Sayfalar

22 Nisan 2011 Cuma

İNÖNÜ KÖŞKÜ ZİYARETİ


Biz bugün 23 Nisan nedeniyle ziyarete açılan İsmet İnönü'nün Pembe Köşk'ünü gezdik. Yıllarım Ankara'da geçti ama sadece dıştan görmüştüm, çok merak ediyordum, bu sefer çok iyi denk geldi. Yukarıdaki fotoğraf köşkün bahçesinden, İnönü çifti hayatlarının her döneminde olduğu gibi eleler.

Köşke ulaşmak için Kızılay'dan bindiğimiz taksiye "İnönü'lerin Pembe Köşk"üne dediğim zaman kızkardeş ne kadar detaylı açıklama yaptın demişti. Bıçkın şoför arabayı farklı bir güzergaha çevirince önce kendimden şüpheye düştüm, sanırım tek yönlü yollar var, o nedenle buradan gidiyoruz diye düşündüm. Ama normalde kısa sürede ulaşmamız gereken Köşk'e gide gide varamadık. Sonra anladım ki aklı bir karış havada şoför güya detaylı yaptığım açıklamayı yanlış anlamış, uzun uzun gittikten sonra taksi zınk diye Cumhurbaşkanlığı Köşkü önünde durdu (bilmeyenler için açıklayım, o köşkün rengi de pembedir). "Hah" dedim, "Şoför galiba Hayrünnnisa Hanım'a çaya davetliyiz sandı". Yanlış getirdiğini söyleyince de özür dileyip diğer köşkün yolunu tuttu. Artık bilerek mi yaptı, gerçekten kulak mı vermedi günahı boynuna ama iki misli para ödeyip indik taksiden, hiç çemkirme günümde değildim bugün, uğraşmadım.

 Köşkün oturma salonu

Pembe Köşk İsmet İnönü'nün 1925 yılından 1973'teki vefatına kadar 48 yıl süreyle bilfiil yaşadığı ikametgahı. İlk sahibi Ankara eşrafından Uzunoğlu Mehmet Bey köşkü Atatürk'e hediye etmiş, sonra da İsmet İnönü'ye tahsis edilmiş. Ankara'nın ilk balosu, çeşitli bilimsel toplantılar, ilk konserler, ilk sergiler hep Pembe Köşk'te yapılmış. Halen İnönü ailesine ait olan ev 23 Nisan, 19 Mayıs ve 29 Ekim'de halkın ziyaretine açılmakta ve yakın zamanda müze haline getirilmesi için çalışmalar sürdürülmekte. Her ziyaret döneminde farklı bir konsept belirlenen Köşk'te bu kez Çocuk bayramına uygun olarak ağırlıklı biçimde İnönü ailesinin üç çocuğunun giysileri ve oyuncakları sergilenmekteydi.

 Özden İnönü'nün çocukluk giysileri


Özden İnönü'nün çocukluk oyuncakları

 Mevhibe İnönü'nün hastabakıcılık diploması ve kullandığı eşyalar

 İnönü ailesinin çocuklarının düğün fotoğrafları

Mevhibe Hanım'ın tuvalet malzemeleri

 Mevhibe Hanım'ın "paçalık" denilen nişan giysisi
İsmet İnönü'nün yeni evli iken Mevhibe Hanım'a aldığı piyano ve çiftin balo giysileri

 Mevhibe Hanım'ın dikiş makinesi ve bazı eski mutfak eşyaları

 Stalin tarafından İsmet İnönü'ye hediye edilen satranç takımı

Köşkün yemek salonu

Lozan'dan hatıra eşyaları

 Köşkün dıştan görünümü
Ben bir 23 Nisan döneminde Ankara'da olup köşkün ziyarete açık olduğu güne denk geldiğim ve gezebildiğim için çok mutlu oldum, çok etkilendim. Ankaralı bloggerlerden görmek istiyenler olursa 19 Mayıs'a kadar gezilebildiğini belirteyim. Pembe Köşk sonrası neler yaptığımız ise bir başka yazının konusu olsun. Şimdi izninizle...

