Sayfalar

2 Ocak 2021 Cumartesi

2 OCAK (ARALIK OKUMALARI)

Yeni yılınız sağlıklı olsun dostlar, umuyoruz, diliyoruz.

Yılın bu ilk yazısında geçen yılın son kitaplarını paylaşmak istiyorum. Öncesinde yılbaşı gecesinden biraz söz edelim. Bunca yıllık hayatımda konuklarımız olmadan ya da bir konukluğa gitmeden, en azından çoluk çocuk biraraya gelemeden geçirdiğim ikinci yılbaşı gecesi idi. İlki bir zorunluluk içermediği için bu kadar koymamıştı, her zaman birlikte olduğumuz arkadaşlarımızın sağlık sorunları vardı, o nedenle herkes kendi evinde geçirmişti bir şekilde ama istesek şartları zorlar yine biraraya gelirdik. Bu seferki bir mecburiyete dönüşünce ve öncesinde de yalıtılmış bir hayat yaşayınca pek zoruma gitti. Beni yakından tanıyanlar bilir, kutlamaları çok severim, özel günleri hayata açılmış renkli parantezler olarak kabul ederim ve genellikle hiçbir vesileyi kaçırmam kutlamak için, yılbaşları da en sevdiklerim arasında başta gelir. Bu kez pek mahzun geçti. Kendimi zorlayıp ağacı kursam, oraya buraya üç-beş renkli süs attırsam da içimde pek bir heves yoktu. Olmazsa olmaz yılbaşı kurabiyelerimi pişirmedim, hediye alışverişine çıkamadım, yılbaşı öncesi birkaç arkadaşı davet ettiğim "yeni yıla hoşgeldin" partisini yapamadım, yılbaşı konseptinde düzenlenmiş mağazalarda gezinip havaya giremedim, hasılı pek tatsız bir ön süreç geçirdim. Ne yapalım sağlığımız yerinde ya diyerek birkaç dosta internet aracılığı ile ufak-tefek hediyeler yollamakla yetindim ama iş yılbaşı sofrası için yemek hazırlamaya gelince şirazeden çıktım. Alışkın değilim ki iki kişilik menü hazırlamaya, elim yine davet sofrası moduna kaydı. Koca bir tepsi dolusu hindi fırına girdi (üç gündür yiyoruz, yakında gluglu diye sesler çıkaracağım, imdat), 8-10 kişiye yetecek kadar kestaneli, çamfıstıklı, kuş üzümlü iç pilav yapıldı (onu da üç gündür yiyoruz, bu akşam artanını döktüm üzülerek), bir tencere dolusu vişneli sarma yapıldı (onu hemen yuttuk Allahtan fazla beklemedi, zira ilk kez denediğim vişnelisi pek şükela oluyormuş, bundan böyle hep vişneli), çorbaya niyetleniyordum eşim engelledi neyse ki. 2-3 meze attırdım, koca bir çanak salata, damla sakızlı, vişne soslu muhallebi ile noktayı koydum. Salon masasına yerleşsek kendimizi pek yalnız hissedeceğiz diye mutfak masasını TV'nin karşısına getirdik, şarabı açtı, oturduk. 15 dakika sonra her ikimiz de çatalı bırakmış, arkamıza yaslanmış, "Ne çok yedik yahu" havasına girmiştik. Oysa masadaki her şey neredeyse duruyordu. Bir süre sonra sofrayı toparlayıp kuruyemiş atıştırarak, TV'den yükselen neşeli bir geceden ziyade anma günü havasındaki şarkıları, türküleri yarım kulak dinleyerek saat 12.00'yi bulduk. Tam saat 12.00'de evin içinde eşimle birbirimizi kaybettik, neyseki iki dakika sonra buluştuk, yoksa bütün bir yıl boyunca odalar arasında saklambaç oynayacaktık Allah muhafaza 😃 2021'e geçtikten kısa bir süre sonra yatağın yolunu tuttum, zaten uzun zamandanberi ilk kez üstüme giydiğim düzgün kıyafetten iki saat sonra bunalıp pijamalarıma bürünmüştüm, herhangi bir ön hazırlık gerekmedi. Ailenin kalan yüzde ellisi kaçta yattı bir fikrim yok ama ben sabah sanki galonlarca içki içip sabahlara kadar raksetmiş kadar yorgun uyandım. Tüm günü de tuzsuz helva (helvaya tuz konur muydu?) gibi sallanarak geçirdim. Bugün biraz aklım başıma geldi, kitabımı alıp güneşli balkona yerleştim (kardeşim kışı sevmem ama Ocak ayında da bu hava biraz ayıp oluyor yani), güneş sırtımı öyle bir ısıttı ki, fizik tedaviye girsem bu kadar olur. 

