Sayfalar

11 Ekim 2017 Çarşamba

GÜN 14

Sabah 7.00'de uyandım bugün, tekrar uyumayı canım istemedi, balkona çıkıp akşamdan serdiğim çamaşırları topladım, sonra da havayı kokladım (çok şair ruhluyumdur, kafiye yapmasam olmaz), güzel kokuyordu, aferin dedim :) Çamaşırları sonra katlarım diyerek kanepenin üstüne fırlattım ve tableti kapıp yatağa geri döndüm. Sagalar, sodalar patlattım, baktım şarj azalmış mecburen bıraktım, kahvaltı hazırlamaya mutfağa yollandım. 

Kahvaltı sonrası babama yollayacağım birkaç parça şeyi almak üzere peynir cenneti markete gittim, zaten peynir alacaktım, babamın memleketinin peynirini getiriyor o market. Daha sonra PTT şubesine uğrayıp kargo yaptım. İşlemler sürerken görevli ile epeyce sohbet ettim. Bu şube benim için çok yararlı oldu, benim gibi posta işlerini seven, sık sık kargo gönderen biri için bulunmaz nimet, iki dakikada ulaşıyorsun, gişede görevli iki kadınla da ahbap olduk, hem sohbet ediyor, hem işimi hallediyorum. 

Eve gelince fırlattığım çamaşırları katlayıp yerleştirdim, bulaşık makinesini çalıştırdım. Sonra hazırlandık ve Kemer'e doğru yola düştük. Malum "Tur 2017" başladı. İlk gün Alanya-Kemer etabı vardı. Oğlum görevli olarak gelmişti, Antalya'da finiş olmadığı için Kemer'e onu görmeye gittik. Yalnız yolların kesilmiş olduğunu hesaplamadığımız için hayli uzun sürdü gidişimiz, Antalya çıkışında bir süre bekledik falan, ulaştığımızda etap bitmiş, ödül töreni yapılıyordu. Ama yolda hala finişe ulaşmaya çalışan üç-beş bisikletli mevcuttu, nal toplamak böyle olsa gerek :)  Kemer fena halde kalabalıktı, bisiklet turunun etkisi var mıydı bilmiyorum ama çok sayıda turist-ya da orada ikamet eden yabancı alabilir-gördüm. Bazı yollar da bariyerlerle kapatılmış olduğu için epey dolaşarak ulaştık şehir merkezine. Arabamızı kuzenin yazlığının önüne bırakıp yürüyerek turun sonlandığı alana gittik. Podyumun karşı tarafındaki cafeye yerleştik ve çocukları beklerken kahvemizi içtik. Arkamızda bir grup turist bira içiyor ve insanın aklının alamayacağı yükseklikte bir sesle sohbet ediyorlardı. Arada öyle çıngıraklı kahkahalar atıyorlardı ki zemin titriyordu. Maşallah, en genci 60 yaş, en kısası 1.80 boy civarında iri kıyım insanlardaki enerjiye hayran mı kalsam, gürültülerinden dolayı kızsam mı bilemedim. O şamata içerisinde bir süre de yanımıza gelen çocuklarla oturduk, sonra tekrar şehir merkezine yürüyüp yemek yemek üzere arabanın bulunduğu yerin yakınındaki bir restorana girdik. Turistik bir merkeze göre iyi sayılabilecek pideler yedik ve akşamı ettik. Çocuklar otellerine gitmek üzere ayrıldılar, biz de eve döndük. Yarın Kumluca-Fethiye etabı var. Artık TV'den izleriz.  

Salı gününü de böylece tüketmiş bulunuyoruz, 15. günde görüşmek üzere...


Günün fotoğrafı Kemer'deki cafenin bahçesinden gelsin

5 yorum:

  1. En sevdiğim yerlerdendir Kemer, keşke bir iki de mandalina,limon ağacı fotoğrafı çekseydi diye geçti içimden ve deniz tabiki :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. O kadar kalabalık ve o kadar dardı ki vaktimiz, çocuklardan başkasını gözümüz görmedi. Dönerken kendi kendime söylendim hatta, denizi bile göremedik yav, bu nasıl Kemer diye :) Ama sizin için Antalya'dan çekerim mandalina ağacı ve deniz fotoğrafları :)

      Sil
  2. Antalya tanımaya fırsat bulamadığım Şehir. Alanya%da çok yakın arkadaşım var. İlk fırsata gelip gezeceğim. Yeğenim Akdeniz üniversitesin de okuyor.Senin yazılarınla aşina oldum.Selamlar.

    YanıtlaSil