Sayfalar

20 Kasım 2018 Salı

BOHEMIAN RHAPSODY

Günlerdir sanal medya "Bohemian Rhapsody" ile çalkalanıyor. Bir yanda da "Müslüm". Aynı haftalarda gösterime girmeleri ironik aslında. Birbirine taban tabana zıt iki müzik adamı, iki farklı tür ve ikisi de izlenme rekorları kırıp sanal alemi sallıyorlar. "Müslüm"ü izledim, "Bohemian Rhapsody"yi ise izlemeyeceğim. Müslüm Gürses'i dinler miydim? Hayır. Belki farklı bir tarzda söylediği "Paramparça"dan sonra birkaç kez kulak kabartmış olabilirim ama hiçbir zaman dinleme listemde yer almadı, benim ilgimi çeken onun yaşamı oldu. "Bohemian Rhapsody", "Queen" ve "Freddy Mercury"ye gelince; utanayım mı, tövbelerimi mi kaldırayım bilemedim ama Müslüm Gürses kadar bile alakam yok. Lütfen beni linç etmeyiniz, yaşıma mı verirsiniz, müzik zevkime mi ama şu anda fonda çalan "Bohemian Rhapsody"de bende hiçbir hoş duygu yaratmadı. Sanırım bu da ikinci dinleyişim, ilki meraktan, ikincisi de hatırlama bâbından postun konusuyla alaka kurmak adına. 

Türk Sanat Müziği'nin hiç eksik olmadığı bir evde büyüdüm. Annemin ve büyük dayımın sesleri çok güzeldi ve her an şarkı söyleyebilen insanlardı. Dayım ayrıca eline geçen her türlü müzik aletinden dinlenebilir nitelikte ses çıkaran bir adamdı ve çok iyi akerdeon çalardı. Babamın da onlardan kalır yeri yoktu, ilkokula başladığım yıl kısa bir süre oturduğumuz, kapısı bahçeye açılan küçük evi hep onun dilinden düşürmediği "Kız sen ne güzelsin, sana gençler tapacaklar/Saklan güzelim kalbime saklan kapacaklar" şarkısıyla hatırlarım. Annem Abdullah Yüce hayranıydı, ben anımsamıyorum ama anlatırdı, henüz bebekken beni ayağında sallar ve "Çıkar yücelerden haber sorarım/Solarken dağların gümüş yaldızı" şarkısını söylermiş ninni niyetine, ben de önce içli içli ağlar, sonra da uyurmuşum. Tanrım ne ince ruhlu, kelebek kanadı yürekli bir yavri imişim, annem de beni seviyor mu eziyet mi ediyor belli değil 😀 Hem ağlarım, hem uyurum hesabı. Hâl böyle olunca benim de bu müziğe meftun olmam gayet normaldi sanırım, ilkokul üçüncü sınıftayken "Bir dâme düşürdü ki beni baht-ı siyahım" şarkısını terennüm edebilmekteydim yani. Bakmayın kıymetimi bilmediler, küçük Müzeyyen olarak lanse edilebilirdim esasen 😀

Ortaokula başladığım zamanlarda Türk Sanat Müziği'nin (sahi bu müzik türü piyasadan kalktı mı artık?) tüm popüler parçalarının yanı sıra klasiklerden de oluşan hayli geniş bir repertuara sahiptim ama neylersin o ara ergenlik geldi. Benim müzik rotam da çarketti. O yılların deyimiyle "Türkçe sözlü hafif müzik" ilgi alanıma girdi, yanısıra da "Hafif Batı Müziği". Ağırıyla hemhâl olmama daha yıllar vardı. Kamuran Akkor, Gönül Turgut, Selçuk Ural, Alpay, Zaliha, Rana-Selçuk Alagöz dinliyor, Erol Büyükburç'un 30 yaşında olmasına inanamıyor (çok yaşlı bulmuştum), Hey dergisi okuyor, İl Radyosu'nda istekler programını kaçırmıyordum. Tom Jones'un "Delilah"sına, Mary Hopkin'in "Those Were The Days"ine olmayan İngilizcemle kulak dolgunluğu sözler uydurup sabahtan akşama söylüyordum-mu acaba? 😀 Beatles grubu içinde adamım Ringo Starr'dı. Tabii Aprodithe's Child ve koca adam Demis Roussos'u da unutmayalım. Sonra ergenlik bitti, ben Modern Folk Üçlüsü'ne, Cem Karaca'ya, Barış Manço'ya döndüm. 80 öncesinin ezici karmaşasında ise müzikten daha önemli öncelikler vardı. Derken evlenip bir küçük taşra şehrine yerleştim. Başkentin karmaşasından sonra elyordamıyla taşra sakinliğine alışmaya çalışıyordum. Tek kanallı siyah-beyaz TV'miz ne gösterirse onu izliyorduk. Teybimiz bile yoktu, sadece mutfak penceresi önünde sesini duyurmaya gönül indiren bir küçük radyo, o kadar. İlk aşkım Türk Sanat Müziği geri gelmişti. 

