Sayfalar

12 Mayıs 2011 Perşembe

YAĞMURUN ELLERİ


Dün zorunlu alışveriş nedeniyle dışarı çıkmak zorunda kaldım. Kaldım kalmasına ama başıma da gelmeyen kalmadı. İlk vukuat altından geçtiğim atkestanesi ağacına tüneyen baronun-ay pardon güvercinin, aklım İtalo Calvino'ya gitti-tepeme etmesi oldu. Ceketimin kolunu ve kahküllerimin bir kısmını ıslak mendil aracılığıyla güvercin atıklarından arındırmak epey vaktimi aldı sokak ortasında. Milli piyango bileti almakla güvercini sapanlamak arasında kararsız kaldım. Sonra güvercin gübresinin besleyici olduğunu düşünüp hafiften seyrelme alametleri gösteren saçlarımı gürleştirebileceğini düşünerek teselli buldum.

Almak istediğim yaka şeridi benzeri bir nesneyi (tam adını hala öğrenebilmiş değilim) girdiğim hiçbir dükkanda bulamadığım gibi dükkan sahipleri ve tezgahtarlardan çeşitli tavsiyeler aldım:
-Bunun modası geçti artık, papyon alın.
-Haa, kurdele mi, bizde yok tuhafiyeciye bakın.
-Aman kardeşim ne para vercen, al 10 santim kumaş kendin dik.
-Bunu satan bi adam vardı, o da öldü.
-Artık bunlardan üretilmiyor.
İnanmıyacaksınız belki ama bu lafların hepsini duydum. Tam aramaktan vazgeçmiştim ki bir ihtimal diyerek girdiğim mağazada buldum. Cüssesine uymayan bir para verip aldım ama eve geldiğinde dikişinde eğrilik olduğunu farkettim. İş yine başa düştü, düzeltilecek.

Alışverişimi bitirip ellerimde koca koca paketlerle AVM'den çıktığımda bir yağmur indirdi ki evlere şenlik. Gök yere yapıştı, bulutlar yeryüzüne taşındı, ortalık gece gibi oldu, gök gürledi, şimşekler çaktı. Öyle ki "Üze Tenri basmasar/Asra yir telinmeser/Türk budun ilini törünü kim artadı" diyen Orhun Kitabesi'ndeki  yazıt gerçek oluyor sandım, sağda solda Dedem Korkut'a baktım göremedim. Yüz metre ilerideki metro durağına bile ulaşmam mümkün olmayınca 8 çizen taksi kuyruğuna girdim. 10 dakika kadar bekledikten sonra önümdeki çok yaşlı iki hanımın bindiği taksinin ardından gelene adımımı atıyorken yaşlı hanımlar "Taksici bizi beğenmedi" diyerek geri indiler. Anlam veremediğim bu olay yüzünden biraz daha bekledim. Sonunda yerleştiğim taksi öyle fena ter kokuyordu ki öksürük krizim tuttu. Camı açmayı denedim yağmur şorr diye içeri hücum etti. Mecburen kapatıp eve gelene kadar öksürdüm. Taksi beni indirmek için evin önündeki kaldırıma çıkmasına rağmen apartman kapısına ulaşana kadar dizlerime çıkan su içinde kaldım. Tabii bugüne de sırt ağrısı, kırgın bir vücut, öksürük ve boğaz yanması kaldı. Sokağa çıkma ihtimalim hastalık ve hava koşulları nedeniyle engellenince yukarıda fotoğrafını gördüğünüz şeyi yaptım: Nane Konsantresi.  Tarif Yetur'la Lezzet Kareleri blogundan. Efendim bir demet taze naneyi alıyorsunuz. Yıkayıp yapraklarını ayıkladıktan sonra üstüne 2-3 kaşık şeker serpip ovalıyorsunuz. Ağzını kapatıp buzdolabında yarım saat kadar bekletiyorsunuz. Sonra ince süzgeçten geçirerek yarım bardak  konsantre nane suyu elde ediyorsunuz. Bunu üzerine su ekleyip bir bardağa tamamladıktan sonra iki bardak şeker ilavesiyle kaynatıyorsunuz. O güzel yeşil rengi ne yazık ki kürdan ucuyla eklediğiniz minicik gıda boyası veriyor, onu eklemezseniz sonuç kahverengi oluyor. Hafif ağdamsı kıvam alınca altını kapatıyor soğutup kavanoza koyuyorsunuz. Şurup yapıp içebilirsiniz, kahvenize eklersiniz, pasta veya tatlıda kullanırsınız o sizin bileceğiniz iş. Detaylar için linkini verdiğim bloga lütfen.

