Sayfalar

23 Ekim 2025 Perşembe

SİNEMALI GÜN

Uyku perileri beni terk ettiler bu ara, yerine uykusuzluk zebanileri geldi. Üç gündür dön baba dönelim şeklinde uykunun gelmesini bekliyorum, gecenin bir yarısı lütfedip teşrif etse de çok sürmüyor geri gidiyor. Sersem sepelek kalkıyorum sabahları. Her şeyi deniyorum, önce kitap okuyorum, olmuyor. Storytel'i açıyorum, ııh! Yüzlerce, binlerce şeker patlatıyorum, bana mısın demiyor. Kalkıp dolanıyor, pencereden bakıyor, tekrar yatıyorum yok. Derken sabah ezanı duyuluyor. Yalnız müezzin opera sanatçısı olmak isteyip de kazara bu işe girmişçesine opera tarzı okuyor, oysa makamını en sevdiğim ezandır sabah ezanı, saba makamında okunur. Ezan bitiminde kısa bir uyku uyuyabiliyorum ama ilaç saatime şartlandığım için en geç saat 7.30'da açılıyor gözlerim, bakalım ne kadar sürecek. Ankara'da son günler, belki de odur bu uykusuzluğun sebebi.

Bir süredir 2. Dünya Savaşı'yla hemhalim, hem okuduğum kitap-Auschwitz Kütüphanecisi-hem Storytel'de dinlediğim "Londra'nın Son Kitapçısı" savaş yıllarında geçiyor. İlki malum toplama kamplarını (gerçek olaylardan kurgulanmış, kişilerin gerçek olduğu kitabın sonunda belirtiliyor), ikincisi ise Alman hava kuvvetlerinin Londra bombardımanlarını konu alıyor. İçin şişti inanın. İnsanın insana yaptığı bu zulüm akıl alacak bir şey değil. Toplama kamplarındaki kadın SS görevlilerinden biri barış zamanında kadın kuaförü imiş ve çevresinde pek sevilen biriymiş, ne tuhaf. Nazilerden bunca zulüm görmüş Yahudilerin şimdi Filistin'e yaptıkları ise başka bir akıl ermeyecek hâl. İnsanlık giderek çıldırıyor. 

Kitap ve Storytel'deki dinleme senkronize bitti, bir oh çektim, adeta savaştan çıktım. Kitap, tablet, film üçlemesinden fırsat bulduğum anlarda toparlanıyorum. Beş aydır babamın evi gibi-ki zaten babamın evi😀-yayılmışım, toparla toparla bitmiyor. Toparlanmaktan fırsat bulduğum anlarda da veda turları yapıyorum. Bugün önce sinema, sonra cafe olayına girdik kız kardeş ve Sevdacığımla. Niyetimiz son günlerin pek rağbet gören, Altın Koza'dan 8 ödülle dönen, Pelin Esmer'in son filmi "O Da Bir Şey Mi?"yi izlemekti. Biletleri internetten aldım, dersime çalışmadan gitmeyeyim diye Pelin Esmer'in N.ilay Ö.rnek'le olan podcastini dinledim. "Şaaane" sözcükleri ve kahkahalar arasında film hakkında ön bilgileri edindim ve işin açıkçası büyük bir beklenti ile gittim. Pelin Esmer'i koleksiyoner amcasından ilhamla çektiği "11'e 10 Kala" ile tanımıştım, sonra "Gözetleme Kulesi"ni çok beğenerek izledim ama filmlerinin şahikası olduğunu düşündüğüm "İşe Yarar Bir Şey"e çarpılmıştım, bence o film değil bir şiirdi zaten. O yüzden ödüllü son filmini sinemada izlemek istedim. Öncesinde kız kardeşle ufak bir işimiz vardı, onu hallettik, sonra telefonumu evde unuttuğumu fark ettim, neyse ki sinema eve yakın, koştur koştur gidip telefonumu aldım, sinema önünde Sevda ile buluştuk. Fuayede seansın başlamasını beklerken Erendiz Atasü'ye rastladık. Kendisini de, kitaplarını da çok severim, hatırını sormadan geçemedim. Derken film başladı, salon neredeyse tamamen doluydu, herkeste bir merak.