Antalya'ya taşınmak da fazla bir şey değiştirmedi, yeni doğan bir bebek, çok sayıda ders saati, yeni bir şehre alışmak, ev işleri, yazılı kağıtları, olmayan kağıt bezler, geceyarıları kazan kurup bez kaynatmalar, sadece üç ay ana sütü alan ve kolikten dolayı sürekli ağlayan bir çocuk, hergün taze pişirilen sebze çorbaları, mamalar, tezgahta büyüyen bulaşık dağları ve diğer envai çeşit sorumluluk arasında müzik en son sırayı bile alamıyordu ne yazık ki. "Queen"ler, "Bohemian Rapsody"ler falan o arada güme gitmiş, ben en son "Abba"da ve "Modern Talking"de kalmış olsam gerek vatkalı ceketleriyle 😀 Bir de Eurovision tabii ki, milli damat Johnny Logan, Anne Maria David, "Aman petrol, canım petrol", "Operaaa" falan. Ha bir de "Sütü seven kamyon şoförü" vardı değil mi? Bilenler bilir 😀 Üff ne kadar banalmişim 😀

Kısacası ben bebekle, okulla, ev işleriyle uğraşırken o dönem cümle yabancı müzik gruplarını kaçırmışım dostlar, tüm yapabildiğim "Milliyet Sanat Dergisi" alıp dönemin sanatsal ortamından okuyarak da olsa geri kalmamak, kitapçıya gidecek vakit bile bulamadığımdan evdeki kitapları ikinci parti elden geçirmek, marketlerin gazeteliklerinde bulduğum beyaz dizi romanlarını kıraat etmek, bir de yılbaşlarında geceyarısı çıkan Zeki Müren'i dinleyip bastonlu dansöz Nesrin Topkapı'yı seyretmekten ibarettti. O nedenle Freddy Mercury ve Queen hayranlarından tüm kalbimle özür diliyor, ben bayılmasam da "Bohemian Rhapsody"yi sizlerin dinlemesine sunuyorum:





19 yorum:

  1. Konu sanat olunca (aslında aklına gelebilecek her şey için geçerli bu) beğeni çok göreceli.
    Bence herkes rahatça beğendiğini de beğenmediğini de söyleyebilmeli. Ama bazen özellikle popüler şeylerde "beğenmedim" deyince bir burun kıvırma oluyor. Herkes Naim Dilmener herkes Atilla Dorsay mübarek :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesinlikle haklısınız. Özellikle popüler beğenilerde böyle, beğenmedim demeye korkuyor insan. Aslında benim burada belirtmek istediğim grubu tanımamam. Belki gençlik yıllarıma denk gelse tanır, severdim. Film de bana cazip gelirdi. O kadar çok payleşıldı ki ben de buradan hareketle biraz anılarıma döndüm. Çok sevgiler...

