Sayfalar

27 Kasım 2011 Pazar

PEK SANATSAL, PEK KÜLTÜREL GÖRDÜM KENDİMİ


Sabah üst kattaki sevgili komşularımın haftasonu nedeniyle gelen torunlarının nal sesleriyle vakitsiz uyandığım için güne erken giriş yaptım. Birkaç kez kesilen elektrik bilgisayar başına demir atmamı engelledi, iyi de oldu. Ankara'da başladığım ve epeydir elimde süründüğü için konusunu bölük pörçük hatırladığım Kemal Siyahhan'ın "Sanrı ve Gerçek" isimli kitabını bitirdiğim gibi o hızla yeni bir kitaba başlayıverdim. "Sanrı ve Gerçek"i okumasam da olurmuş, öylesine bir kitap işte hatta yazılmasa da olurmuş. Yenisi ise bütün zamanlarımın kült romanı "Jane Eyre"nin yaratıcısından, Charlotte Bronte'den, "Villette: Geçmişin Gölgesinde". Kırmızı Kedi yayınları basmış bu kitabı, Türkçe'de yeni keşfedildi sanırım. Postmodern öykülerden, absürd romanlardan, iç karartan içeriklerden, karmaşık kurgulardan sonra bir klasik iyi gelecek bana. Kendimi ortaokul yıllarıma, güneşli bir yaz tatili gününe, Yenimahalle'deki evin aydınlık salonuna, kendime malettiğim renkli yastıklı küçük divana ışınlayıp öyle okuyacağım bu kitabı. Konusu ne olursa olsun huzur verecek eminim. Victoria döneminin ağır mobilyalarına, kurdeleli, satenli, kabarık etekli elbiselerine, porselen çay takımlarına uyum sağlasın diye evdeki en süslü fincanda kendime kahve yapıp gümüşî püsküllü bir ayraç seçerek başladım okumaya Lucy Snowe'un öyküsünü. Bakalım başına neler gelecek.


Günün ikinci etkinliği ise 2008 yapımı "Lilit'in Kızkardeşleri" isimli belgeseli izlemek oldu. Doğayla barışık, kendi güç ve emekleriyle, kimseye muhtaç olmayan kadınların öyküsünü anlatmış yönetmen Emel Çelebi. Söke'nin Latmos Dağı'nda tek başına hayvanlarıyla birlikte yaşayan Hatice'yi, Gökova, Akyaka'da yüzme dahi bilmeden balıkçılık yapan Semiha'yı, Çomakdağ'lı kadınları; pamuk toplayarak belfıtığı ameliyatı için para biriktiren Ayşe'yi, kızına çeyiz için çabalayan Yeşim'i, çiftçilik yapıp evi çekip çeviren Nebiha'yı anlatmış. Güzel görüntülerle, ilginç detaylarla anlatmış, bulursanız izleyin derim.

Şimdi müsaadenizle, günün üçüncü etkinliği için hazırlanmam lazım. Piyano Festivali kapsamında sunulacak "Genç Yetenekler Piyano Resitali"ni izlemeye gideceğim. Keyfiniz bol olsun...

27 yorum:

  1. Günaydın, ne güzel dolu dolu geçirmişsiniz efendim... Biz de sanrı da var gerçekte, şimdi gerçeği yaşıyor ve yarın ki zor matematik yazılısına çalışıyoruz... Ben de yıllar sonra yapacağım elbet bunları....:)

    YanıtlaSil
  2. ayol sen zaten öylesin...
    Kırmızı Kedi Yayınlarını pek severim. Kitap kapakları çok hoşuma gider. Keyif Evinin tadı damağımda hala. Ayol onun filmi var biliyomusun...
    Ben de bu ara Jane Austen okumak istiyorum yeniden.
    Dün akşam filmde göz yaşlarım sel oldu aktı. Ağlamadım, sanki musluk açık kaldı. Sanırım neye ağlamak isteyip de ağlamadıysam dün gece hepsine ağladım,, eve geldiğimde gözlerim aynı hamsi gözüne benziyordu:)))

    YanıtlaSil
  3. Geçen gün kitap alırken bu kitabı alsam mı almasam mı diye düşündüm durdum şimdi alsaymışım dedim.

    iyi pazarlar size;)

    YanıtlaSil
  4. Ne diyeyim? Hayranlık duydum.

