.

.
.

19 Ağustos 2015 Çarşamba

OYNATMAYA AZ KALDI



Dünden bu yana bizim evi iyi saatte olsunlar bastı. Sanki evde ne kadar eşya, demirbaş, tesisat varsa topluca eyleme kalktı. Her şey uzun zamandır kapatamadığımız evdeki ana vanayı değiştirme kararımızla başladı. Bir tesisatçı bulduk ve hazır gelmişken bir süredir sızıntı yapan klozet rezervuarını da halledelim dedik, demez olaydık. 2 yıldır evdeki tüm musluklardan akan su son derece tazyiksizdi, öyle ki mutfaktaki musluk açıksa banyodaki musluk akmıyordu. Kendimizce bir sebep uydurduk, "borular eski, kireç tuttu içleri, ancak bu kadar akıyor galiba" diye akıl yürüttük. Eşim usta gelmeden bir kontrol edeyim, belki düzelmiştir diye vanayı sağa sola kıvırırken birdenbire açık musluktan çağlayan gibi sular fışkırdı. Bakakaldık. Meğer vana sadece kapanmıyormuş, açılmasında sorun yokmuş ve bu zamana kadar kısık olduğu için sular tazyiksizmiş. Nasreddin Hoca hesabı pek sevindik. Erken sevinmişiz. Neyse usta geldi, teftişini yaptı, malzeme almak için arabasına gitti, az sonra eli kolu dolu geldi. Ben mutfakta oluşacak hengameyi görmemek için kendimi bilgisayar başına konuşlandırdım ama içerden gelen elektrikli testere, matkap sesi ve kurşun boruların kesilmesinden oluşan kötü koku neler olup bittiği hakkında yeterince bilgi veriyordu. Az sonra mutfaktaki etkinlik bitti, usta uygun adımlarla banyoya geçti. Daha değişik türde takırtı tukurtular da oradan geldi ve sonunda "Tamamdır, güle güle kullanın" diyerek gitti. Kullanmak işin düzgün yapılıp yapılmadığına kıllanmaktan daha makul göründü. Baktım, madeni boru kesilmiş, yerine plastik bir parça eklenmiş ve yepisyeni bir vana takılmış, denedik kapandığını da gördük, oh oh pek memnun olduk, olmasak iyiymiş. Banyoya baktık rezervuar sızdırmıyor, bir kere daha memnun olduk, dedim ya olmasak iyiymiş. Arkasından sorunları çözülmüş insanların mutlu gayretiyle banyo ve mutfağı temizleyip pakladık ve kutlamak için parka gidip çay içtik.

Akşam eve döndük, yeni vanamıza gülümsedik, bir gülücük de rezervuara atacaktık ki, tebessüm yüzümüzde dondu. İçeri akmaktan sıkılan rezervuarımız biraz da dışarıya açılalım, globalleşelim diyerek banyo zeminine doğru yayılmış ense yapıyordu. Ne yaptıysak içeri alamadık arkadaşı, valizsiz gitmişsin dostum ihtiyacın olur diyerek bir plastik maşrapayla bagajını takviye ettik ve bari karnımızı doyuralım dedik. Yemek sonrası duş musluğuna elini atan eşim, cereyan çarptı diyerek geri gelince aklımın suyu erdi. Banyoyu temizlerken musluk açıp kapama sırasında elimde oluşan uyuşma benzeri elektriklenmeyi carpal tunnel sendroma yormuştum, meğerse beni de hafif tertip cereyan çarpmış. Birkaç musluk daha ellerimizi okşayınca anladık ki topraklamada bir sorun var. Ustayı yolcu ettikten sonra oluşan moral aniden yerin dibine indi, ne topraklamadaki sorunu, ne rezervuarın dış aleme açılmasını engelleyemeyinci ustayı ertesi gün tekrar misafir etmeye karar verip günü sonlandırdık.

Ertesi sabah-yani bugün-telefon ettiğimiz ustamız tekrar teşrif etti. Zaten bunca yıllık ömrümde bir kez gelip iş bitiren usta görmedim desem yeridir. Rezervuarı azarladı, senin dışarda ne işin var, gir bakayım içeri, bir daha da dışarı çıktığını görmeyeceğim dedi. Rezervuar korkup pıstı ama topraklamada aynı sonucu alamadık. Hala ara ara çarpılmaya devam ediyoruz. Bir nevi fizik tedavi, belki bu el-kol ağrılarımızın geçmesi için kaderin bir cilvesidir diyorduk ki kader bir cilve, daha doğrusu bir çelme daha salladı. Çamaşır makinesinin boşaltma borusu tesisat uygun olmadığı için banyo zeminine akar bizim evde (daha doğrusu yazları kaldığım aile evimde), bugüne kadar çamaşır sonrası bir paspas yapar işlemi tamam ederdik. Gelgelelim bu defa banyo gideri olay çıkardı. Kapıları kapattı, kimseyi içeri almadı. Banyo zemini oldu mu sana bir göl, ne dürtükleme, ne pompalama, ne kostikleme fayda etmedi. "Açıl Susam Açıl" dedik, "defolup gidin, evinize deniz getirdim daha ne istiyorsunuz" dedi. Üstüne varmadık artık. Doktoru, pardon ustayı aradık tekrar, "oynatmaya az kaldı, yetiş Usta" dedik. Yarın sabahtan gelecek bakalım, tedavi edebilecek mi cümle delileri...

1 yorum:

  1. Allah kolaylık versin Nurşen hanım. Bir tarafta arıza başladı mı arkası çorap söküğü gibi gelir artık.

    YanıtlaSil