Eh maceralarımı anlattım, şurup tarifi de verdim daha ne yapayım. Size sevgiler sunuyor, Yeni Türkü ile başbaşa bırakıp son kalan lavanta keselerimi dikmeye gidiyorum...



25 yorum:

  1. Naneyi şekerle ezdikten sonra üstüne rom ekleyiniz, "mojito" olsun. İçiniz, bir dikişte, bir şeyciğiniz kalmaz.
    :))

    Ankara pek ıslakmış dün, bahar yağmuru dozunu biraz abarttı sanki...
    ;)

    YanıtlaSil
  2. leylaam o yaka şeysi burda pazarlarda sebil şeklinde bulunuyor. ben de 23 nisan için siyah kurdela bulamadıydım çocuğa. deli gibi pazar gezdim, ordan biliyorum. bu işler dünyanın en zor şeyiymiş de haberimiz yokmuş :)

    YanıtlaSil
  3. Aslım bidenem,
    Vallah doğrusundur. Ama daha dur okul falan bişi değilmiş, düğünü, davulu, derneği var işin. Yapa yapa öğreniyormuş insan. Ne diyeyim her zorluk böyle olsun:))

    YanıtlaSil
  4. Ekmekçim,
    Aynı yağmurdan şimdi de yağıyor. Arap kızı falan değil sinirden kızılderili olarak bakıyorum camdan:)
    Mojito içiciiiim Ekmekcim, kafa bulma garantisi de olsa keşke:)))

    YanıtlaSil
  5. talih kuşu size konmuş ;))sağlığınıza en yakın zamanda kavuşun dilerim ..

    YanıtlaSil
  6. Ankara'nın adamı pişman eden havasına yakalanmak çok kötü.geçmiş olsun.

    YanıtlaSil
  7. Daha geçenlerde Bursa Kumaş Pazarında pötikare kumaş için pembe mavi sarı yeşil her renk yok mu dediğimde benzer replikleri duydum ben de...Yağmur bugün de felaketti bitsin artık değil mi?

    YanıtlaSil
  8. Kelebek,
    Umarım talih kuşudur:))
    Çok teşekkürler...

    YanıtlaSil
  9. Parıldayan Çiçek,
    Teşekkürler. ankara havası bu sene tam sapıttı:))

    YanıtlaSil
  10. Kadayıfcım,
    Bursa Pazarı'ndakiler bir felaket. Ben lavanta keseleri için o pötikare kumaşları ordan aldım ama alana kadar tezgahtardan bir dayak yemediğim kaldı, insanlar satış yapmak istemiyor ben buna kanaat getirdim:)
    Yağmur bitse gerçekten bezdik yahu:))

    YanıtlaSil
  11. Bence sonbahar geldi. Hala kombi yanıyor ve hala kapkara her yer.Dişler nasıl? Fındık kırıyo musun kütür kütür.

    YanıtlaSil
  12. ay ekmekçi kız benden önce davranmış, ben de votka ekletecektim... şıııp diye kalkarsın ayağa...
    Bu yağmure ellerini üzerimizden çekse iyi olacak..
    O Orhun Kitabesinden attırdığın dizelerde gözümden kaçtı sanma... Dedem Korkut kadar şanlı şöhretli olasın, namın yürüye , ardından salına...tez vakitte iyileşesin, pıtır pıtır gezesin...

