Sayfalar

31 Mart 2010 Çarşamba

GELDİM, GÖRDÜM, BULDUM


Gerçekten bugün 14.00'de geldim, baştanbaşa yeşillenmiş Antalya'yı gördüm ve balkonumda fotoğraftakileri buldum, tabii bir tarlaya yetecek kadar gübreleriyle birlikte. Sanırım Gülbahar anneye "Baby Shower" partisi yapılmış bizim balkonda; yenilmiş, içilmiş ve bol bol s.ç.lmış. (Güya noktalı yazdım ve kibarlık oldu değil mi?) Emin olun tam 1 saatim balkon zemininden, pencere önlerinden, hasbelkader dışarda unutulmuş bir sandalyeden ve demirlerin üstünden kumru pisliği kazımakla geçti. Fotoğrafta gördüğünüz mıntıkaya uğrayamadım doğal olarak zira fotoğraf çekmek için bile yanaştığımda anne kuş üstüme hızlı bir pike yaptı, bereket hemen kenara çekilebildim yoksa işin içinde gözden olmak vardı. Artık bir müddet doğumhane görevi görecek saksıyı işi bittiğinde imha ederek kurtulacağız atıklardan, duvarlar için de bir çare buluruz elbet, maksat kumrular sağolsun. Fotoğraftaki görünümüne bakmayın öyle minik ki adını "Çiçek" koyduğum yavru, tir tir titriyor kuş gibi. (Buyrun, kuş başka ne gibi titrer acaba?) Gördüğünüz üzere yakında Çiçek'e bir de kardeş gelecek, bakalım yumurtamız ne zaman çatlayacak. Şimdilik Gülbahar hanım azametle kuruluyor üstünde. Bu kumru sülalesinin tamamı bizim tek parmağı eksik evlatlık kuşumuz "Parmaksız Salih"in sulbünden türeme. Dedelerine zamanında fazla yüz verdiğimiz için (biz evde yokken mutfak balkonunun açık kapısından eve girip oturma odasının başköşesine katı atıklarını bırakmak, balkonda kahvaltı ederken masaya konup peyniri didiklemek gibi) bizim evi dedelerinin mülkü bellediler, sülale doğumunu balkonda gerçekleştirdi. Bendeniz de doğum fotoğrafçısı olarak her seferinde olaya tarih düştüm. Hayır bununla kalsa, anaları üç gün sonra basıp gidiyor başka kumrularla oynaşmaya, yuvadan düşen yavruları yerlerden toparlamak, aç kalanları doyurmaya çalışmak, girip çıkıp öldüler mi kaldılar mı diye kontrol etmek de manevi ebeveyn olarak bize düşüyor. Ne diyeyim, zorla kaşındık Salih'i evlat edinerek, torunlarını da koruyup kollayacağız artık.

Bu sefer yol maceram çok flu; yolculuk öncesi yeterince yorgun, gece 3,5 da yatıp 5,5 da ayağa kalktığım için çok uykusuz olduğumdan dolayı Ankara-Antalya arasını sütçü beygiri misali ayakta uyuyarak geçirdim. Ara-sıra kulağıma çalınan Suzan Kardeş'in Balkan Türküleri ile Candan Erçetin'in şarkıları da ninni etkisi yaptı. Antalya'ya bir saat kala biraz ayıldım, baktım heryer yeşermiş, çiçekte ağaç bile kalmamış. Yalnız yolboyu bir dizi çam ağacında "Çam kesesi" denilen lanet hastalığın türediğini görüp çok üzüldüm. O çamlar gitti gider ne yazık ki.

Şehre girdiğimizde çınarlar da dahil bütün ağaçların yapraklandığını, narenciye çiçeklerinin tamamının açıp neredeyse dökülmek üzere olduklarını, mor salkımların güzelliklerinin doruğuna eriştiğini, Kepez'de dün size sözünü ettiğim Kıbrıs Akasyaları'nın sapsarı bir rüya gibi çiçeğe kestiklerini gördüm. Güneş pırıl, hava sıcak bile denebilecek ılıklıktaydı. Lakin mıntıka teftişine ancak yarın çıkabileceğim. Eşyaların taşınması, "Baby shower" artıklarının temizlenmesi, evin alelusül de olsa elden geçirilmesi yol yorgunu bünyemi temelli çökertti, az evvel uyandığım derin bir uykunun kollarına bıraktım kendimi. Şimdi de kalkıp aç karnımızı doyuracak birşeyler hazırlamam lazım. Huzurlarınızdan ayrılırken "Home home sweet home" diyor, başka da birşey demiyorum...

14 yorum:

  1. hoşgeldin hoşgeldin :)

    YanıtlaSil
  2. Aman o çirkin şey ne kadar da güzel bir şey öyle.
    Ne yapıp edip kendini tebessüm ettirerek okutmayı başarıyorsun ya. Onca b.ka pisliğe bu performans. Pes doğrusu...Yuvana hoş gittin canım. Gözlerin aydın olsun.
    Öptüm...

