Sayfalar

16 Mayıs 2011 Pazartesi

YEŞİL PAZAR


Pazar günü internet sansürüne "Hayır" demeye gittim. Gittim gitmesine de İstanbul dışında bu konuya pek aldıran yok galiba, çoğu gençlerden oluşan cılız bir kalabalık ellerinde pankartlarıyla toplanmışlardı. Görevli gencin açıklamalarından sonra biraz alkış kıyamet, biraz sloganla devam etti. Derken koca koca damlalarla yağmur indiriverince topluluk otomatikman dağıldı. Yağmurdan kaçmak için sığındığımız Simit Cafe'de günün tipi olarak nitelendireceğim yaşlı kadınla tekrar karşılaştım. Aslında caddeye girerken görmüş, önce meczubun biri sanmış sonra etkinliğe katılmak için geldiğini farketmiştim. Girdiğimiz cafede hemen yanımızdaki masada kendi yaşlarında iki adamla oturmuş hayli yüksek sesle bir sohbet gerçekleştiriyordu. Dalgalı beyaz saçlarını arkada bir örgüyle toplamış alnına da bir bandana bağlamıştı. Kulaklarından barış amblemli gümüş küpeler sarkıyor, kargo pantolonu ve cepli gömleği de üstünde fena halde bol duruyordu.  Bu ufak-tefek yaşlı kadının sandalyesinin dibinde cüssesine oranla hayli kocaman, içinden uzun  sopalar görünen bir poşet vardı. Kulağıma gelen sohbetlerini bir süre istemeden de olsa dinlemek zorunda kaldım, zira o derece yüksek sesle konuşmaktaydılar. Derken dağılan gösteriden iki genç cafeye doğru yaklaşınca bizim hanım ayaklandı, o kocaman poşeti alıp gençlere doğru koşturdu. Poşet açıldı, içinden çeşit çeşit pankart çıktı. anladığım kadarıyla o gençlere pankart getirmiş ama verememiş. Fakat durum o kadar komikti ki; kadıncağız elini poşete atıp bir pankart çıkarıyor, üzerinde yazan slogan: "Seçim Barajına Hayır". "Bu değil" diyor, yeni bir tane çıkarıyor, onun üstünde "Nükleer Enerjiye Hayır" yazıyor. Neyse sonunda "İnternetime Dokunma" yazanını buldu ama eylem sona ermişti zaten. İzlerken epeyce güldüm, seyyar pankart askısı gibiydi. Başka yaşlı kadınlar yanında kalp-tansiyon ilaçları, ter bezleri taşırken bunun pankart dolu bir poşetle geziyor olması oldukça hoştu:)

Fotoğraftaki heykel Sakarya Caddesi'nin Mithatpaşa girişinde, herşeye ve herkese yukarıdan bakıyor...


Yağmur dinince ara sokaklardan Kurtuluş Parkı'na doğru yürüdük. Ankara'nın bazı semtlerinin  ara sokakları hala o eski havasını korumakta, evlerin çoğu bahçeli, yeşillik, yollar sakin. 60'lı yıllarda yapılmış gemiye benzer balkonları olan apartmanlar bile mevcut. Ankara'nın sembol ağacı atkestaneleri çiçeklenmiş, ben beyaz açar bilirdim ama pembesi de varmış. Yağmurdan sonra mis gibi toprak kokmalıydı ama heryer betona kestiği için  ortalıkta toprak kalmamış. Yine de çimen, çiçek kokuları arasında yürüdük. Isı yetersiz olsa da bahar geldi  geçiyor bile. Leylaklar dökülmeye yüz tutmuş artık.


Park yeşillenmiş ve çok güzel olmuş, tartan pistte kısa bir yürüyüşün ardından havuzun ortasındaki ada-cafeye oturduk ama garsonlar pek yüz vermedi, bekledik bekledik istediğimiz çaylar gelmeyince kalkıp yürüyüşe devam ettik. Yürüyüş esnasında bu ağacı keşfettim, minicik gül benzeri çiçekleri var ama basbayağı kocaman ağaç, yaprakları da meşeye benziyor sanki. Bilen varsa parmak kaldırsın lütfen.


Eve dönerken çayır-çimen yeşilliği görünce anneannemi andım. Nerede bir yeşillik görse hemen durur: "Oh zümrüt gibi, bi bulgur pilavı pişirsek de yesek şurda" derdi. Diyeti falan boşverip bulgur pilavı tenceresini kucaklayıp anneannemin şerefine şu çimenlerde piknik yapmak istedim. Var mı bana eşlik edecek olan?

21 yorum:

  1. ben kısır yaparım,hadi gidelim çayır çimene yayılalım. :))

    YanıtlaSil
  2. Offf! İş günü çayır çimene yayılma fikri iyice delirtici.
    Evet evet evet, yayılalım yeşillere, kuzular gibi...
    :))

    YanıtlaSil
  3. Ben de gelirimm!Harika çiçekler,harika fotolar!