      Sil
  2. Tövbeler olsun, Leylak'cığımı linç etsem mi dedim ama kıyamadım. Bir de bir Quinn bir Quenn yazmış :))) Majesteleri Queen yafu:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ayyy imdaaat, o klavye hatası olmuş kız, kızma. Zaten senden ödüm kopuyordu, neyse ucuz kurtardık. Ne yapayım ihtiyarım ben, bilmiyom :)

      Sil
  3. Müzikle iyi kötü muhabbeti olan bir kardeşiniz olarak bu yazıyı okumak iyi oldu aslında. Çünkü bence üstünde uzunca konuşulması gereken bir mevzu. Sektörde bazı gruplar nedense tabuya çevrilmiş ve onları eleştirmek cehalet ya da zevksizlik olarak görülmekte. Tamamen aksi yönde düşünüyorum. Her grup ve sanatçı eleştiriye açıktır. Ve ne yalan söyleyeyim Queen bana göre koca bir balondur. Freddie'nin sesine lafım olamaz. Çok sevdiğim seslerden biridir. Bohemian Rhapsody de iyi bir şarkıdır. Lakin grubun bütünü itibariyle o kadar da abartılmasını anlamam. Hoş bir rock grubu fakat hepsi bu. Beatles, Stones, Elvis gibi devasa isimlerin yanında bence esamesi okunmaz. Lincin bir kısmını da ben kendi üstüme çektiğime göre bloguma saklanayım :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Zihin kardeş haklısın. Aslında ben burada Quenn konusundaki cehaletimi yazmak istemiştim, linç işin şakası. Ama gerçekten bazı grupların, şarkıcıların ya da oyuncuların fazla şişirildiğini düşünüyorum. Şurada bir tanesinin ismini zikretsem asıl linci o zaman yerim, en iyisi susayım. Yoksa bilmediğim konuda ahkam kesmek değil niyetim ama şarkı bana hitap etmiyor o kesin. İhtiyarım ben, hahaha :)

      Sil
    2. Linç yemeğe geldim ben de kendisi ile alakam yoktur. Dinlemiyorum ( hadi sevmiyorum ) diye de bu kadar bana ucube muamelesi yapılmasını anlamıyorum. Aynı zamanda itiraf edeyim ben Pink Floyd ve The Doors'ta çok fazla sevmem.
      Hadi vurun öleyim.

      Sil
  4. Eh, benim için de en övüneceğim konulardan biri Kuzey'le aynı müziği dinliyor olmak. Şöyle bir şey söylemişliğim var yakınlarıma, "Allahım çok şükür çocuğum da Queen seviyor." :) bir mutlu mutlu Bohemian Rapsody dinliyoruz ki oğlumla sorma gitsin. Tabii bunlar hep benim arabamdayken oluyor. Ardından Selçuk'un arabasına geçiyoruz bize Ahmet Kaya ve son günlerde sıklıkla Erol Evgin dinletiyor. Hani tama severim ben Erol Evgin'i de, adamcağızın uzun zamandır aynı albümde takılı kalması bir tuhafıma gidiyor. Hüzünlü, hüzünlü Erol Evgin şarkılarına eşlik etmeler, Kuzey'e Alpay'ı ve "Eylül'de gel." i anlatmalar falan :)
    Bizim evin halleri :)
    Müslüm'e gelince, ben de ona çok gideceğimi zannetmiyorum. Selçuk'un gönlü var da benimki ayak diriyor. Zevkler ve renkler konusu sahiden. Hahahaha, ay Leylağım yazınca şimdi sana böyle, bizim evi hali de bir tuhaf geldi gözüme.
    Öpüyom, öpüyom, yine öpüyom seni.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gençsiniz yavrucuğum siz elbette ki Kuzey'le aynı zevki paylaşacaksınız. Benim eküri Selçuk, yaşasın. Alpay'ı hala büyük bir zevkle dinleyebilirim. Bir vakitler, ben üni. de iken Ankara'da Soysal Han'da çorapçı tükkanı açmıştı da ikide bir çorap alma bahanesiyle onu görmeye giderdik :)Bizim evin müzikçisi benim (iki kişi kalınca tabii, yoksa oğlum 24 saat müzik dinleyebilir) hem söyler hem dinlerim, tabii ki hala klasik Türk müziği. Artık rock, pop falan kafam götürmüyor.
      Ben de seni öpüyom, öpüyom, yine öpüyom :)))

      Sil
  5. Ben de kayıp yıllara takıldım. Benim de hayatımın 91-96 yılları arası kayıp. O döneme ait ne müzik, ne siyasal olaylar, ne magazin, hiç bir şey yok belleğimde. Hayat, çocuktan ibaret o dönem.
    Çenebaz

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bizim Quenn'ler kayıp yıllarımıza denk gelmiş anlaşılan Çenebaz, ne yapalım Allah başka dert vermesin :)))

      Sil
  6. Müziğin tınısıyla gemişe götürdünüz beni. Türk Sanat Müziği, ne güzel eserler dinledik kıymetli sanatçılarımızdan. Ben de Zeki Müren ile büyüdüm. Güzel günlerdi, popüler müziğe yenik düştü maalesef.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Maalesef öyle oldu, güzel bir şarkı dinlemeyeli öyle çok zaman geçti ki...