    YanıtlaSil
  5. Maşallah dedim... kaçtım.

    YanıtlaSil
  6. oo kültür mantarı seni:))

    YanıtlaSil
  7. fincan... of of:) araya klasik iyi gidiyor değil mi? keyifli okumalar

    YanıtlaSil
  8. Fincanla kitabın uyumuna bittim,kıskandırın bizi bakalım;)))
    Maşallah ,maşallah herşey çok güzel:)))

    YanıtlaSil
  9. Sevgili Leylak ( azcık geç kaldım ama )öğretmenler günün kutlu olsun:)

    belgeseli ben de izlemiştim, çok keyifliydi.

    komşuların için ise Allah sabır versinden başka bişey diyemiyorum:(

    sevgilerimle...

    YanıtlaSil
  10. Lilit'in kızkardeşlerindeki görüntü daha çılgın bir belgesel izlenimi uyandırdı bende. Neymiş, dış görünüşe aldanmamak lazımmış :)

    YanıtlaSil
  11. Sanatla,sevgiyle,sağlıkla ve o güzel kitaplarınızla dolu dolu hayatın tüm güzelliklerini yaşamanız ve bizlerle paylaşmanız dileği ile..

    YanıtlaSil
  12. ee valla bu sefer harbi kıskandım :D

    YanıtlaSil
  13. SEvgili Leylak Dalı,
    HErşeyden önemlisi, anlatımınız, çocukluğunuza götürmeniz beni aldı o vakte götürdü. Bu filmi de sinemaya gidemem ama, netten izlemeye çalışacağım..
    Kitabı merak ettim, biraz ilerleyip yorumunuzu bildirirseniz sevinirim. Viktoria döneminde yaşamak isterdim, tarzı ruhuma uygun. Sevgiler

    YanıtlaSil
  14. Zeynepcim,
    Kitap tipik bir klasik ve zevkle okuyorum. Filmi de bir şekilde izlemeni öneririm, duygu yüklü, sıcacık bir film. Önemli bir konuyu ele aldığı için de izlenmeli.
    Sevgiyle...

    YanıtlaSil
  15. Red Riding,
    Yok kıskanmamışsınızdır, sadece imrenmedir o:))

    YanıtlaSil
  16. Selma,
    Çok teşekkürler, çok zarifsiniz. Sevgiyle...

    YanıtlaSil
  17. Buğday,
    Belgeseldeki kadınların afişteki kadınlarla alakası yok görüntü olarak, sadece iş alanları uygun:))

    YanıtlaSil
  18. Neslihan,
    Sağol canım, hatırlaman yeterli, geç oluşu hiç mühim değil.
    Komşular için sabra ihtiyacım var gerçekten:)

    YanıtlaSil
  19. Natalicim,
    Fincan düşkünü gezentileriz ikimiz de değil mi:)) Öpüyorum seni...

    YanıtlaSil
  20. Yeliz,
    Evet arada bir klasikle kafa dinlemeli diyorum:)

    YanıtlaSil
  21. Judy,
    Evet en zehirsizinden:))

    YanıtlaSil
  22. Nefise,
    Sağol dedim, öptüm...

    YanıtlaSil
  23. Yıldız,
    Bitirince daha detaylı bir bilgi veririm o zaman belki alırsınız.
    Sevgiler...

    YanıtlaSil
  24. Lalem,
    Hamsi gözlerini severim:))
    Bu kitap Keyif Evi'nden de keyifliye benziyor. Bakalım, okuyup göreceğiz...

    YanıtlaSil
  25. Kiraz Çekirdeği,
    O yaşlarda bizler de öyleydik. Sabır istediğinizi yapacağınız zamanlar da gelecek. Yeter ki canlar sağolsun...

    YanıtlaSil
  26. Bu aralar almayı düşündüğüm bir kitap bu. Charlotte Bronte kitabı olduğu için eninde sonunda alacağım ama yine de sormak istiyorum: Nasıldı? :)

    YanıtlaSil