Sayfalar

2 Nisan 2017 Pazar

MART OKUMALARI

Hayatım boyunca Mart ayı sanki diğer aylardan daha uzunmuş gibi gelir, bir türlü bitmek bilmezdi. Aylarla ilgili bir sevgi sıralaması yapsam Mart Kasım'la birlikte listenin en altında yer alırdı. Kasım'ı yıllarını tozlu bir arşivde tüketmiş beyaz kolluklu bir devlet memuruna benzetirdim önceleri, Antalya'nın muhteşem sonbaharı ile emeklilik sonrası iyiden iyiye içli dışlı olunca o da terfi edip hem hiyerarşik sırada üstlere yükseldi, hem de aramızdaki ilişki düzeyliden ılımlıya dönüştü. Gelgelelim Mart'la durumumuz hala aynı ama ilk kez bu yıl sanki çabucak geçip gitti. Ben daha okumayı amaçladığım kitapları, görmeyi amaçladığım filmleri, yapmayı planladığım işleri bitiremeden tarihin karanlığına gömüldü gitti. Nisan şıngırdak bir taze gibi güneşi de yanına alıp geliverdi. Bahar gündemden bunalan ruhumuza rengiyle, kokusuyla, ışığıyla sızmaya çalışıyor. 

Mart ayı okuma hızım bakımından biraz verimsiz oldu, 7 kitapla tamamlayabildim ayı, hele elimdeki son kitap adeta süründü, üstelik hiç de kötü değildi. Daha sakin koşullarda ara vermeden okumak isterdim doğrusu. Neyse, gelelim Mart ayının kitaplarına:


-"Ayizi Kitap" çok severek takip ettiğim, hemen hemen yayınladıkları tüm kitapları okuduğum bir yayınevi. Reyhan Sargın'ın "Zamansız Mevsimler"i son yayınlardan biri. Bir ailenin öyküsü farklı bireylerin ağzından anlatılıyor, akıcı bir üslubu var ama Ayizi'nin diğer kitapları kadar sarmadı beni. 


-"Kabil Disko 1"i bir kitap sitesinde dolanırken tesadüfen keşfettim. Konusu ilginç gelince de hemen atıverdim sepete, iyi ki de atmışım, büyük bir zevkle okudum. Kitabın çizeri-yazarı 2005'te savaştan çıkmış Afganistan'a yeni anayasayı çizgilerle anlatacak bir proje için gider ve orada yaşadıklarını bir çizgi romanda toplar. Bir Fransız'ın bakış açısıyla Afganistan'ı anlatan son derece keyifli bir kitaptı, listenize ekleyin derim. 

 
-Elena Ferrante'nin aslında ilk ama Türkiye'de yayınlanan son kitabı Instagram'da arz-ı endam etmeye başlayınca bana bir süre kitap almama sözümü göz göre göre yedirdi. "Karanlık Kız" bir nevi Napoli Romanları serisinin hazırlığı niteliğinde, kahramanlar bu kitapla şekillenmeye başlamış sanki. En az diğerleri kadar severek okudum. Ferrante'nin kızlarını özlediyseniz tavsiye ederim, tanıdık tatlar bulacaksınız. 


-Pelin Buzluk epeydir aklımda olan ama bir türlü okumaya fırsat bulamadığım bir yazardı. Bir edebiyat dergisi için kendisiyle söyleşi yapma durumu ortaya çıkınca piyasada bulabildiğim iki kitabını da aldım ve şimdiye kadar okumadığım için pişman oldum. Evet biraz karanlık, tekinsiz ve karamsar öyküler ama yazarın çok güzel bir anlatımı ve yazım dili var. Sevdim. "En Eski Yüz" son kitabı, ben de sondan başlamış oldum. 


