Takipçilerimiz artık biliyor, sevgili Mindmills yeniayla birlikte peşpeşe blog yazıları yayınlıyor ve takipçileriyle takip ettiklerini de kendisiyle birlikte yazı yayınlamaya davet ediyor. Bu davete koşa koşa icabet edenlerden biri benim malumunuz. İki yeniay dönemi her gün yazdık, bu kez blog sahiplerini zora sokmamak ve yeniayın İkizler burcunda olması adına iki günde bir yazı yayınlama kararı aldı, pek de güzel oldu, ben başlıyorum. Su çok güzel, siz de gelsenize 😂
Efendiiim, yeni serinin ilk yazısı Ankara çıkışlı. Bir önceki postta belirttiğim gibi Cuma günü şenlendirdik başkentimizi, bir kez tiyatroya gitmek dışında evden çıkmadım. Şimdilik balkondan yoğun trafiği, iyice uzayan akasya ağaçlarını, dün yağan yağmuru, yaz sıcağında bile kravatsız gelmeyen bürokrat tavırlı çiçekçiyi seyretmekle yetiniyorum. Yolculuk sırasında hırpalanıp ağrıyan ayak bileğimi buzlayarak, Nahit Sırrı Örik'in "Mehlika Hanım Ailesi"ni okuyarak, Prime Video'da "Mr&Mrs Smith" dizisinden 3 bölüm izleyerek, epeyce şeker patlatarak ve uzun oturarak geçirdim dünü, yorgunluğum bir nebze azaldı. Yegane domestik faaliyetim yemek yapmak oldu. Kocam Bey geldiğimiz gün eşyaları taşır taşımaz Ulus'a gidip çeri domates ve çilek fideleri aldı ve hepsini saksılara dikip balkona sıraladı. Umut'a pestisitli çilek yedirmemek muradımız, toplarken de keyiflenir en azından. Gelgelelim az evvel iki koca karga balkona pike yaptı, umarım Umut'tan önce kargalara yem olmaz çilekler 😕
Evvelki yaz karşımızdaki, uzun zamandır boş duran kız yurdunu yıkmışlardı günlerce tozu dumana katarak. Geçen yaz tek faaliyet arsanın önüne yerleştirilen "Komple Satılık ya da Kiralık Bina" levhaları oldu. Bu yıl ise geldiğimiz gün gece yarısına kadar bir kepçe ile arsa düzlendi. Şimdi de ölçü alan adamlar var ve yer delici bir makine faaliyete geçeceği zamanı bekliyor. Bu da hapı yuttuk demektir, yaz boyu gürültü ve toza muhatap olacağız, haydi hayırlısı. Antalya'da doymamışız gibi buraya da arkamızdan geldiler, betonlara gelesiceler 😡
Şimdi bir süreliğine izninizi rica edeceğim, kız kardeşle buluşup bazı işleri halledeceğiz. Yazının devamı akşama, görüşmek üzere hoşça kalın.
Vee geldim, 15 bin adım atmış, bir sürü yer görmüş olarak. İlk durağımız Soysal Pasajı oldu. Kız kardeş zemin kattaki bir tadilat terzisine pantolon paçası bıraktı, ben de yıllardır adım atmadığım Pasaj'ı kolaçan ettim. Oysa öğrencilik yıllarımızda neredeyse günaşırı uğradığımız bir mekandı. Şık ve kaliteli ürünlerin satıldığı mağazalarda dolaşır dururduk. O mağazaların neredeyse hiçbiri kalmamış ama onca sene sonra fark ettiğim bir şey oldu, sütunlardaki seramikler:
Bence çilekleri korumaya alsanız iyi olur, zira bitişik komşumun kiraz ağacının tepeleri bitti, şimdi alt dalları hallediyor kargalar...
YanıtlaSilYapacak bir şey yok, açık balkon, artık kargaların kısmeti kargalara, Umut'un kısmeti Umut'a olacak...
SilNe güzel oldu Mindmills in çağrısı bende akşamları oturup keyifle okuyacağım her bir ikide bircileri belki iki satır ekleyebilirim(en azından yorumlarda).. zehirli çileklere betonlaşan alanlara alıştığımız yerleri gidip aynı bulamamaya itirazım var haksızlık diyorum ama Frida Kahlo sergi görüntülerine imrendim keyifli gezmeleriniz bol olsun
YanıtlaSilÇok güzel oldu gerçekten, her gün olmasa da günaşırı yazmak için zorunlu sebep, sağolsun Lesliyanımız. Sizi de tekrar aramızda görmek mutlu eder. Ah o kadar çok şeye itirazımız var ama dinleyen kim, çok can sıkıcı. Teşekkürler güzel dileklerinize...
Silİlerde tarih bu dönemi Beton Devri olarak yazacak sanırım. Betona boğdular insanları.
YanıtlaSilBetona, cama ve gökdelene boğulduk :(
Silİlhan Şeşen'e kırık bir kalp koyuyorum. Ben orta bir öğrencisiydim, bizim okula konsere gelmişlerdi, çok az kişiydik, çok üzüldüğümü hatırlıyorum. Ne naif, ne güzellerdi. Frida Kahlo ve sütundaki seramiklere de ayrı bir kalp. Her şeye kalp koyasım var belki. O yüzden size de kocaman bir tane. :)))
YanıtlaSilKırık kalpler çoğalıyor, huzurla uyusun. Gençliğimin, orta yaşımın sesleri gittikçe hüzün basıyor.
SilO seramiklerden Ankara'da gizli kalmış köşelerde o kadar çok var ki, gençlik heyecanlarıyla farkına varamadığımız, şimdi buldukça üstüne titriyoruz. Benden de sana kocaman bir kalp
İlhan Şeşen'e kırık bir kalp de benden. Son dakikada haberim oldu yoksa cenazeye katılacaktım. Kızı Melis kardeşimin ve benim arkadaşımız...:_(((
YanıtlaSilHepimizin kalbini kırıp gitti, huzurla uyusun...
SilKameriye kelimesini görünce içim sevinç doldu, artık kamelya diyorlar ya çok sinirleniyorum.
YanıtlaSilBak o konu beni de sinir ediyor, kamelya çiçek yahu :) Beni bir de "muhatTap" denmesi sinirlendirir, tek T ile efendiler :))
SilFunda'nın gezdirmelerini hayranlıkla izliyorum. Bir durabilsem iki ayağımın üstünde, bir planlar yapabilsem de oldurabilsem, gelsem Ankara'ya, pek gözel olarıdı! :))
YanıtlaSilŞule'ye de yazdım, şöyle bir denk getirseniz gezi planı yoksa da o bizi özel olarak gezdirir. Haydi bir gayret o zaman :) İşleri halledelim bir an önce...
SilFunda hocamın gezdirmelerini bir türlü yakalayamayan şanssız bir kişiyim ben! neyse allahtan umut kesilmez, belki bir gün, hepbirlikte :)
YanıtlaSililhan şeşen modern zamanlar ozanıydı. çok kıymetliydi benim için de...
Şöyle senin geldiğin zamana Sevin de denk gelebilse Funda bizi özel olarak gezdirir. Haydi hep birlikte evrene mesaj :))) İlhan Şeşen'in hastalığı malumdu ama yine de çok içimi yaktı...
Sil