Sayfalar

19 Kasım 2010 Cuma

BAYRAM SAYIKLAMALARI 2

Bayram müthiş bir sükunet içinde geçiyor. Kitap, kahve, bilgisayar üçlüsü eşlik ediyor bu sakinliğe. Apartman neredeyse boş, bayramlaşılması gereken büyükler de şehir dışında olunca arife gününden bu yana evden dışarı çıkmadım. Bayramlaşıp şeker istemek için çocuklar ve kapıcı bile gelmedi. Kısacası kapıyı çalan olmadı dünden beri. Aha, tam bu cümleyi yazıp noktayı koydum, kapının zili zırladı pardon bizim zil kibar, "Für Elise"yi çaldı. Saat kaç biliyor musunuz? 23.45. Kalbim gümbürdeyerek koşturdum, açtığımız kapıda kimse yok, aşağıya baktık, bir kafa uzandı. Kusura bakmayacakmışız, anahtarını unutmuş. Yuh dersem ayıplamazsınız değil mi aziz ve muhterem okuyucularım. Girişteki boş dairenin sahibi, tanımam bile. İnsanlardaki rahatlığa bak.

Kapı deyince aklıma bir kapı hikayesi daha geldi. 5 yıl önceydi, annem hasta, hastanede yatıyor. Başında kalıyorum, fırsat bulunca eve gelip 1-2 saat dinlenip dönüyorum. Yine bir gün ziyaret saatinden yararlanıp eve geldim, evde kimse yok. Anahtarı çıkardım tam kapıya takacağım aklıma geldi, kilidin üstünde o zamanlar minik bir delik vardı. Bakınca içerisi görünüyor mudur acaba diye gözümü bir dayayayım dedim. Dayadım dayamasına da gördüğüm görüntüyle şok oldum, tam göz hizamda bikinisinden taşmış bir çift iri göğüs duruyor. "Yanlış gördüm galiba" diyerek gözümü oğuşturdum, tekrar baktım, evet hem de hayli bronzlaşmış bir çift göğüs. "Selamunkavlen" diyerek hafif tırsık kapıyı açtığımda neredeyse gülmekten merdivenden yuvarlanacaktım. Gördüğüm bir çift bronz iri göğüs portmantoda asılı Zeki Triko'nun karton poşetinden bana gülümseyen sarışın bir dilbere aitti.

Yukarıda bizim mahallenin bayram halini görmektesiniz. Dakikada 50 arabanın geçtiği caddemizi böyle ıssız görmek de varmış, tuhafıma gitti, sayım gününde gibi. Ha Şenizcim, bu arada bildireyim, ağaçtaki çorabımsı-havlumsu nesne sonunda düşmüş. Sen sağ ben selamet.

Eh, artık bugün şeytanın bacağını kırıp sokağa çıkacağım inşallah. Haydi cümleten tekrar iyi bayramlar (böyle de uzun bayram dünyada görülmemiştir, bayramlaş bayramlaş bitmiyor:).

10 yorum:

  1. Zeki Triko olayina bayildim, son birkac dakikadir guluyorum :))))

    YanıtlaSil
  2. Bu bayram burada da sakin geçiyor.
    Herkes otelelrde tatilde galiba Leylak'cım:)

    YanıtlaSil
  3. Bana da çok uzun sürüyor gibi geldi bu bayram. İlk iki gün yeterliydi bayramlaşmak ve bildik telaşlar için. Benzer şekilde zaman geçiriyoruz ama günde iki kez sokaktaki can dostlarımızı doyurma faslımız var bizim. Ardından da park turu.

    Sağlıkla nice mutlu bayramlar diliyoruz..

    YanıtlaSil
  4. hahah Zeki Triko olayına bayıldım... Dün Zeki Trikodan Gamsegamse bikini aldı, Babasına ben tatile hazırım dedi:))
    Keyif Evini sevdin mi? Bir Amerikan klasiğiymiş, biz Rus Klasiklerine fazlaca dalınca kıyıda kalmış:))
    Dizime felaket demek az gelir... dün kilitlendim resmen...

    Öptüm çok çok

    YanıtlaSil
  5. :))) çok güldüm gerçekten. Ben de sandalyeden yuvarlayacaktım:)

    Keyif Evi'yle igili düşüncelerinizi çok merak ediyorum ben de. Ama kitabın kapağı çok başarılı bir çalışma olmuş bence.

    Bayramda ben de İstanbul'un boşaldığına şahit oluyorum kaç gündür. Tabi İstanbul gibi bir şehre ne kadar boşalmış denebilirse. Bu şehirin boş dediğim hali bile belki Ankara'nın en dolu halinden kalabalıktır:) sevgiler...

    YanıtlaSil
  6. Zeki triko günün olayı oldu gibi :))Nihayet bayram bitti.. mi ;)
    Keyifli gezmeler Leylak'cım ama dizi yormayalım fazla,sevgiler.

    YanıtlaSil
  7. Süperdi :))))))))))
    ay özlemişim yahu.. seni yani, Zeki'yi değil :p

    YanıtlaSil
  8. Bilsem gelirdim bayramlaşmaya:)),sevgiler, sinem

    YanıtlaSil
  9. Bir bayram daha bitti sanırım. Tatile kaçmak da güzel, sakin evde geçirmek de.

    YanıtlaSil
  10. Beni de dert almıştı ağaçta ki çoraba ne olduğu... merakım giderildi sağol...ha ha ha aha ha a..öPTÜM..

    YanıtlaSil