16 yorum:

  1. Özel küçük müzelere bayılıyorum!
    Bu daha da özel bir müze...
    :))

    YanıtlaSil
  2. Daha başka şeylerde mi yaptın:))
    Süpersin ne diyeyim. Merakla bekleyeceğim devamını da. Taksici olayına şaşırmışken havamda değilimi okudum:) Benim tanıdığım Leylak dalı taksimetreyi geri geri sardırıp olayı halleder demiştim varsın bu kez böyle olsun.

    YanıtlaSil
  3. valla inşalah Game görmez bu yazını ... 19 Mayıs'ta da gelmeye kalkabilir:))
    Yaz Bacıkuş burayı da listeye koy... Özellikle Mevhibe Hnımın elbiselerine bayıldım. Ne kadar zarifler..
    Öptüm çok

    YanıtlaSil
  4. Ne mütevazi bir müze belki zamanına göre modern ama çok hoş.. Şimdikilerin müzesini hayal ettim de, Eşarp koleksiyonu, seccade takımları,Dünyanın 4 tarafından gelen tespihler falan...

    YanıtlaSil
  5. Anlattığm kadar var mı Nurşen Hanım ?
    Her şey ne kadar zarif.

    YanıtlaSil
  6. Sayenizde müzeyi gezmiş kadar olduk ,çok güzeldi özellikle oyuncaklar...Teşekkürler.

    YanıtlaSil
  7. İnşallah ben de birgün gezme şansını yakalarım bu özel müzeyi. Fotoğraflar harika olmuş gerçekten gitmiş kadar olduk. Mevhibe hanimefendinin kıyafetlerini çok iyi sakladığını yazıyordu biyografisinde, ne iyi etmiş. Açıkça görebiliyoruz 1930'ların, 40'ların "first lady"sinin 2010'dakilerden nasıl fersah fersah daha zarif olduğunu.

    YanıtlaSil
  8. Çok keyifli bir gün olmuş.Ankara'ya gittiğim zaman benimde gezip görmek isteyeceğim bir Müze olacak burası. Ama gidemesem bile Müzeyi sayenizde gezmiş kadar da oldum. Teşekkürler paylaşım için...
    Esen kalın...

    YanıtlaSil
  9. Esmir,
    Gerekten öyle oldu, beni de yıllardır içimde kalan bir istekti görmek. Ziyarete açıldığı dönemde gezebilmek şansını yakaladım sonunda.
    Sevgiyle...

    YanıtlaSil
  10. Judy,
    Çok haklısın canım. Sahibini çok iyi yansıtan bir ev burası. Yakında sürekli açık kalacak bir müzeye dönüşecekmiş Vakıf aracılığıyla. Böyle müzelerin çoalmasını diliyorum. Sevgiyle...

    YanıtlaSil
  11. Baykuş Gözüyle,
    23 Nisan olması sebebiyle özellikle oyuncak ve çocuk giysilerini konsept almışlar bu ziyaret döneminde. Oyuncaklar Özden Toker'in çocukluk yılları düşünülürse hayli güzel. Muhtemelen yurtdışından gönderilmiş armağanlardır ama çok iyi korunmuş. İyi ki de korunmuş, böylece görme şansını yakaladık.
    Sevgiler...

    YanıtlaSil
  12. Tülin Hanım,
    Size çok teşekkür ediyorum, iyi ki o gün konu ettiniz de hatırladım ziyarete açılma dönemlerini, sayenizde gezmiş oldum ve çok beğendim.
    Sevgiyle...

    YanıtlaSil
  13. Şenizcim,
    Çok alemsin ve çok tatlısın sen:))

    YanıtlaSil
  14. Lalem,
    Yolla Gamze'yi, bütün Pembe Köşkleri gezelim:)
    Bu ev yılda 2 kere ziyarete açılıyor yoksa kesinlikle götürürdüm sizi Ankaradayken. İnşallah bir dahaki gelişinize.
    Öpüldünüz çok...

    YanıtlaSil
  15. Ebrucum,
    Yok dalaşmadım şoföre havamda değildim ama gün boyu kendi kendime söylendim:)
    Günün ikinci bölümü bugünkü postta:))

    YanıtlaSil
  16. Ekmekçim,
    Sözlerine katılıyorum desem...
    Ama ne kadar az bizim ülkede böyle şeyler, ancak çürümeye terkederiz biz bir vakfa falan devrolmadıysa...

    YanıtlaSil