Sayfalar

9 Mart 2011 Çarşamba

KAR ALTINDA ANKARA

İki gündür  üşüttüğümün farkındayım ama bahar kapıya dayanmışken bir sürpriz gibi geliveren bu karın güzelleştirdiği Ankara'yı sizlerle paylaşmak istedim. Bugün karın en yoğun yağdığı saatlerde çıktım dışarıya. Ayaklarımın altında ezilen karların çıtırtısı bir yandan, yüzüme, gözüme, ağzıma çarpan kar tanelerinin serinliği diğer yandan, manzaranın güzelliği derseniz doyumsuz, müthiş keyif verdi bana. Hayatımın 20 küsur yılı kesintisiz Ankara'da geçti; havaların daha soğuk, karın daha uzun süreli, evlerin kalorifersiz, havanın leş gibi kirli olduğu kışlar geçirdim. Öylesine bıkmıştım ki soğuk mutfaklardan, her nefeste ciğerlerime dolan kurumdan, buzda kayıp düşmelerden, eriyip leş gibi bir çamura dönüşen kar sularından, sabah-akşam trafiğinden evlenip Antalya'ya yerleşince "Kar, kar" diye inleyenlere uzun yıllar güldüm geçtim "Dışı seni, içi beni yakar" diyerek. Ne zaman ki pekçoğunu ardımda bıraktım Antalya'nın gökten yağmurdan başka birşey düşmeyen kışlarının, yavaş yavaş ben de özemeye başladım karın beyazlığını, çirkinlikleri örten o akpak güzelliğini. Tabii bunda artık keyfî nedenler dışında sokağa çıkma mecburiyetimin olmaması da etken. 2 yıldır kışlarım Ankara'da geçiyor ve Godot'yu bekler gibi bekliyorum kar yağmasını. Bu kış pek verimli olmayan iki kar yağışı yaşamış ve umudu kesmiştim ki cemrelerin üstüne geliverdi, hem de nasıl bir haşmetle ve şiddetle. Epeydir böylesini görmemiştik.

Bütün pisliklerin, çirkinliklerin üstünün örtüldüğü, henüz erimeye başlamadığı bir zamanda çıkmışım sokağa. Bir yandan konfeti gibi yağarken üstüme bir yandan da gözlerime bayram ettirdim.

Dolaştığım sürece bana arkadaşlık etti gökten düşen taneler. Düşündüğümün aksine sokaklar insan doluydu ve şaşırtıcıdır ki kar hepsinin yüzüne çocuksu bir gülümseme eklemişti. Kimi kartopu oynuyor, kimi fotoğraf çekiyor, kimi buz tutan kaldırımlarda kaymaya çalışıyor, karın tadını çıkarıyordu.

Güvenpark'a kadar uzandım, en bozulmamış görüntüler ordaydı. Güven Anıtı karın birikimiyle soyut bir resme dönüşmüştü sanki. Herkes Akdeniz ikliminden gelip de ilk kez kar görüyormuşcasına fotoğraf çektirmekteydi. Ankaralılar sıkıntısından şikayet etseler de karı özlemişler anlaşılan. Yağış kesilip, karlar erimeye başlayınca ve hafiften botlarım ıslanınca dönüş yoluna vurdum kendimi, dilimde ozan Ahmed Arif'in Ankara'yı en güzel anlatan Karanfil Sokağı şiirinden dizelerle:

"Dumanlı havayı kurt sevsin
Asfalttan yürüsün Aralık,
Sevmem, netameli aydır.
Bir başka ama bilemem
Bir kaçıncı bahara kalmıştır vuslat
Kalbim, bu zulümlü sevda,
Kar altındadır."


Bunlar da yol boyunca gördüğüm kardan adamlar. 

15 yorum:

  1. Sevgili Leylak Dali bende ayni sizin gibiyim su anda, gectigimiz yillarda illallah geldi bana kardan kistan onun icin simdi hic aramiyorum, ozlemiyorum.
    Ama belki ileride ozlemeye baslarim kimbilir :)

    YanıtlaSil
  2. Yazıların hepsini çok zevkle okuyorum ama bu yazıda iki hasretim birden var: Ankara ve kar.Olmaz ki,bu kadar da yapılmaz ki :)
    özlem

    YanıtlaSil
  3. canım senin fotoğraflarınla ne kadar da güzel bir ankara görünüyor :)))
    çilesi olmasa beyaz masal güzel tabi
    sevgiler

    YanıtlaSil
  4. Leylak Abla senden gaz aldık attık kendimizi yola. Bu arada Şauyipcan a bayıldık kimse onun eline su dökemez:))

    YanıtlaSil
  5. sıkıntı yaşatsada bembeyaz masum görüntüsü yeter:)) kendimi sokaklara verdim kaç gündür çocuklar gibiyim:) en son ben çocukken böyle yağmıştı diye hatılıyorum hatta.!

    YanıtlaSil
  6. Televizyondan aldık haberleri ilk önce, ama sizin fotoğraflarınız ve anlatımınızla daha da bir içimize işledi Ankara'nın soğuğu. İki gündür bizim muhiti fotoğraflıyorsunuz. Yakında el salayacağım pencereden size galiba. Sizi tanımasam da Makbule'yi tanıyacağımdan eminim. Kosova'dan sıcak esintiler ve sevgiler gönderiyorum size.

    YanıtlaSil
  7. Ah ah bakmaya doyamadım. Nasıl özledim kar havası solumayı. Bizim burada (istanbul'un alçak kesimlerinde) hiç ama hiç yok. Yağıyor daha havadayken eriyor.

    YanıtlaSil
  8. valla ben hiç sevmiyorum karı, kışı soğuğu. resmen çile, otobüs beklerken don, kaldırımlarda düşme tehlikesi atlat filan. neyse işte istanbul'da bu sene rahat geçti, azıcık kar var, o da biter yarına, haftasonu günlük güneşlik , bahar geliyormuş çok şükür.

    fotoğrafları çok beğendim ama, o ağaçlar altında şemsiyeli romantik çift ve Güvenpark fooğrafları şahane.

    YanıtlaSil
  9. güzel yağdı orda. burdaki 87 kışı kibin :)

    burda tıfıl tıfıl, şerefsiz, tüy gibi bişiiler yağdı. havayı soğuttuğuna değmez.

    YanıtlaSil
  10. resimler ne güzel.
    hele baştaki kartpostal gibi. masa üstü yaptım.
    doya doya baktım. istanbulda kar yok. sadece atıştırıyor.
    karı bende çok seviyorum..

    YanıtlaSil
  11. Yea kıskanıyorum ama yea :))

    YanıtlaSil
  12. Fotolar harikulade gerçekten. Kar hakkında yazdıkların benim için de geçerli. Bu gün Paçoz' u 2 kere çıkardım. Bizim buralarda kar yumuşacık. Sıcacık. Böyle söylüyorum ama çalışanları düşününce utanıyorum.
    Şimdi Erdem' e ya da Can' a söylesem beni bi kaşık suda boğarlar.

    YanıtlaSil
  13. Kışın keyfi şimdi geldi işte. Artık bahar gelebilir.

    YanıtlaSil
  14. Resimlerinize bayildim, hepsi birbirinden guzel fakat merdivenli ve semsiye altinda yuruyenlerin oldugu resimler favorim. Ankara'nin hangi sokaklarinda cektiniz bu resimleri? Ankara'ya gitmiyeli 17 sene oldu,sokaklarin hicbirini taniyamadim.

    Ankara resimlerinin devami gelir insallah! :)
    -Dilek

    YanıtlaSil