Sayfalar

17 Ekim 2009 Cumartesi

MUHABİRİNİZ PORTAKAL ÇEKİRDEĞİ ALTIN PORTAKAL FİLM FESTİVALİ'NDEN BİLDİRİYOR 5

Sabah uykudan keskin bir kavrulmuş soğan kokusuyla uyandım. Aman dedim, ne güzel iyi saatte olsunlar gelmiş bize yemek hazırlıyorlar. Kalktım, gittim mutfağa, ne gezer, ne in var ne cin ortalıkta. Kimbilir hangi komşunun yemek hazırlığının kokusu bizim evi sarmış, böyle bir baca sistemi yapan müteahhite mi kızmalı, çizen mimara mı bilemedim. Üstelik yemek kokusu davul sesine benzemiyor, uzaktan hoş falan geldiği yok, aksine iğrenç oluyor. "Kavur bakalım soğanını" dedim kimliği belirsiz komşuya, "nasılsa ben sinemaya gideceğim", toparlandım, giyindim tam kapıdan çıkıyorum, baktım tshirtimi ters giymişim, "uğurdur" deyip düzelttim ve fırladım evden. Bu sefer gideceğim sinema eve biraz uzakta, ben yokken açılan bir alışveriş merkezinde olduğu için durağa gidip dolmuş beklemeye başladım. Gelgelelim 15 dakika geçti ne gelen oldu ne giden, söylenerek bir başka caddeye yürüdüm ve sonunda başardım bir dolmuşa kapağı atmayı. Kocaman bir alışveriş merkezine daha kavuşmuş şehrimiz, çok ihtiyaçtı ya; çıktık en üste, sinemaların olduğu kata. O arada arkadaşlarım da geldi, girdik bilet kuyruğuna ama aldığımız cevap "Bilet kalmadı" oldu. Israrcı olduk, nasılsa gazeteci ve davetliler için ayrılan kontenjan dolmaz, oradan verin bilet diye, beklememizi, yardımcı olabileceklerini söylediler. Bir süre bekledik, sonra kapılar açıldı girip bir yere oturduk, ardımızdan gelen görevli bize "buyrun hocam" diyerek bilet getirdi. Meğer mezun bir öğrencimizmiş gişe görevlisi, "Vay be" dedik, "öğretmen olmanın avantajını emekli olunca yaşamaya başladık" ama iş biletle bitmedi. Filmin oynayacağı salona kapasitenin çok üstünde izleyici ve bir minibüs dolusu oyuncu ve davetli gelince işler karıştı. İçlerinde Görkem Yeltan'ı seçebildiğim grup sanırım "Uzak İhtimal" filminin ekibi idi. Hal böyle olunca başka bir salona aktarıldık daha geniştir diye ama oraya da sığılmadı. Sonunda önce biletli seyircilere filmin izletilmesine, gösterimi biten makaranın davetlilerin olduğu salona aktarılmasına karar verildi ve yarım saatlik gecikme ile film başlayabildi.


Zeki Demirkubuz beğendiğim bir yönetmendir ve "KISKANMAK" filmini merak etmekteydim. Bunca eziyete de o yüzden katlandım zaten. Film konusunu Nahit Sırrı Örik'in "Kıskanmak" adlı romanından alıyor, birkaç yıl önce onu da okumuştum, merakım biraz da bu sebeptendi. Başrollerinde Nergis Öztürk, Berrak Tüzünataç ve Serhat Tutumluer'in oynadığı film geçkince yaştaki ve çirkin bir kız olan Seniha'nın Zonguldakta'ki madende mühendis olarak görev yapan ağabeyi ve güzel yengesinin yanında yaşadıklarını konu alıyor. Kıskançlığın bir insana neler yaptırabileceğini ilginç bir biçimde anlatan film ne yazık ki umduğumu vermedi bana. Bilhassa Berrar Tüzünataç'ın yetersiz oyunu filme müsamere havası katmış. Hatırla Sevgili dizisinde "Ayla" rolünde izlediğimiz Nergis Öztürk ise oldukça başarılıydı.


