Sayfalar

23 Eylül 2016 Cuma

YUVAYA DÖNÜŞ

15 gündür uğramamışım bu mahalleye, çok işim vardı çok, hala da var ama artık bir "merhaba" deyip kendimi hatırlatma zamanı gelmişti. 

Cumartesi günü sabaha karşı Ankara'yı, henüz mantosu dikilmemiş apartmanı ve kendini hissettiren sonbahar havasını geride bırakıp Antalya'nın Akdeniz iklimine geri döndük. Neyse ki poyrazlı bir hava karşıladı bizi, nem yoktu ve böylesi harikaydı. O çıldırtıcı sıcaklar bitmişti, en azından geceleri rahat uyunuyordu, sevindik. O günden bu yana da kah evde, kah dışarda koşturup duruyor, geziyor, deniz-güneş-kum üçlemesi yapıyoruz. Bilenler bilir 30 küsur yıllık Antalyalı olarak denizle karşısında kahve içip, sahilinde yürümek dışında pek haşır neşir değilimdir. İçinde değil, karşısında olmayı tercih ederim. Ve bir çocukluk travması nedeniyle yüzme öğrenemiyorum. Bu yaştan sonra da sahilde su balesi yapılmıyor :) Birkaç yazı hiç denize girmeden geçirdim. Bu defa hafta başı gittiğimiz Adrasan'daki deniz öyle kışkırtıcı bir görüntü arzetti ki bir dahaki sefere girmeye karar verdim. Lakin mevcut mayolara giremediğim için bir adet yeni mayo satın aldım ve dün Side'de kendimi kızgın kumlardan serin sulara bıraktım (Magnum reklamından arakladım, çaktırmayın). Sonra efendim duşumuzu aldık, mayomuzu değişip kostümlerimizi giydik, Side harabelerinde bir tur atıp evimize döndük. Buraya kadar her şey güzeldi de getirdiğimiz tuzlu giysileri çamaşır makinesine atarken olan oldu. Benim mayo aralarından firar etmişti, yoktu. Denizle irtibatım o kadar kesilmiş ki yepisyeni mayomu kabinde unutabilme kapasitesine kadar ulaşmışım. Gitti gider koç gibi mayo, kalkıp Side'ye mayo aramaya gidemeyeceğime göre "Geç buldum, çabuk kaybettim/Zindan oldu hayat bana" şarkısını mırıldanıp makineyi çalışırdım ve evdekilere gururla yaptığım salaklığı anlattım. Üstelik kabine girdiğimde duvarda asılı şortu görünce "Salağın biri şortunu unutmuş, insan şortunu nasıl unutur yav" dediğimi de ekledim. Kendimi bir de sizin huzurunuzda tebrik ettikten sonra Adrasan ve Side'den görüntülerle başbaşa bırakıp kaçarım :)


Bayram kalabalığı dağılmış ama Pazar günü olduğu için günübirlikçiler işgal etmişti Adrasan sahilini
 


Plajın olduğu bölümde dağlar yemyeşil ama gel gör ki girişteki tepeler son yangından fena etkilenmiş. Ağaçlar kömür olmuş, insanın içi acıyor. Eğer bu duruma insan eli biler-isteye sebepse canlı canlı yanmasını dilerim.


Beni baştan çıkaran deniz budur işte

 
"Zeytin Gözleme"nin tavukları. Adrasan girişindeki bu aile işletmesi güler yüzlü sahipleri, lezzetli gözlemeleri, tavuklu-horozlu, zeytinli-bostanlı bahçesi ile keyifli bir mekan, yolunuz düşerse uğramadan geçmeyin.


Side'ye yıllardır yolum düşmemişti, ben görmeyeli çok değişmiş. Zamanında bu sütunların hemen yanında sakin, tenha bir kumsal vardı, şimdi iğne atsan yere düşmeyecek şemsiyeli, şezlonglu sevimsiz "beach"lara dönüşmüş. 


Epeyce bir aranıp "beach" havasından uzak bir plaj bulduk kendimize ve serildik şezlonglara. Biraz deniz, biraz güneş bir-iki saat geçirdik.


Deniz sefası bitip ben de mayomu kabinde unuttuktan sonra Side'deki antik kalıntıları gezmeye çıktık :)




Yolumuzun üstünde Side Müzesi vardı, girmeyi düşündük ama adam başı 20 lira olunca sadece Müzekart sahibi olan ben girdim, girdim de ne oldu? Antalya Müzesi'nin bahçesindeki kadar bile eser yoktu, sanırım ne çıktıysa toplayıp Antalya'ya yollamışlar.






Ama hakkını yemeyeyim arka cepheden görülen manzara güzeldi:



Müzeden çıkınca geziye devam ettik, kalıntıların görkemine olağanüstü bir bulut şöleni eşlik etmekteydi:






Bulutlara baybay dedik ve rotayı Antalya'ya çevirdik, haydi kalın sağlıcakla...


4 yorum:

  1. Merhaba, Blog Atlası'nda blog sayfanızdan kısaca bahsettim. Bilgi vermek istedim. Bu adresten ulaşabilirsiniz: http://blog-atlasi.blogspot.com.tr/2016/09/leylak-dali.html

    Kolay gelsin.

    YanıtlaSil
  2. Selamlar,

    Çok güzel bir blogunuz var, tebrik etmek isteriz :)

    Bloggerlara destek olmak için domain sponsorluğu yapmaktayız. Örneğin creamive.blogspot.com yerine www.creamive.com adresini kullanabiliyorsunuz. Sadece blogunuzda küçük bir tanıtım yazısı rica ediyoruz.

    Dikkatinizi çekerse bizlere https://www.creamive.com'dan merhaba diyebilirsiniz.

    YanıtlaSil
  3. Canınız saolsun hepimizin zaman zaman unutkanlıkları oluyor. Ben tatile giderken bavul unutmuştum :)) Otele varınca farketmiştim. Allahtan rahmetli dedeciğimde anhatarımız vardı da o gitti bavulu aldı ve tatil yöresine gelen bi otobüs şoförü ile gönderdi.

    YanıtlaSil