      Sil
  7. yaaa canım leylağım yine ne güzel anlatmışsın eskileri
    dalıp gtitim hayal ettim seni o yıllarda
    zeki müren de bizi görüyor mu kıvamında yaşardık
    müslümü ben de izledim
    Bohemian Rhapsody Quin eşim çok sever
    ben fazla değil
    onun için filme gideceğim ama daha gitdemedik
    müslüm dinlemeyen bir insandım ama filme ve timuçin esene bayıldım

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eh yaş kemale erince eskiler daha çok gündeme geliyor Maviannecim.
      Müslüm güzeldi gerçekten, biraz da Timuçin Esen'in sayesinde.
      Çok sevgiler benden...

      Sil
  8. Ah Queen, sanirim muzik deyince ilk aklima gelen gruplardan, oyle cok severim ki, hem muzikal anlamda cok basarili olmasi, hem Freddie'nin sesi, hem vay be boyle seyler de yazilmis ne guzel dedirten sarki sozleri, hem de o melodileri o sozlere nasil o sekilde bir araya getirmisler, keske ben bestelemis, ben icra etmis olsaydim hayalleri kurdurdugu icin. Ovgulerimizi yaptiysak simdi linç olayina gelebiliriz :))

    Boyle goreceli konularda olumlu ya da olumsuz anlamda fanatiklik yapanlari cok anlayamiyorum. Olumludan kastim "falanca sarkici, film, kitap... cok guzel nasil sevmezsin, bunu sevmiyorsan ya anlamamissindir ya da muzik/kitap/film... zevkin cok kotu olmali gibi. Olumsuzdan kastim da "falanca sarkici/film/kitap hic bir seye benzemiyor, neden bu kadar populer ki, cok sacma, bunu sevenler hic bir seyden anlamiyorlar" gibi kucumseyici yaklasimlar.

    Hic fikir belirtilmesin, herkes dusundugunu kendine saklasin tabi ki demiyorum. Aksine bu tarz seyler uzerine ne kadar konusulsa, fikir paylasilsa o kadar guzel.
    Bazen bazi konularda bunu benden baska seven de yok galiba hissi geliyor, bazen herkes bu kadar sevmis ama onlarin gordugu benim goremedigi bir seyler var herhalde bana hic hitap etmedi bu diye dusunuyorum. Kisisel zevklerin boyle cesitli olmasi da hosuma gidiyor acikcasi.

    Ben cok keyif aliyorum sevdigim, sevmedigim seyler uzerine birileriyle fikir alisverisi yapmaktan. Kendi fikirlerimin arkasinda durup, argumanlarla destekleyerek, hevesle savunmayi da seviyorum. Sadece diyorum ki kisiler bunlarin kendi fikirleri oldugunu kabul etse ve bu fikirlere cok ters olsa da, cok anlam veremese de; kendisi o konudaki tek bilirkisiymis, otoriteymis, o konudan en iyi o anlarmis gibi davranmak yerine, baskalarinin dusuncelerine saygi duysa.

