Sayfalar

23 Ağustos 2012 Perşembe

BEBEKLER


Sunay Akın sağolsun, "bu kadıncağız kaç kez İstanbul'a geldi, bizim müzeyi gezmeye fırsat bulamadı, bu yıl da ya gelir ya gelemez" diye düşünmüş ve müzenin bir bölümünü ben göreyim diye Ankara'ya yollamış. Haliyle gidip gördüm, pek kapsamlı bir sergi değildi ama yukarıdakileri görmek bana yetti; çocukluk bebeklerim. O beşiğin içindeki zencinin beyaz olanı ve yanındaki daha küçük olanından onlarca eskitmiş biriyim. Gerçi bu standın üzerinde tarih olarak "Amerika-1900" yazıyor ama benim tevellüt o kadar da eski değil, demek ki Türkiye'ye daha sonra gelmiş.

Ortaokulun üçüncü sınıfına kadar bebeklerle oynamış biriyim, itiraf ediyorum:) Gerçi ilerleyen yıllarda bu bebeklerden kesilip elbise giydirilen kağıt bebeklere terfi etmiştim ama bu işin hakkını tam olarak verdiğimi kesinlikle söyleyebilirim, bugün gördüğüm oyuncak oda ve mutfak takımlarında da gözüm kalmadı desem yalan olur. Aaah ah, çocukken elime geçecekti bunlar. Ben zavallı kısıtlı imkanlarla evde bulduğum ceviz ağacından yapılma, çanta boyutundaki, bölmeli bir kutuyu bebeklerime ev yapar, kartondan yaptığım eşyalarla da bir güzel döşerdim (o kutu hala duruyor, ayakkabı boyaları ikamet ediyor şimdi içinde). Çeşit çeşit de elbise dikerdim, gelinlik dikip düğün bile yapmıştım, damat geline göre biraz daha cılız ve kısaydı ama olsun varsın, iyi bebekti, severdim kendisini:) Annemle az tartışmadık bu yüzden, o kadar yayılarak oynardım ki salon halısının üstünde adım atacak yer kalmazdı, okula giderken de öylece bırakmak isterdim, dönünce kaldığım yerden devam edeyim diye. Bugün bu bebekleri görünce çocukluğum çıktı geldi bir yerlerden, keşke bebeklerden bir-ikisi saklansaymış, ne kadar sevinirdim öyle olsaydı.

Oyuncaklı bir günü de savuşturduk, hepinize sevgiler yolluyorum...

7 yorum:

  1. Halının üzerine yayılıp kalmak bir çocuk geleneği o zaman, bir de sabah yerde bıraktıklarını akşam aynı yerde bulmayı istemek.
    Oğlana kızmasam mı acaba?
    Bir daha bahçeye kaçarsa topunu kesecem onun!

    YanıtlaSil
  2. aaa gidelim gelince, öle yarım yamalak olmazzz... Burnumuzun dibi ayolll...

    YanıtlaSil
  3. Ay bende orta üçe kadar bebek oynadım arkadaşım Nermin'le:))

    YanıtlaSil
  4. Tüm oyuncak mağazaları hala en büyük favorim.Saatlerce kalabilirim.Hepimizin bebeklerinin aynı olması negüzel.Ve çocuk yüreğimizin bizimle olması,sevgiler Leylak Dalım...

    YanıtlaSil
  5. Demek ki aynı dönemlerin insanıyız.Aynı bebekler nedense kolları kopuk olurdu.Bir drama kursunda oyun ile başlanır genelde ben konsantre olamamıştım.Oyun oynamayı çoktan bırakmışım.Keşke çocuk kalabilseydik.Şimdi görevler sorumluluklar yerini aldı.Sevgiyle kalın.

    YanıtlaSil
  6. Ben çocuklara oyuncak dağınıklığından dolayı çığırmamaya sözledim kendimi: )

    YanıtlaSil
  7. İzmir'deki Oyun ve Oyuncak Müzesi'nde gördüm ben de Sunay Akın'ın koleksiyonundan parçalar.
    Bu arada o müzede güzeldir. :)

    YanıtlaSil