Festivalin kapanışını yine bir yerli filmle "UZAK İHTİMAL" ile yapmadan önce gidip ince bir kazak satın aldım AVM içindeki mağazalardan birinden. Zira ilk filmi izlerken klimaların yaydığı soğuk yüzünden kendimi kış günü paltosuz sokakta kalmış gibi hissetmiş ve çok üşümüştüm. Salona girer girmez kazağımı giydim ve hem üşümedim hem de bu filmi daha çok beğendim. Yönetmen Mahmut Fazıl Coşkun, ana oyuncular ise Görkem Yeltan ile Nadir Sarıbacak idi ve oldukça iyi kompozisyonlar çizmişlerdi. Film İstanbul'da bir camiin müezzinliğine atanan taşralı Musa ile komşusu rahibe adayı Clara'nın arasındaki açıklanamamış sevdayı anlatıyor. Yer yer çok güzel sahnelerin olduğu filmin sade ve duru bir anlatımı var.

Festivale vedayı iyi bir filmle yapmanın keyfiyle durağa yürüdüm ve yine epeyce bekledim ama bu bekleyiş eğlenceli oldu. Bir ara durağa yanaşıp kapısını açarak müşteri bekleyen dolmuşlardan birine genç bir kız yanaştı ve "Kütahya'dan geçiyor musunuz?" diye sordu ve akabinde yaptığı hatayı anlayıp kahkahalarla gülerek "Konyaaltı demek istemiştim" diye düzeltti ama hem o, hem ben, hem de şoför gülmekten yerlere yattık. Bugün günüm şaşkınlıkla başlayıp şaşkınlıkla devam etti.

Evet, güzel bir festivale veda zamanı geldi, bu akşam Kapanış Töreni'ni TV'den izleyeceğim, bakalım beğendiğim film ve oyunculardan ödül alan olacak mı? Yeni bir festivale sağlıkla ulaşmak dileğiyle sevgiler arkadaşlar. Beni izlediğiniz için teşekkür ederim...

6 yorum:

  1. Bir festival daha geçti gitti hayatımızdan. Darısı seneye inşallah.
    Sana kocaman kocaman teşekkürler sevgili arkadaşım.
    Enerjin daim olsun.Yarın artık bir güzel dinlenirsin. Sonra sabırsızlikla Antalya gözlemlerini bekleyeceğiz hep birlikte.
    Sevgiyle öpüyorum seni...

    YanıtlaSil
  2. Ne demek efendim.Ben teşekkür ederim.Bilgilendim.Eğlendim.Darısı bir dahaki festivale.

    YanıtlaSil
  3. Aaa o nasıl söz elbette izliycez :)

    YanıtlaSil
  4. Biz teşekkür ederiz Laylak'cım,
    Daha önce okuduğum yazının yorumunu törenden sonraya bıraktım ki! senin yorumların nasıl, ödüller yerlerini buldular mı? diye sorayım.
    Çok güzel bir gezintiydi, ellerine sağlık.
    Tören bitti ve portakalları dağıttık.
    Sanırım serinin 6.sında tören izlenimlerini yazacaksın. Merakla bekliyorum.

    Bir de merak ettiğim! 25 yıl aynı yerde çalışmış olmak nasıldır, bunun için de ayrıca tebrik ederim.

    Sevgiler...

    YanıtlaSil
  5. Çok teşekkürler canım, gezini izlenimlerini bizimle paylaştığın içim, ben de festivaldeydim sanki ...

    Sevgiler

    YanıtlaSil
  6. darısı gelecek festivale artık. Bu hafta izleyecektim olmadı , Uazk İhtimal,.

    Bizim apt de kimde ne pişsse kokusu gelir, bazen rahatsız edici oluyor gerçekten de.
    Sevgiyle

    YanıtlaSil