Sayfalar

9 Haziran 2015 Salı

ANKARA KAZAN, BİZ KEPÇE 3

Biliyorum, "Ne gezdin be, ne gezdin" diyeceksiniz ama başka işim mi var yahu? Hem ben bir sürü leyleği havada uçarken gördüm bu sene, şehirlerarası gidemiyorsam şehiriçi bari gezeyim fırsat varken. Bugünün ilk durağı Kale'de yeni açılan bir özel müze olan "Erimtan Arkeoloji ve Sanat Müzesi" idi. "Erimtan Müzesi" koleksiyoner mühendis Yüksel Erimtan tarafından, kendisine ait 2000 parçalık arkeoloji koleksiyonunu sergilemek amacıyla Kale'deki üç eski binanın restore edilmesiyle kurulmuş oldukça kapsamlı bir müze. Roma, Bizans, Hitit dönemine ait çok sayıda buluntuyu görmek mümkün. Binanın kendisi ayrıca çok etkileyici, eserlerin sergilenmesi de izleyen açısından çok kullanışlı olmuş. Aşağıda sergilenen koleksiyondan birkaç fotoğraf var, ışık yetersizliği ve flaş kullanımının yasak olması yüzünden çok güzel olmadı fotoğraflar:









Müzenin en alt katı sergi salonu olarak düzenlenmiş. "Harmonices Mundi" adıyla ünlü seramikçi Alev Ebüzziya'nın çanakları ile antik dönem Anadolu çömlekçiliğine ait eserler birarada sergilenmekte idi. 



Gezimizi tamamladıktan sonra Müze'nin Ankara manzaralı, yeşil bir çimenliğe açılan cafesine yerleşip çay, kahve, parfe demedik götürdük. İnceden yağan yağmur bir süre sonra durdu ve ışıltılı bir güneş açtı. 


Kale civarına gelip Müze gezisiyle iktifa edecek değildik tabii ki, önce Koyunpazarı sokağına, Kirit Cafe'ye ve Pilavoğlu Han'a bir göz attık:




Sonra Kale kapısından iç kaleye geçtik:


Ben görmeyeli meydan temizlenip çiçeklenmiş, havuzun ortasındaki fıskiyemsi-heykelimsi şeyin karnabahar mı, enginar mı yoksa bir çiçek mi olduğunu çözemesek de fazla kafa yormadık. Restore edilmiş sokaklardan, açık kapılardan görünen renkli dekorlara bakarak geçip And Cafe'ye yöneldik.




And Cafe'nin girişinde tombalak ve şirin bir oğlan çocuğu darbuka ile "Angara'nın Bağları"nı çalıp para toplamaya çabalıyordu. Angara'nın Bağları'nda ikrah getirdiğimiz için kendimizi And Cafe'ye dar attık.




Bir çiseleyip bir duran yağmur altında kah Kale'ye, kah kuşbakışı Ankara'ya bakarak oturduk. Yağmura kalmamak için kalktığımızda bu geziden hayli memnun kalmıştık. Yeni bir kazan-kepçe etkinliğinde görüşmek üzere diyorum...

3 yorum:

  1. Buraları bir yerlerden hatırlıyorum sanki :) Sevgiler.

    YanıtlaSil
  2. Biz de bugün sizden özendik oraları gezdik. İyi ki yazmışsınız kaç senedir Ankara'da yaşıyorum kalenin içini görmemiştim.

    YanıtlaSil
  3. İyi ki geziyorsun Leylak Dalı!
    Valla sen gezmazsen buralardan haberim olmayacaktı :)

    YanıtlaSil