Sayfalar

15 Şubat 2019 Cuma

15 ŞUBAT (MERAK KEDİYİ ÖLDÜRÜR)

Merak duygusu güzel bir şey, başkalarının hayatına burnunu daldırmamak şartıyla. Bugünkü meydan okuma konumuz merakla ilgili.

15. En çok merak ettiğin birşeyi araştır, iyice öğren bize de anlat. Bilgileri paylaşalım belki başkasına farklı bir şekilde temas eder ne dersin ?

Şöyle bir düşündüm, bu aralar neyi merak ediyorum diye, doğrusu aklıma bir şey gelmedi. Hem gelse bile ne ara araştırıp, ne ara iyice öğrenip, ne ara sizlere aktarayım. Sevgili Ezgi hocamız bugün kazık yerden, çalışmadığımız konudan sormuş. En iyisi ben size dünden bahsedeyim, böylece merak ediyorsanız eğer, dünkü konseri anlatırım size, bir de üzüldüğüm bir haberi.

Uzunca bir zamandır Antalya Devlet Opera ve Balesi'nin sahneye koyduğu bale, opera ve konserleri kaçırmamaya çalışırım. Gerçekten çok yetkin bir opera-bale kurumumuz var, sundukları her şey büyük keyif veriyor. Dün akşam da geleneksel Sevgililer Günü Konseri'ne gittik. Üç kadın, iki erkek solist, iki keman, bir piyano, bir akordeon, bir gitar ve bir vurmalı çalgıdan oluşan küçük orkestra bizlere unutulmaz bir gece yaşattı. Hem opera klasiklerinden, hem popüler şarkılardan oluşan repertuar ve sunumu görsel ve işitsel yönden tam bir şölen oldu. 







İşte merak ettiğim şeylerden biri bu, bir ses nasıl bu kadar güzel olabilir ve nasıl bu kadar güzel kullanılabilir. Şu yaştan sonra kronik farenjitli boğazımla şan eğitimi alsam olur mu acep 😃 Cevabını biliyorsanız siz söyleyin bana. 

Güzel bir güne ve geceye gölge düşüren haber ise çok sevdiğim ve sanal da olsa tanışıklığımın, karşılıklı dialogumun olduğu polisiye yazarı Esra Türkekul'un ölüm haberi oldu. Onun "Kapalıçarşı Cinayeti" isimli ilk polisiyesini okumuş, kahramanı şaşkın Berna'ya hayran olmuştum. Öyle hayatın içinden, öyle sıradan, öyle bize benzeyen bir kahramandı ki bu haliyle sıradışıydı. 


Hatta o zamanlar henüz kapatmadığımız "Bibliyomanyaklar" isimli kitap blogumuzda kitabı okumuş, yorumlamış, Esra Türkekul ile söyleşi bile yapmıştık. Ara sıra fotoğraf altlarında, durum bildirimlerinde yorumlaşır, hal-hatır sorardık. Sonra ikinci kitabı, yine kahramanı Berna olan "Cadıbostanı Cinayeti" yayınlandı, onu da aynı keyifle okuduk. Son zamanlarda annesi ve babası yatalak hasta olmuştu ardı ardına, bir-iki ay önce de babasını kaybetmişti. Ama daha öyle genç ve öyle yetenekliydi ki biz üçüncü kitabı beklerken ölüm haberini almak adeta şok etti. Ölüm sebebini tam bilmiyorum, ekşi sözlükte intihar olduğu yolunda bir şey okudum ama ne derece doğrudur bilinmez. Her ne sebeple olursa olsun çok acı bir kayıp. Yattığı yer incitmesin, hayatımıza kattığı Berna ve o güzel kitapları için de bin teşekkür...

2 yorum: