Sayfalar

22 Mart 2013 Cuma

ŞİİR BİR İNATTIR*

 

Malumu âliniz dün Dünya Şiir Günü idi. Buradan hareketle Antalya'da geleneksellleşmiş bir etkinlik daha gerçekleşti. 16. Antalya Altın Portakal Şiir Sempozyumu başladı ve dün akşam da "16 Altın Şair" sergisinin açılışı ve takiben  Şiir Dinletisi yapıldı. Şiirden ziyadesiyle hoşlanan bir Leylak Dalı olarak böyle bir etkinliği kaçırmam mümkün değildi tabii ki. Nitekim başlama saatinden önce mekanda yerimi almıştım bile. 

Sergi açılışından sonra kokteyle geçildi. Racona uygun olsun diye aşağıda asker gibi sıralanmış kadehlerden bir tane edinip 16 yıl boyunca ödül almış şairlerin fotoğraf ve şiirlerinin yer aldığı posterlerin arasında dolaşmaya başladık.



Ben en çok Birhan Keskin posterinin önünde oyalandım, kadehimi O'nun ve şiirlerinin şerefine kaldırdım. Salonda aralarında Altın Portakal Şiir Ödülü jüri başkanlığını yapan Doğan Hızlan'ın da bulunduğu pek çok şair ve yazar vardı; Ahmet Telli, Cevat Çapan, Şükrü Erbaş, Mahmut Temizyürek, Latife Tekin gibi...


Kokteyl sona erince şiir dinletisinin yapılacağı salona geçtik. Dinleti başlamadan Doğan Hızlan Eray Canberk'in kaleme aldığı "Dünya Şiir Günü" bildirisini okudu ve 2013 Altın Portakal Şiir Ödülü'nü kazanan şairi açıkladı: Bağbozumu Şarkıları isimli kitabıyla Şükrü Erbaş.  Sonra da dinletiye geçildi. İlkin Ahmet Telli bize kendi şiirlerinden üç tanesini okudu sonra da Şenol Morgül'ün udundan dökülen nağmeler eşliğinde Sezai Sarıoğlu'nun dağarcığındaki şiirleri dinledik. Şiir aralarında Şenol Morgül "Kanatları gümüş yavru bir kuş" ile başlayıp "Ömrün şu biten neşvesi tam olsun erenler" ile biten olağanüstü güzellikte şarkılar söyledi. Hasılı çok güzel bir akşamdı.

 

Ve programın sonunda bu yılın Altın Portakal Şiir Ödülü'nü alan Şükrü Erbaş 21 Mart'ın aynı zamanda Aşık Veysel'in ölüm yıldönümü olduğunu belirterek O'nu anmak adına kısa bir anekdot nakletti: Aşık Veysel'e hayran bir hemşehrisi onun gibi şair olmak ister, sık sık ziyaretine gider fakat bir türlü meramını açık edemezmiş. Sonunda bir gün yine bir mecliste sohbet muhabbet sonrası Aşık Veysel'i yatağına götürme bahanesiyle yalnız kaldıklarında "Usta, ben de senin gibi ozan olmak istiyorum, ne önerirsin bana" diye sormuş. Aşık Veysel şu cevabı vermiş: "Gözel sev". Anısına saygıyla...

*Alıntı



2 yorum:

  1. Bu defa çok içten kıskandım sizi: )
    Emekli olmak istiyorum: )))

    YanıtlaSil
  2. Vala bende kıskandım :))
    Keyifli günler

    YanıtlaSil