    YanıtlaSil
  4. yanında turşu...bekle geliyoruz

    YanıtlaSil
  5. gelirken cacikmi yoksa hosafmi getireyim yanimda?:))

    YanıtlaSil
  6. Her duruma göre pankart teyze çok hoşuma gitti. Çayır çimen fotoğrafları iç açıyor, ellerine sağlık.

    YanıtlaSil
  7. O ağaç Akdiken yani Crataegus..O narin çiçekleri çok hoştur.Kenarları da biyeli gibi değil mi?
    Sevgiler size Samandıra'dan Leylak Hnm. cım....

    YanıtlaSil
  8. beniii bekleyinnn bende geliyorum kekler pişiyor :))

    YanıtlaSil
  9. Bende bir enişte var o da küçük tüpü çıkartır hemen yeşillik görür görmez. organize gezer hep.
    Ama ne özledim anlatamam

    YanıtlaSil
  10. Sevda turşu demiş eee ben de ayran hadi geliyoruz:)))

    YanıtlaSil
  11. Pankart taşıyan teyzeninde resmi olsaydı keşke. Gerçi çok güzel anlatmışsın. Gözümün önüne geldi. Kimbilir onunda nereleri ağrıyordur ama bedenini dinlemeden atmış kendini yollara. Ne güzel.

    YanıtlaSil
  12. Protest ruhunu kaybetmemiş olan teyzeye selâm olsun:))

    YanıtlaSil
  13. Leylakcım, sen böyle Ankara'da dolanırken ne zaman Behzat Ç.'ye çıkacaksın acaba?

    YanıtlaSil
  14. Bu kadar kişi geliyorsa benim eksik kalmam olmaz, hem zaten bulgur diyet bozmaz.
    Pankart taşıyan bayana hayran kaldım, mücaadele ruhunu kaybetmemiş belkide yanında ilaç taşımamasının sebebi budur.
    Senin bu eyleme katılmana ayrıca sevindim, ah bende çok istedim ama buara dizlerim bazı şeylere izin vermiyor.

    YanıtlaSil
  15. Ooooo, herkes yeşili, çayırı-çimeni pikniği özlemiş. Bulgur pilavı benden, kısır Kara Kitap'tan, turşu Sevda'dan, cacık Sünter'den, ayran Kadayıf'tan, üstüne kekler Kitap Cadısı'ndan. Ebru da tüp getirir çay demleriz, gel keyfim gel. Hepiniz gelin; Ekmekçim, Kitap KUrdu, Oyacan, Mine Hanım, Asucum, Mihriban, Neduk, Judy, Nur hadi toplaşın:))) Belki pankartçı teyze de katılır aramıza:)
    Judy o kadar dolaştım ama Behzat Ç. çekimine denk gelemedim ama şu var, Emrah Serbes benim eniştenin arkadaşı belki bana bir rol yazar, bizzat oynarım. Ne güzel olur di mi:)))

    YanıtlaSil
  16. Ben de gelebilir miyim? Kurtuluş parkı... O kadar çok hatıram saklı ki orada. Evimiz çok yakın oraya. Türkiye'ye gelir gelmez ilk iş, oğlumla bisiklete bineceğiz orada. Sizi de bekleriz bulgur pilavıyla. Sevgiler...

    YanıtlaSil
  17. Leylakcığım, pankart taşıyan teyzeye bayıldım .
    İstanbulda doğru dürüst havayı pazar ve pazartesi gördük.Peki ben bu 2 günde ne yapıyordum?ilkini eğitim ile geçirdim ikinci günde de hastalandım :(
    ama senin bulgur pilavı teklifine koşa koşa gelirim.bayılırım çayıra çimene ve bulgur pilavına.tabiii yanına ayran ile :)
    sevgiler...

    YanıtlaSil
  18. Bayıldım bahsi geçen kadına...
    Helal olsun dediğiniz doğru ilaçlarla dolanıyorum ben mesela:))
    Piknikte gazete, ip lazım olur bende onları getirsem kabul edermisiniz hem ben çok güzel ip atlarım:)) sevgiler ...

    YanıtlaSil
  19. Pazar günü ben de çok güzel yerlerde gezip dolaştım. Hatta bir leylak bulup, o günün anısı olarak kitabımın arasında kuruttum. Öyle güzel kokuyor ki şimdi.
    Ben de geliyorum pikniğe :)

    YanıtlaSil
  20. çantasından pankart çıkan yaşlı kadına çok güldüm
    çok güzel kıyaslama yapmışsın
    ilaç felan çıkacağına değil mi?
    eski entellerden kim kaldı !

    YanıtlaSil