    Dusundugunu soylemissin, neden oyle olabilecegini anlatmissin, daha ne olsun. Yani benden de bir linc girisimi cikmayacak Nurşen ablacim :)

    Queen'e bayiliyorum evet, Turk Sanat Muzigini de cok seviyorum mesela (ismini bir Zeki Muren sarkisindan alan biri olarak normal olabilir bu:), bir gun canim blues dinlemek istiyorsa, baska bir gun metal muzik acip dinliyorum, diger gun turku, oburunde pop muzik olabiliyor bu. Hatta en az sevdigim turlerden biri olan rap konusunda bile severek dinledigim seyler var. Bir tek elektronik muzige hic alisamadim, o da benim yasimdan kaynaklaniyor belki de :)

    Bizim evde de normal olarak fikirler, zevkler ayri. Ben mesela Ortacgil'i, Ezginin Gunlugu'nu cok cok severim. Cagri onlari basarili bulsa da ozel bir ilgisi yoktur, acip bir dinleyeyim demez. O da en sevdigi grup olmasa da AC/DC seviyor mesela, belki de kendi elektro gitar caldigi icin farkli duyuyor, o muzigi yapmanin zorlugunu goruyor bilemiyorum ama bana butun sarkilari ayni gibi geliyor. Bugun bir albumden bir AC/DC sarkisi acip, bir hafta sonra baska albumden bir sarki dinletip gecen dinledigimiz sarki bu dese ayirt edemem :)

    Harfine para odemiyoruz diye uzun uzun yazmisim gibi oldu ama neyse artik ahaha :D
    Bohemian Rhapsody'nin cok guzel coverlari olsa da benim icin orijinalinin yerini hic bir seyin almasi mumkun degil, zaten o sekilde olmasi beni en cok ceken. Ama fena olmayan coverlarindan birinin linkini vereyim Nurşen ablacim, sadece piyano ile olan bir versiyonu, belki bu hali hosuna gider ya da gitmez, hehe :)))

    https://www.youtube.com/watch?v=RmtP8X4ZErs

    Bir gun birlikte bir seyler dinleyelim, Queen olur, Cem Karaca olur, Alpay olur farketmez. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Uzun hatta upuzun yorumlara bayılıyorum Yasemen (Bir demet yasemen :)beni de anlamışsın zaten. Sizin yaşlarda olsam Queen'le büyür ve çok da sevebilirdim belki. Diyorum ya Quenn benim kayıp yıllarıma denk gelmiş, sadece bir iç dökümüydü gündemden kaynaklı ama linç ihtimalini de gözardı etmedim, malum burası sanal alem, çoğu insan bir açık yakalasak da giydirsek modunda her daim :)Yoksa kimsenin beğenisini eleştirmek haddime düşmez.
      Seninle müzik dinlemek ne hoş olurdu, kızkardeşimle dinliyormuş gibi, fotoğrafına bile bakıp yanağını sıkmamak için kendimi zor tuttuğum şirinemsin. Hep mutlu olun, güzel şarkılar dinleyin, güzel etkinlikler yapın, Çağrı yanından hiç eksik olmasın. Kocaman sarıldım sana canım benim, şimdi coveri dinlemeye gidiyorum :)

      Sil
  9. Ben bir Queen' severim :) Henuz filmi izleyemedim ama en kisa zamanda izleyecegim. Gecen gun burada NPR'da Brian May ile bir soylesi vardi, ona denk gelmis tekrar Queen dinleme ihtiyacim dogmustu, o gunden beri dinlemekteyim cesitli sarkilarini.
    Ama ayni zamanda anneanne ve dedemden dolayi Turk Sanat Muzigi de cok severim. Eskiden TRT 1'de hatiri sayilir guzellikte TSM korolari, solistleri ile cok guzel konserler olurdu. Anneannem ve dedem ile birlikte oturur dinler ve onlara eslik ederdik. Bir de arada kanun calan bir kiz vardi, onun kanun calisina cok ozenir o yuzden ben de kanun calmak isterdim...
    BU aralar "nostaljik" bir ruh hali icinde eski gunleri arar oldum, yaziniz da pekcok cagrisimlar yapti bana. Tesekkurler!

    YanıtlaSil
  10. :)
    Ara ara gülümseyerek, ara ara iç çekerek okudum yazını... Sorumluluklar devreye girince ne kadar da uzaklaşabiliyor insan en sevdiği şeylerden... Ama hepimizin hayatında var böyle bir dönem galiba...

    Filmi izleyen ve her ne kadar sevsem de çok ölüp yanmayan biri olarak derim ki filmi bir ara denk geldiğinizde izleyin... Başarılı bir biyografi, bu sene sanki Oscar listeleeine de girecek gibi duruyor üstelik...

    Mutlu haftalar diliyorum ♥

    YanıtlaSil