Sayfalar

9 Şubat 2018 Cuma

CUMA

Kaç gündür uykuyla aramızda ciddi bir çekişme var, gün boyu ben direndikçe o gözkapaklarımın üstüne yerleşiyor, geceleri ise ben çağırıyorum o ortalarda yok. Haliyle yataktan zombi modunda kalkıyorum ve sersem sepelek dolaşıyorum. Evden kaçmış uykuya, eve sızmaya çalışan Cevriye de eşlik edince tadından yenmiyor geceler. Hayatta en çok imrendiğim insanlar kafasını yastığa koyar koymaz sızanlarla sporu alışkanlık haline getirenler, benim muhite asla uğramayan işler bunlar. Annem de benim gibiydi rahmetli, her sabah "Bu gece hiç uyumadım" diyerek çıkardı yataktan. Anneannem keza, onun tabiri daha fantastikti: "Sorman uşaaak, bi dene gözüm gözüme değmedi". Kastettiği gözkapağı olacak muhtemelen ama anneannem bu, atasözlerini, deyimleri kendine uydurmakta üstüne yoktu. Bunca uykusuz kadın nüfusa karşılık babam uyku konusunda hiç sıkıntı yaşamazdı, çabuk ve derin uyurdu. Uykusuzluğun ne olduğunu bilmediği için de anneme sürekli üç konuda takılırdı: "Benim hanım evlendiğimizden beri hasta, hala ölmedi. Her tartılmada kilo verir hala bitmedi. Her sabah hiç uyumadım diye kalkar, akabinde rüya anlatır" derdi. Haliyle annem köpürür "Seninki nasıl uyumak peki, yanından götürseler haberin olmayacak" diye yapıştırırdı cevabı. Uyku konusunda iki uç ebeveyne sahip bir kişi olarak anneme çekmem tatsız tabii ki, şimdi sağ olsa "Çektiğin damar kurusun" derdi. Der miydi? Sanmam, bu deyim genellikle baba tarafına çeken huylar için geçerliydi çünkü 😀 Lakin ne yaparsam yapayım giderek anneme benziyorum, yoğurt kaplarını biriktirmeye de başlarsam işlem tamamlanacak 😀

Çarşamba günü sinemaya gittik üç arkadaş. Fatih Akın'ın "Paramparça"sını izlemeye, paramparça olup çıktık zaten. Film tek bir salonda oynuyor, o da hiç alışkın olmadığımız bir salon, mecburen gittik. Küçük çaplı bir AVM'nin üst katında, janjanlı, havalı salonlar toplamı. 56 Şevrole'nin arka kasasından  (orijinal miydi bilemeyeceğim) oluşturma kırmızı kanepeler, laminat zeminler, duvarın birinde tavana kadar çapraz bir kitaplık, labirent benzeri koridorlarla şık olmaktan ziyade iç sıkıcıydı. Bunca tantanaya tuvaleti bile yoktu ama, film arasında AVM'nin ortak WC'sine koşturduk. Salon girişten daha da sevimsizdi. Siyah-beyaz, loş bir konsept, koltukların tamamı çiftli, bej rengi ve oturduğun zaman 10 santim kadar dibe gömülüyorsun. Ortada kol koyacak yer yok tabii ki, haydi biz arkadaşla gittik oturduk, farketmedi ama yalnız gidip de yanına tanımadığın biri oturursa pek gereksiz bir samimiyet hasıl olacak sanki. Duvarın birine boydan boya keçe benzeri bir malzemeyle külah şeklinde anlamını çözemediğim süsler yapmışlar, kısacası salon beni boğdu, yakamı paçamı yırtmak istedim, bunaldım. Özlemle her zamanki sinema salonumu andım. Neyse ki neredeyse boş salonda illa numaralı yerimize oturacağız diye durmadan koltuk değiştiren teyzeler vardı da gülecek bir şeyler bulduk, neyse ki film güzeldi de kendimizi kaptırdık, yoksa çekilir dert değildi. Film şehrinize gelirse izleyin arkadaşlar, cidden çok iyiydi. Detayları yan taraftaki Altın Küre-Oscar Çelınç sayfasında bulabilirsiniz. 

Haftanın son gününde size şu güzelim nergisleri bırakarak ayrılayım, bunlar kadar güzel geçsin gününüz...




8 yorum:

  1. Mutlu hafta sonlarınız olsun.
    Nergisler ne güzel öyle. Mis gibi kokutmuştur odayı.

    Anneannenize bayıldım, eski insanlar ve tabirleri hep bir başka oluyor ♥

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kokuttular gerçekten ama vedalaştık dün, ömürleri pek kısa oluyor. Daha dayanıklı bir şeyler var şimdi vazoda, hüsnüyusuflar. Bana Ayla Kutlu'yu hatırlatırlar hep.
      Anneannem alem bir kadındı, kitabımda öyle çok bahsettim ki ondan, zaten kitabım ona adanmış :)
      Sevgiler...

      Sil
  2. Blogunuzu tesadufen gordum. Gozum gonlum acildi👍💐

    YanıtlaSil
  3. Yaaa Leylakım yoğurt kaplarını biriktirmeye başlarsam demişin ya nasıl gülümsettin beni :)

    Uyku sorunu benim annemde de vardı kadıncağız düzgünce uyuyamzdı . Uykusuzluk ne kötü bir şeymiş son bir aydır yaşadım da gece beklemesi , uyumak istiyorsun ama uyuyamıyorsun .! kafanda milyon sorular vs vs vs .

    roibos çayı tavsiye ederim insanı sakinleştirip uyumasını kolaylaştırıyor
    öperim çok

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Uykuuzluk berbat bir şey, dün gece yine sabahladım, sonunda ışığı yakıp kitabı aldım elime, yoksa delirecektim.
      Seninki biraz stres kaynaklı, mecburiyet uykusuzluğu. Dilerim eve çıkınca rahatlamışsındır biraz, baba iyi olsun daha da düzelecek her şey
      Ben de öptüm çok...

      Sil
  4. Filmi cidden merak ettim simdi. Bana da gece yatmadan once papatya cayi iyi geliyor. Bunlar hep genclik alametleri. Gencken "cay, kahve uykumu kaciriyor" diyemlere uzayli gormus gibi bakardim. Ahh simdi o yaslara geldim artik. Olsun saglik olsun. Yine cok guzel bir post olmus, tesekkurler sevgiler...[Cevriye;yi iceri almayin, magnezyum, B12 ve glucosamin desteekleri iyi geliyor tabii en basta D vitamini]

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Filmi kaçırmayın derim.
      Çay-kahve ne uykumu kaçırıyoru, ne de uyku getiren bir içecek bana uyku veriyor. Bir tuhaf bünyeye sahibim :)Dediğiniz gibi sağlık olsun.
      Cevriye, ah o Cevriye, her an fırsat kolluyor. Yazdığınız her şeyi alıyorum ama nafile :)
      Sevgiler...

      Sil