Sayfalar

27 Kasım 2017 Pazartesi

HAFTA BAŞI

Tıkalı burun, gıcıklı boğaz, kazan kafa ve öksürük halinden dolayı zorla kalktım yataktan, itiraf edeyim saat 10.00'a geliyordu, buradan Saçaklı'ya bir selam çakayım, ve melodili olarak "yalnız değilsiniiiiz" diyeyim. O sebeple kahvaltı saatim de gecikti, hafifleme programım sekteye uğradı, öğle öğünüm uçtu falan filan. Baktım boğazımdaki gıcığın da ayarı kaçmakta, ani bir kararla giyindim ve yağmur çamur dinlemeden taksiye atlayıp hastaneye gittim. Hastane dediysem Devlet Hastanesi değil elbette, oralara öyle destursuz gidilmez. Bu arada şimdi aklıma geldi yahu, hissikablelvuku halleri midir nedir, sabah eşimin telefonu çaldı. İsim yok, bilinmedik bir numara, kendisi uyuyordu ben açtım. "Alo" diyen kadın sesine rağmen "Nazmi abi meraba" dedi karşıdaki. "Kim abi?"
"Nazmi abi benim".
"Sen kimsin, hoş o da önemli değil, zaten ben Nazmi abi değilim, yanlış numara". 
"Pardon ama dur kapatmayın bişi sorcam"
"Buyrun"
"Hastaneden randevu almak için kaç numarayı arıyorduk?"
"Zıkkımın kökü numarayı, danışma mıyım ben be", demedim tabii, kibar bir Nazmi abiyim ben, "Hiçbir fikrim yok" deyip kapattım sadece. Sonra da randevu telefonunu bilmediğim için özel hastaneye gittim 😀
Müracaat bankosunda elimi öptürmem gerekiyordu. Sistemdeki ağırlıktan dolayı elim ölçüm aletinde beş dakika kadar bekledi. Bu arada benden evvelkinin elini oraya koymadan önce tuvalete gittiğini, burnunu karıştırdığını, avcuna hapşurduğunu düşünerek iğrenç senaryolar oluşturdum. Neredeyse kusmak üzereydim ki alet elimi öpebildi, bunca pis senaryonun üstüne "Berhüdar ol" demek içimden gelmedi, gittim doktorun kapısının önüne, ışıklı tabelayı göreceğim bir yere konuşlandım. En kalabalık doktoru seçmişim, kendisi zaten her zaman gittiğim dr olur, demek ki herkesin her zaman gittiği doktormuş. Diğer dahiliyeci sinek avlıyordu zira. Kapıdaki yoğunluğa bakınca yakında sıramın gelmeyeceğini tesbit ettim, tam karşısında oturduğum sensörlü ana kapı da her açıldığında içeriye soğuk ve nemli hava üfleyince birkaç tur attım koridorda. Kayda değer bir şey yoktu, geri gelip yerime geçtim. Yanımda karısıyla oturan yaşlı adam ciğerlerini hastanenin zeminine bırakmak üzere iken çağırıldı neyse ki, yoksa o ağzını kapatmadığı için ben ağzımı, burnumu fularımla tıkamaktan boğulacaktım. Zaten eve gelince fular da dahil üstümde ne varsa makineye tıktım. Aşağı yukarı yarım saatlik bir bekleyişten sonra girdim doktorun yanına, evvelki yıl atlattığım zatürreden sonra en ufak üşütme ve öksürükten korkuyorum. Neyse ki doktorum ciğersel geçmişim hakkında bilgi sahibi, rahatlattı beni, ah bu Antalya'nın nemli havası. Önemli bir şey yokmuş, reçetemi aldım çıktım. Niyetim arkadaşımın kızının eczanesine uğrayıp ilaçları almak, biraz da kahve sohbeti yapmaktı ama durakta ağaç oldum otobüs beklerken gelmedi bir türlü. O sırada berbat bir yağmur indirdi, caydım, eve gitmeye karar verdim. Sen misin eve gitmeye karar veren, onca beklediğim otobüs geldi önümde durdu. "Yemin ettim bir kerre dönmem geri" şarkısını çığırıp Behiye Aksoy'un ruhuna gönderdim ve binmedim. Evin önünden geçen otobüs geldi az sonra, bindim oturdum, inene kadar karşı koltukta oturan kıvırcık kızıl saçlı, minnak kızla sessizce işaretleştik, acaip şirin bir şeydi. Sonuçta şu an evdeyim ve eğer bunu okuyorsanız az evvel bu postu girmiş bulunuyorum. İşim bitince gidip kahve yapacağım ve Algan Sezgintüredi'nin son kitabı "Süperben"i okuyacağım. Kendinize dikkat edin, grip nezle olmayın, tıp merkezleri bile rezalet durumda, herkes tıksırıp öksürüyor, sağlam giren hasta çıkıyor...


Söz konusu fotoğraf tıp merkezi civarındaki fışkiyeler, sarı yarpaklar, yeşil palmiyeler, kara bulutlar ve çirkin apartımanlar olmaktadır, saygıyla duyurulur...

7 yorum:

  1. Nurşen'ciğim geçmiş olsun.Acil şifalar diliyorum🌸

    YanıtlaSil
  2. Hastalıgini ve doktor macerani bile gülerek okudum, sebebi sensin ama ne yapayım?
    Hastanelerdeki el okuma cihazları hakkında kafasından senaryo yazan tek ben değilmiş buna sevindim. ☺Bu arada çok geçmiş olsun. Acil şifalar .Ben de yeni atlattım bu
    arada .

    YanıtlaSil
  3. Hepimiz 10.00’da kalkarsak böyle böyle normali bu olmuş olacak. Sonra gelsin güzel günker... :)

    Geçmiş olsun. <3 Bal, zencefil tozu karışımı çok başarılı...

    YanıtlaSil
  4. Çok geçmiş olsun. Acil şifalar diliyorum.:)

    YanıtlaSil
  5. Çok geçmiş olsun, acil şifalar diliyorum.

    YanıtlaSil