-Ve "Deli Bal", bu da ilk kitabı Pelin Buzluğun. Bu diğerinden de fena çarptı. Tekinsiz, karanlık ama bir o kadar da etkileyici öyküler. Gerçekten deli bal yemiş de esrimiş gibi oldum bitirdiğimde. Pelin Buzluk okumaya devam...


-"İtiraflar" Japon yazar Kanae Minato'nun sarsıcı bir kitabı. Gizemli bir psikolojik gerilim, sade ve farklı bir anlatım dili, insanı suç kavramını sorgulamaya iten bir konu, çok beğendim. Kanae Minato Japonya'da polisiyeler kraliçesi olarak anılıyormuş ama bence bu kitap polisiyenin ötesinde bir şey, okunmalı...


-Ve ayın son kitabı "Eileen". Yazarını isminden dolayı Asyalı sanmıştım ama Amerikalı imiş, kitabın konusu da ABD'de New England'da geçiyor zaten. Elimde uzun süre oyalandı, okunması kesintiye uğradı, biraz sıkıntılı oldu. Oysa oldukça iyi kurgulanmış bir kitaptı. Sıkıcı ve soğuk bir kasabadaki pasaklı evinde alkolik babasıyla yaşayan, ıslahevindeki mutsuz çalışma hayatından bezmiş, kaçıp kurtulma hayalleri kuran yalnız bir kız Eileen. Rutin hayatı ıslahevine görevli gelen Rebecca ile değişecektir. Bir ilk kitap olarak oldukça başarılı, sona doğru yükselen gerilim dozu kitabı daha da ilginçleştiriyor. Tavsiye ederim...

Nicelik olarak istediğim düzeyde olmasa da nitelik açısından oldukça iyi kitaplar okuduğumu buraya yazarken farkettim, açığı böylece kapatmış oluyoruz yani. Nisan ayının daha verimli olmasını diliyorum. 

Ve bitirirken fonda Şevval Sam söylüyor: 

"Yine o menekşe gözler aralı
Oya kirpiklerde yaşlar sıralı
Uyu ey gönlümün nazlı maralı
Susun garip kuşlar ötmeyin susun
Güzeller güzeli yavrum uyusun"

Küçükken uykuya yatırıldığımda öyle çok dinledim ki bu ninniyi, ah annem!..






susun garip kuylar

8 yorum:

  1. Kitaplar da güzel ninni de.Emeğinize,kaleminize sağlık...

    YanıtlaSil
  2. Aaaa Mart bitti değil mi? belki havalar azıcık sıcak olsaydı Nisan ayının geldiğine inanabilirdim. Elena Ferrante bu ay seninle buluştuğumuz tek kitap oldu. Çok severek okudum ben de. Kitapçıda görür görmez aldım. Georg Perec'in Paris ile ilgili bir kitabı çıkacakmış bu günlerde. Heyecanla onu bekliyorum.
    Öperim seni Leylağım.

    YanıtlaSil
  3. Mor rengin asaleti leylak dalları kitaplarla bütünleşince ayrı güzellik katmış yazılanlara. İzninizle takipteyim, selamlarımla...

    YanıtlaSil
  4. Pelin Buzluk dışında ilk kez gördüğüm yazarlar, çoğu ilgimi çekti ☺

    YanıtlaSil
  5. Ben de bebekken oğluma çok söylerdim bu ninniyi. Kitaplar çok güzel . Birkaç tanesini listeme aldım.
    Anneciğinin ruhu şad olsun.❤��❤

    YanıtlaSil
  6. Bir iki kitabı not ettim bir kenarıya.

    YanıtlaSil
  7. Verimsiz diyorsun ama yine de 7 yahu ve hepsi de güzelmiş, itiraflar ve deli balı bana da epey tavsiye etmişlerdi güvendiğim dağlardan artık vacip oldu :-D

    YanıtlaSil
  8. Deli Bal 2010'da Varlık Yayınları'ndan çıkmış, yeni sanıyordum, şaşırdım

    YanıtlaSil