    YanıtlaSil
  3. Hoşgittiniz öğretmenim:) Ne güzel bir süpriz karşılamış sizi..Sevgiler Zehr@

    YanıtlaSil
  4. Ohhhh hayırlısıyla vardığınıza sevindim. İyi geceler !

    YanıtlaSil
  5. Bunca yorgunluğa rağmen böyle güzel bir yazıyla Antalya'dan merhaba dediniz ya, size diyecek tek şey var; ALKIIIŞŞŞ.
    Sevgiler.

    YanıtlaSil
  6. Herkes boş eve döner, böyle karşılayanları olmaz:)) Kısmeti bol evmiş seninki.Her yaz tatili dönüşü lojman balkonlarımızı aynen böyle bulurduk. Yumurta pek görmedim ama kuş pisliği temizlemenin profesörü oldum:)))Hiç bir temizliği de böyle tatlı anlatabileceğimi sanmıyorum.Çok güldüm. Çok yaşa.
    Hoşgeldin evine. Sevgiler.

    YanıtlaSil
  7. Diyorsun ki, kısmet yağmış.:)
    Bu yaz kısmetiniz hep bol olsun!
    :))

    YanıtlaSil
  8. Akıllı kuşlar demekki nereye çörekleneceklerini biliyorlarmış Leylakcığım. Ben kuş olsam, hayatta ayrılmazdım senin evden, yemek beleş, çocuk bakıcılığın beleş bir de artistlik fotolar çektirmek var işin ucunda:)) Bugün bloguma bıraktığın güzel yorumun için de birkez daha çok ama çok teşekkür ediyorum ve tekrar iyi ki varsın ve ben seni bulmuşum diyorum. (çok romantik oldu farkındayım artık idare et) Kendine çok iyi bak, sabırsızlıkla fotoğraflarını bekliyorum, bir de öperek kaçıyorum...

    YanıtlaSil
  9. Ne güzel demek yaz sezonunu açtınız. Yavruyu da güle güle, sağlıkla büyütün inşallah.

    YanıtlaSil
  10. Pek severim bebek kuşları. Karga büyütmüştüm, çok eğlenerek hem de. Hepsinin uğuru vardır bu kendi gelen hayvancıkların. Bak şimdi neler olacak, demedi demeee ;)

    YanıtlaSil
  11. Nalancım,
    Hoşbuldum, hoşbuldum:))

    Asucum,
    Çok teşekkürler. o kadar minik ve çaresizler ki insan kıyamıyor pisliğine de kokusuna da tahammül ediyor.
    Sevgiler sana...

    Zehra öğretmenim,
    Sağolasın. O sürprizlerden her bahar buluyorum balkonda, kanka olduk artık:))
    Sevgiyle kal...

    Zührecim,
    Çok teşekkürler, sevgiler...

    Sevgili Güngör,
    Alkışlarınıza çook teşekkürler, hayata gülen taraftan bakınca tahammül daha kolay oluyor. Benden de size çok sevgiler.

    Nedret Hanımcım,
    Çok sağol canım, ne yapayım kötü şeyleri de espriyle güzelleştirmek lazım, hem o minicik hayvanlara kızılır mı?
    Çok sevgiler, büyüklere hürmetler.

    Ekmekçim,
    inşallah dediğin gibi kısmettir. Hepimize kısmetli bir yaz olsun.

    Sevdacım,
    Aynı dilekleri ben de senin için tekrarlıyorum, bu blog bana çok güzel dostlar kazandırdı. Birazdan senin için ,antalya fotoları gelecek. Bilgeye ve sana öpücükler...

    Sevgili Gamlı Baykuş,
    Valla bugün gerçekten yaz gibiydi, çok da özlemişim evimi. Yavru ve annesi iyiler, sabırsızlıkla ikinci yavruyu bekliyoruz:))
    Çok sevgiler.

    Sevgili Oya,

    İnşallah dediğin gibi uğur getirir bu yavrular. Sana inanıyorum, vardır bir bildiğin:))
    Sevgiler...

    YanıtlaSil
  12. Memleketinize sağ salim vardığınıza sevindim.Bu arada zeytinyağlı nohut yazıma yaptığınız yoruma kendi blogumda cevap vermek gafletinde bulundum.Pardon..Eşim Manisa'lı ama baba tarafından çerkez ve anne tarafından giritli..Benim annem de babam da göçmen ve biz salçalı yapıyoruz.Onların memleketiyle ilgili olabilir mi bu 'salçasızlık' ?

    YanıtlaSil
  13. bayılıorum pozitifliğinize.ben balkonu o halde görsem kocamn bir çığlık atar ve söylene söylene temizlerdim.hayatta her konuda iki seçimimiz var,ben sizden olumlu olanı seçmeyi öğreniyorum öğretmenim. :)))) antalya'ya hoşgeldiniz.

    YanıtlaSil
  14. Dedim sana Antaltya'ya çoktan geldi bahar, sen de hoş geldin elbette:))

    YanıtlaSil