Kitaplara geçmeden önce bir öneri. Pandemiden önce nasıl bir sosyal kelebek olduğumu bilen bilir, sinema, tiyatro, konser, bale, opera işleri benden sorulurdu, hepsinden mahrum, sanatsız kaldım, hayat damarlarımdan biri kopmak üzere 😃 Bugün Twitter'de denk gelince hemen kaptım üç bilet. Hem tiyatrolara destek olmak, hem de online da olsa bir oyun seyretmek için Moda Sahnesi'nin üç oyununa bilet aldım. Onlar canlı oynayacak, ben de ekrandan birebir izleyeceğim. Biletler 25 lira ile 250 lira arasında değişiyor, gönlünüzden ne kopar, bütçeniz hangisine elverirse, bilet fiyatlarına bağlı olarak izlemede bir sıkıntı yok. Linki aşağıya bırakıyorum, belki niyet edersiniz:

Moda Sahnesi

Aralık ayında 11 kitap okumuşum, toplamda da 121 kitapla yılı bitirmişim. 

-Kapağındaki ve giriş cümlesindeki masumiyete aldanarak aldığım "Hadula" düşündüğümün tam tersi bir konuya sahipti, katil bir büyükanne, hem de çocuk katili, öldürmelere doyamıyor. Fena halde sıkıldım ben bu kitaptan, siz merak ederseniz mani olmayayım :)

-"İyi Bir Hayat" Amerika'da doktora yapan ve depresyonda olan büyük kızını ziyaret için İngiltere'de müzik endüstrisinde çalışan küçük kızını da alarak Saratoga'ya giden bir babanın öyküsü, daha doğrusu uzun zaman sonra biraraya gelen annesiz bir ailenin öyküsü. Sakin bir anlatımı var, ben sıkılmadan, severek okudum. 

-"Middlesex" biraz gecikmeli bir okuma oldu benim için, çoğu kişinin çoktan okuyup unuttuğu bir zamanda aldım elime, niyetim 1922 yılında Bursa'da başlayıp Detroit'te devam eden ve 2000'li yıllarda Almanya'da sona eren üç kuşaklık bir aile öyküsü okumaktı. İpekböceği yetiştiricisi Rum bir aile, savaş, akraba evlilikleri, bunun sonucunda doğan hermafrodit bir bebek. Öykü ergenlik yaşına kadar kız olarak büyüyüp sonrasında erkek genleri baskın çıkan Calliope'nin ağzından anlatılıyor. Gereksiz uzatmalar ve fazlasıyla tıbbi bilgiler olmasa daha derli toplu bir roman olabilirmiş. Kolay okunan, akıcı ama sona doğru gereksiz uzatmalar nedeniyle "Haydi bitsin artık" dedirten bir kitap olmuş... 

 

-"Muz Kabuğu Cinayeti" yakın zamanda kaybettiğimiz tiyatro oyuncusu ve yönetmeni Erhan Gökgücü'nün yazdığı, kolay okunan ve pek de yabana atılmayacak bir polisiye. Cinayet masası başkomiseri Cevahir Beyoğlu'nda bir apartmanın asansör boşluğuna düşüp ölen bir kadının ölümünün ardındaki gizemi aydınlatmaya çalışıyor. Polisiye sevenler ve kafa dağıtmak isteyenler için ideal...


-"Sarmaşık" Yekta Kopan'ın bir öyküsünden uyarlanan ve Levent Gönenç tarafından resimlenen bir çizgi roman. İlginç bir baba-oğul öyküsü ve özellikle çizimler çok başarılı. Bir solukta okunuyor.


-Ülkemizin en eski kadın yazarlarından Safiye Erol'un bir öykü kitabı "Leylak Mevsimi". 1902 yılında doğmuş bir kadın olarak hayli cesur öyküler, genelde aşk üstüne. Pek günyüzüne çıkmamış bir yazar ve çok eğitimli bir kadın. Günümüz şartlarına göre biraz naif kalsa da okunması ve tanınması gerektiğini düşünüyorum...

 

-Birgül Oğuz ile tanışma kitabımdı "İstasyon". Roman denemeyecek kadar kısa, öykü denemeyecek kadar yoğun kitabı bir solukta okudum. Yazarın gözlem gücüne, duru ve sade anlatımına hayran oldum. Pandemi günlerinde evlerimiz de bizim istasyonlarımız artık, kendimizi sağaltma yöntemleri bulmaya çalıştığımız sığınaklarımız, kitap bu yönüyle de içinde bulunduğumuz zamanlara cuk oturdu. Bu ay okuduğum en iyi kitaptı diyebilirim, şimdi yazarın diğer kitaplarında sıra...


