma yeşil zeytinler düşüyor ve ah olsa da çerez niyetine yesek film izlerken diyorum. O hafif acı tada nasıl aşığım anlatılmaz... Fotoğraflar çok güzel. Kitap için en ekonomik adres internet. idefix ve bkm kitap sitelerinde çok güzel indirimler ve kampanyalar oluyor sık sık :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ahh ben de bayılırım o ekşi-acı tada, tıkır tıkır leblebi gibi yemeli, umarım aklımdaki lezzete ulaşırım bu defa.
      Ben de çoğunlukla internetten alıyorum, pandemide zaten kitapcı yüzü görmedim. Ben Babil kullanıyorum daha çok, bu defa BKM den sipariş verdim ama 4 gün oldu hala kargoya vermediler, sanırım bir daha oradan istemeyeceğim. Babil'e devam...

      Sil
  3. Nurşen Hocam, rüyamda size geçmiş olsuna geliyordum ama hâlâ covid tehlikesi geçmediği için içeri girmedim. Kapıdan kafamı uzatıp geçmiş olsun dedim:))))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ah Sezercim umarım o rüya bir gün gerçek olur, geçmiş olsuna değil de keyifli bir sohbete gelirsin :)

      Sil
  4. Gerçekten bu mevsim Antalya şahane Leylakcığım. :)
    Hatırladığım kadarıyla dizlerinin sıkıntısı ilkbaharın tadını kaçırmıştı, şimdi sonbaharda acısını çıkart biraz. Fotoğraflar çok güzel, hepsi, ayrı ayrı.
    Sevgiyle kucaklıyorum. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu şahane mevsimi umarım bir gün birlikte de yaşarız, benim dizler, senin işler selamete erdiğinde ve pandemiye en azından biraz daha alıştığımızda, biteceği yok sanki.
      Ben de kucaklıyorum...

      Sil
  5. Kitapçı çok hoşuma gitti ama fiyat etiketi olayı hiç samimi olmamış. Zaten cafeden kazanıyorsun be adam, kitaptan da piyasa ayarı kazansan ne olur..
    Annemler de denize bakan ev'e gitmişlerdi zeytin toplamaya (70lik tazeler) ama enişten rahatsızlanınca ankara'ya geçtiler. Babam şahane Ankara fotoğrafları yolluyor sabahları, sanki pastırma yazı başlamış! Ama yok yok biz kanmayalım, portakallara odaklanalım :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kitapçı dekorasyon ve tarz olarak cidden çok güzel ama etiket olayı rahatsız etti beni, sanırım bir daha ancak cafesinde takılırım, ona da biraz vakit var, dizlerin kendine gelmesini beklemem lazım, eve uzak, nazımı çekip şoförlüğümü yapacak biri lazım :)
      Bizim zeytinler ne durumda bilmiyorum, Ankara bir ay sonra tatsızlaşır, sonbaharı güzeldir ama kasım ortası kaçmak lazım :)
      Çok sevgiler...

      Sil
  6. Benimde bahçemde 2 senelik bir portakal ağacım var. Geçen sene 5 tane portakal vardı bu sene
    yalnızca 1 tane oldu. ona gözüm gibi bakıyorum. Büyükşehirlerde ki birbirinden güzel kitapçılara
    nasıl içim gidiyor. şehirde olsaydım keşke dediğim anlara neden oluyor. ama bazı
    uyanıklar etiket kapatıyor. valla ben D&R da bile kitap bakarken aynı
    kitabı hemen internetten bakıp alırsam alıyorum. korsaqn bile almazken bari
    uyguna alalım, değil mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Portakal ağacı meyve vermese de çiçeklerinin kokusu yeter, umarım sağlıkla büyür.
      Benim için kitapçı ankara'daki Dost'tur ama iki yıldır pandemi yüzünden önünden bile geçemedim. Buralarda D&R'lara mahkumuz. Kitapçı açıldı diye sevinirken fiyata takılıyoruz bu defa. Bir süre daha internete devam.
      Sevgiler...

      Sil
  7. Az önce arkadaşlarla zeytin muhabbeti yaptım, biraz kırmalık arıyorum, lezzetli nereden bulabilirim filan diye sorarken pat diye bu yazı çıktı ;))) Umarım ağrısız, acısız ve bol keyifleri kekik gibi katacağın zeytinler oluversinler örtmenim... Ah bu dizler, ahhh, ömrümü yidiler...

    YanıtlaSil