    YanıtlaSil
  13. Blogu bir açtım ki şurup tarifi var, nefis bir şarkı var, edebiyat var, daha ne olsun ! okudum bitirdim hala gülüyorum.
    Ne diyeyim, siz beni güldürdünüz, Allah da sizi bol bol güldürsün inşallah :))

    YanıtlaSil
  14. Pardon, Adsız oldu galiba yorumum. Işın ben:)

    YanıtlaSil
  15. günü yorgunluğundan kedilerimle yumuşacık kanepemde mayışmak için yerleşmişken, yazın beni kahkahalara boğdu. çok güldüm Leylak Dalım. yazının başlığından en sevdiğim şarkılardan birinin çıkacağını biliyordum, neyseki beni zahmetten kurtardın, bir tık ile dinliyorum Yağmurun Ellerini.

    yazıların insana ya güzel bir tebessüm veriyor ya da kocaman kahkahalar.

    seviyorum seni :)

    YanıtlaSil
  16. ANACIĞIM BAŞINA GELEN KALMAMIŞ SENİN CANIM YAAA GEÇMİŞ OLSUN ARKADAŞININ SAYFASINA GİRİP BAKTIM İZLEMEYE DE ALDIM SEVGİLER CANIM

    YanıtlaSil
  17. Özellikle aradığın bir şey oldu mu esnaf sini oluyor.Ektra satacak bir şey bulamıyorlar ya , müşteriyi alacağı şeyden soğutmak için binbir bahane uyduruyorlar...Şanslısın leylak dalım bulmuşsun en nihayetinde...İnşallah içine siner ...keyifli akşamlar dilerim

    YanıtlaSil
  18. Mevdoş,
    Gerçekten öyle, bütün aksilikler beni buldu ama ne yapalım, aksilikten de gülecek birşeyler bulmalı değil mi:))
    Benden de çok sevgiler...

    YanıtlaSil
  19. İçimizdeki Karnaval,
    Gerçekten öyle, esnaflara birşeyler olmuş, insanla dalga geçiyorlar sanki.
    Buldum ama bulana kadar da öldüm.
    Teşekkür ediyor sevgiler yolluyorum...

    YanıtlaSil
  20. Ececim,
    Ben de seni seviyorum:))
    Güzel sözlerine teşekkürler ve öpücükler...

    YanıtlaSil
  21. Sevgili Işın,
    Çok teşekkürler,. çok tatlısınız.
    Sevgiler yolluyorum...

    YanıtlaSil
  22. Lalem,
    Bıktım yağmurdan, alerjik öksürükten valla. Evimi de özledim ama daha çoook işim var. İşler bitse ben istanbula gelsem karşılıklı mojito içsek, ne güzel olur ama deeeel mi:))

    YanıtlaSil
  23. Ebrucum,
    Kombiyi kapatmıştık bugün tekrar yaktık, bu ne yahu. Ankara bile böylesini görmemiştir:))
    Dişlere gelince ayıptır söylemesi bir kucak para verdim, yorgunluğu cabası, değil fındık kırmak lokmayı bile korkarak ısırıyorum:))
    Öptüm...

    YanıtlaSil
  24. Yağmur herşeye rağmen güzeldir ama be Leylakçım..Tamam öksürük kalmış belki ama sen onu sıcak birşeylerle veya pastille halledersin. Yağmur güzeldir, güzel:)) E, nane konsantresi de çok güzelmiş..Daha ne olsun. Sağlık olsun..Sevgiler..

    YanıtlaSil
  25. Ben bir keresinde nane şurubu yapmıştım taze nanelerden, internetten bulmuştum tarifini buna biraz benziyordu ama sanki daha da kolaydı, dolapta saklıyordum, bardağın dibine dolduruyordum yarım limonun suyunu da bardağa ekliyordum, kalanı içme suyuyla tamamlıyordum naneli limonatam oluyordu. bir süre sonra bayıyor ama o nane kokusu onu da söyliyim. bu da böyle bir yorum olsun :)

    (sevgili leylak dalı bir önceki yorum yanlışlıkla adım ve soyadımla geldi onu yayınlamazsan da bunu yayınlarsan sevinirim :) )
    yazar ne yazar ne yazamaz

    YanıtlaSil