-"Boynunun Etrafındaki Şey"
, "Amerikana" ve "Mor Amber" romanlarıyla tanıdığımız Nijeryalı yazar Chimamanda Ngozi Adichie'nin bu kez öykülerinden oluşan bir kitap. Kahramanların çoğunun kadın olduğu öyküler yazarın romanları kadar güzel... 


-"Yaz Kitabı"nda Kuzey Denizi'ndeki bir adada yaşayan küçük bir kız ve babaannesinin doğa üzerine sohbetleri harika bir romana dönüşmüş. Tove Jansson Finlandiyalı bir yazar, çocukken çoğumuzun severek takip ettiği "Moomin Ailesi" çizgi romanının da hem yazarı, hem çizeri. Kitaptaki çizimler de yazara ait zaten. İskandinav edebiyatı her zamanki gibi yanıltmadı beni,  bu sade dilli ama derinlikli kitabı da çok sevdim...


-Koleksiyon kuşlarımın bir kısmıyla poz veren "Kuşların Felsefesi" kuşların yaşam biçimi ile insan davranışları arasında bağlantı kuran ilginç bir kitap.  Benim gibi kuşları sevenler için birebir...

-Ve yılın son kitabı tuğladan da hacimli, adeta bir beton blok. Şili'li yazar Roberto Bolano'nun ölümünden sonra yayınlanan "2666"sı. Kitap 5 bölümden oluşuyor, ben ancak 1. bölümü tamamlayabildim. Niyetim aralara farklı kitaplar alarak bölüm bölüm okumak. 1. bölüm olan "Eleştirmenler Hakkında" Benno von Archimboldi isimli bir Alman yazarın izini süren biri kadın 4 eleştirmenin üzerinden yürüyor. Son derece ilginç bir konu ve anlatım. Normal şartlarda insanı sıkabilecek detayları bile merakla okuyorsunuz. Kitap hakkında nihai görüşümü elbette son bölümü bitirdikten sonra net olarak yazacağım ama daha ilk bölümden beni sardığını ve edebiyata meraklı herkesin bir şekilde okuması gerektiğini söyleyebilirim...

Efendim, yeni yılda sağlık ve bol bol kitap dileyerek gidiyorum....

 
 




8 yorum:

  1. Leylakcığım,
    Naklen yayın tiyatro iyi fikir, iyi ki haber verdin. Gerçi gece uyku sersemi işlemi tamamlamayı başaramadım, sabah tekrar deneyip bir bilet kapayım, bakalım nasıl olacak deneyeyim diyorum. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sıkıntı olursa sayfayı yenile ya da yeniden gir Ekmekcim. Dün bana da ikinci bir oyuna bilet alırken error verdi. Acaba biletler mi bitti dedim, sonra güldüm kendime, sanırsın salona gideceğiz. Sayfayı yenileyince normale döndü. Bir deneyelim bakalım nasıl olacak. Sevgiler...

      Sil
  2. keyifli bol okumalı sağlıklı mutlu huzurlu bir yılolsun leylakdalı. Öneri kitaplarını dikkate alacağım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim, size de mutlu yıllar, keyifli okumalar :)

      Sil
  3. Yeni yılınız kutlu olsun:)

    Hadula'yı iki yıl önce eski yıllarda yazılmış olması ve Yunan Edebiyatı nasıldı o yıllarda merakıyla almıştım, başlangıçta şaşırdım, alışkın olduğum ve tercih ettiğim bir tür olmadığını fark ettim, sonra da bu da böyle bir kitap işte kategorisine taşıdım:)

    Tove Jansson yılın şahane sürprizi oldu benim için ki siz tanıyormuşsunuz. Şansım şu, ilk kez yetişkinler için yazmış ve de o kitapla tanışmış oldum.

    Ve Birgül Oğuz ve İstasyon, yeni yılın ilk kitabı olarak başladığım gibi bitirdim; sebep kısa olması değil, tıpkı sizin gibi, kolaysa bırak bakalım haliydi yaşadığım. Diğer kitaplarının peşindeyim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İki yazarda mutabık olmamız ne güzel, ortak beğeni yazara duyulan ilgiyi pekiştiriyor. Ya da tam tersi, Hadula'yı birkaç kişi çok beğenmişti, kendimden şüpheye düşmüştüm :)
      Sağlıklı ve huzurlu bir yıl diliyorum...

      Sil
  4. Sağlıklı ve mutlu seneler diliyorum.

    YanıtlaSil