Bilmiyorum, filmi sevemedim ben, "İşe Yarar Bir Şey" çıtayı öyle bir yükseltmiş ki üstüne başka bir filmi beğenmek biraz zor olsa gerek. Yine de belki benim aklım ermiyordur, bunca ödülle döndüğüne göre vardır benim göremediğim bir şey. Yönetmenin diğer filmlerini tercih ederim diyerek bitireyim bu konuyu.

Film sonrası gidip kendimizi bir cafeye yerleştirdik, bol sohbet, bol kahkaha eşliğinde yedik içtik. Seneye tekrar buluşmak üzere vedalaştık Sevda ve Bir Numaralı Arkadaşım ile. 

Bugünü de böyle bitirdik. Kalın sağlıcakla...


6 yorum:

  1. Uykusuzluk çok zor öğretmenim. Geceleri uykusuz geçirilen bir saat 10 saate uzuyor sanki. Umarım Antalya iyi gelsin uykusuzluğunuza. Uykusuzluk çok ender ama beni de şu gördüğüm birbiriyle hiç alakası olmayan en az üç senaryolu rüyalarım çok yoruyor. Sabah uyandığımda harpten çıkmış gibi oluyorum. Misal dün gece, şimdiki evin aksine koccaman bir evdeyiz çocuklarla. Tanımadığım bir yaşlıca misafir kadın evde. Ne alakaysa yoğurt ikram ediyorum ama o bi kase yoğurdu her yere döküyor kadın yanlışlıkla, temizledik durduk bütün gece evin bilimum yerlerine yayılmış yoğurtları :) Bu arada geceden yoğurt mayalamıştım ama yeminle öyle olmasa da rüyalar hep bi garip. Hayra yoralım biz yine de. Anlattım uzun uzun, çok pardon ama asıl Pelin Esmer filmlerini ben de çok merak ediyorum. Hatta gittiğiniz film bize yakın var mı diye baktım geçen gün. Beğendiklerinizi izleyeyim inşallah.
    Çok sevgiler, selamlar..
    Not: Onca savaş filmi, kitabından sonra bence bi beyaz dizi kitabı diyeceğim ama :) Ne okurduk evvelden, zevkle ve aşkla..

    YanıtlaSil
  2. Kafa dolu bence, gün içinde Antalya öncesi şunu da halledeyim bunu da halledeyim yapıyorsun ya, o sanırım cortisol hormonunu tetikliyor (atik olma halleri) gece de uyandırıyordur büyük ihtimal 03.00'da (vücutta en yüksek olduğu saatler). bence Antalya da bebekler gibi uyuyacaksın inşallah :))
    Ezilenin ilk fırsatta ezen tarafa geçmesi hakikaten ilginç bir durum..... Bizim Uzun da biraz öyle. Neyse.

    YanıtlaSil
  3. Leylak Dalı'm uykusuzluğun dibini görmüş bir insan olarak hiç kıyamam: C. nin dediği gibi cortisol den de olabilir ama son zamanlarda ek bir ilaç, takviye aldın mı? diyetinde bir değişikliğe gittin mi? ya da her zaman aldığın ilaçların saatlerini değiştirdin mi? sen bunları benden önce düşünmüşsündür kesin ama bir de ben hatırlatayım dedim.

    YanıtlaSil
  4. işe yarar bir şey için güzel bir tanım "şiir gibi" tanımı. ben de çok beğenmiştim.
    ben artık ne zaman nilay örnek'i dinlesem aklıma siz geliyorsunuz öğretmenim :)

    YanıtlaSil
  5. Uyku sorunu ara ara oluyordu değil mi? Bence de yoş çncesi
    kafada binbir şey var ve onlar bir huzur vermiyor. neyse ki Antalya da havanın
    en güzel zamanlarına ulaşacaksın. Pelin Esmer filmlerini severim
    bakalım bulursam izleyeyim. Kolay gelsin şimdiden..

    YanıtlaSil
  6. Son zamanlarda, kendim de dahil, uykusuzluk sorunu çeken ne çok kişi duyuyorum. Bilinçaltımızın bir oyunu olsa gerek. Kendimizi sanata vererek sağalttığımızı düşünüyoruz belki ama o kadar çok tetikçi var ki etrafımızda, sanırım farkına varmadan ele geçiriliyoruz. Bahsettiğiniz filmlerin hiç birini izlemedim. Şiir gibi olandan başlamak istedim.

    YanıtlaSil