Sayfalar

1 Ekim 2016 Cumartesi

ŞALANJ 6

Sabah erken kalkıp bankaya gittim, bir miktar para çekip maaşımın da yattığını kontrol ettikten sonra ya benden, ya siteden kaynaklanan bir nedenle Ankara aktarmalı gelen sipariş kitaplarımı almak üzere kargoya uğradım. Bilmiyorum kabahat kimin, Babil yetkilisi "zinhar bizden olamaz" didi. Israr etmedim, ben de alışkanlıkla Ankara adresini tıklamış olabilirim. Ankara'daki evin kapısından beni arayıp "kapıyı açar mısınız?" diyen MNG kargo yetkilisine "açtım ya kardeşim, niye bekliyorsun kapıda" diye çemkirdim. Adamcağız "sen nerdesin apla?" dedi. Abla demesine bir miktar bozulduysam da çaktırmadım, "Antalya'da tabii ki" diye cevap verdim, bu defa çemkirmedim zira olayı kavramaya başlamıştım. "Ama ben Ankara'dayım" didi adamcık. Mesele gayet sarih bir şekilde anlaşılmış oldu, "Netcez gari?" dedim adama, "Yollayamaz mıyız buraya?". "Ben dağıtımı bitirip sizi arayım apla, bir hal çaresi düşünürüz" dedi, abla demesine de kızmadım bu defa, kızacak halim kalmamıştı çünkü, ayrıca adamcağız yardım etmek niyetindeydi. Öğleden sonra tekrar aradı ve istediğim şubeye sevkedeceğini söyledi, kendisine birden kanım kaynadı, "arzu edersen teyze de diyebilirsin" diyecektim, şımarmasın diye demedim. Şubenin adresini verdim ve adama şu şapşal soruyu sordum: "Peki sizde benim telefon numaram var mı?". Yanıt gecikmedi: "Olmasa nasıl arayacaktım apla?". Hanımanne hitabını haketmiş olarak kapattım telefonu, bir miktar da kızardım, Allahtan telefon görüntülü değildi. İşte bu kargo o kargo, bu kitaplar o kitaplardı. Sonra muhitimizin güzide marketine uğrayıp pirinç gibi zorunlu, kinoa, ciya, kırmızı fasulye gibi lüküs ve konsept tüketim malzemeleri aldım. İkinci gruptakileri ilk kez deneyeceğim, herkesler abarttı da abarttı, ben eksik mi kalayım. Hem okudum ki bugün Ferminanım da kinoa işine girmiş, o denesin, iyiyse ben de denerim, yoksa iade ederim, nasılsa muhitimizin marketi, hihihi uyanıkım uyanık :)

Sonra efendim eve gelip çayı koydum, ardından domates işine girdim. Dünden temin edilip yıkanmış 6 (yazı ile altı, öyle otuz motuz değil, adam olana altı çok bile) kilo domatesi tepesinden + şeklinde bıçaklayıp kaynar suya attım. Onlar saunada ter atarken ben de kahvaltımı yaptım. Kahvaltım bitince ellerim yana yana kabuklarını soydum. Tekrar tencereye doldurup el blenderi ile bızzt bızzt yapıp kaynamaya bıraktım. Bu arada birtakım domatesleri yerlere düşürmüşlüğüm, sularını tezgaha saçmışlığım, ocağa dökmüşlüğüm, blenderi tencereden çıkarıp domates ezmesine bulanmışlığım oldu tabii ki, hamaratlığın şanındandır. Domatesler fıkırdarken biber dolması yapmaya giriştim. Kendilerini pişirmek için domateslerden süzülen suyu kullandım. Bakmayın öyle, hiç tasarruf ehli falan değilimdir, kırk yılın başında faideli bir eylem yapayım dedim, hatta bununla kalmadım, haşlama suyuna da çorba yaptım. Bir torba nohutu düdüklüye boca edip buzluğa kaldırmak üzere haşlamaya bıraktım. O arada domatesler kıvama geldi, kavanozlara ve buzdolabı poşetlerine doldurup amuda kaldırdım. Bulaşık makinesini boşalttım, kirli tabak çanağı yerleştirdim, mutfağın zeminini sildim ve "oh iş bitti" diyerek bir bardak süt doldurup mutfaktan çıkmak üzereyken sütü tezgaha devirdim. Ettiğim küfrü yazmak istemiyorum zira kibar, narin ve zaarif bir kadınım ama ettim arkadaş küfür, hem de en sunturlusundan. Al baştan zemin, tezgah ve tezgahtaki cümle alet edevatın altlarını temizledim. Ve sonunda aranızdayım benim caaanım takipçilerim, ayaklarımın altından ateş çıkıyor, bunu da söylemeden geçemeyeceğim. 

Ekimi sakarlıkta rekor kırarak karşıladıktan ve domestik faaliyetlerimi nihayete erdirdikten sonra gelelim "şalanjjj"ımıza. Şalanj deyince Öztürk Serengil geliyor hatrıma, o da "Kelajjj" falan derdi ya, pek de güzel twist yapardı, ruhu şadolsun abidik gubidik abimizin. Şalanjın 6. sorusu şöyle: 

-Dünyada değiştirmek istediğiniz 5 şey:

Yok arkadaş, benim değiştirmek isteğim falan kalmadı. Değişmiyor, değil 5 şey, bir tek şey bile değişmiyor. Değişseydi önce 68, sonra 78 kuşağı becerirdi bunu, olmadı, olmuyor, olmayacak. Bırakacağız dağınık kalacak ve ben bu soruya şöyle cevap vereceğim:


Haydi kalın sağlıcakla, 7. soruda görüşürüz...

8 yorum:

  1. Hay Allah razı olsun. Kah sessiz,kah sesli gülerek okudum yazınızı. Sıkıntılı bir zamandı, espirili anlatımınız çok iyi geldi. Teşekkürler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ay ne güzel olmuş o zaman, sevgiler gelsin benden...

      Sil
  2. Pazar neşesi bulmak isteyenlere bu sayfayı link olarak göndericem, çok güldüm, çok keyifle okudum yazınızı.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de sondaki karikatüre aklıma geldikçe gülerim :)

      Sil
  3. Yanıtlar
    1. Tatlıyım di mi :) Hahaha ve de alçakgönüllü :)

      Sil
  4. Ahahahaha valla bu süper :)

    YanıtlaSil
  5. Çok tatlısın leylak apla yaaa🤗😂😂

    YanıtlaSil