.

.
.

9 Şubat 2015 Pazartesi

AVAZ AVAZ





İki sokak ötedeki camiden "mahallemiz sakinlerinden falanca" için okunan sela yükselirken, gökte kara bulutlar safları sıklaştırırken, Müzeyyen sesini arkada bırakıp giderken, elime kitap diye "Abim Deniz"i almışken, az sonra eskiden bize kadayıf dolmaları pişiren şimdi yatağa mahkum bir kadını ziyarete gidecekken, okuduğun her haber ruhunu kasvete boğarken yine de "şarkı söylemek lazım  avaz avaz". Leylaklar dökülmesin, güller ağlamasın...



5 yorum:

  1. ayyy o kadar güzel ki bu yazı, altına yorum bırakmaya çekiniyorum güzelliğini bozucam diye ama çenemi de tutamıyorum. Ona "sela" dendiğini bilmiyordum. Benim büyüdüğüm semtte hiç okunmadı. İlk defa duyduğumda Datça'da tatildeydim. Yani bir kaç sene evvel. Ve her ne kadar haber bir ölüm haberi olsa da bu şekilde duyurulmasına bayılmıştım. Bazen kendimi bu ülkenin turisti gibi hissediyorum. O histen ise nefret ediyorum. "Müzeyyen sesini arkada bırakıp giderken..." Bütün yazıyı alıntılayasım var.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Joe yazılarını özlüyorum şekerim, keşke arada bir selam çaksan :)
      Efkarlı bir günümdü, kendiliğinden dökülüverdi bunlar, sağolasın...

      Sil
    2. offf ben de yazmayı feci özlüyorum aslında.

      yazdığın konular beni de bugün çok efkarlandırdı, sela dışında ve hatta zamanında size dolmalar pişiren hanım bile. Elbette ki onu tanımıyorum ve ziyaretine filan gitmedim ama benim de aklımda benzer kişiler var ve bugün çok düşündüm onları.

      Sil
  2. Dün İpsos'un yaptığı Türkiye'nin halet-i ruhiyesi araştırmasını dinledim. Türkiye'nin sadece %8,6'sının üniversite mezunu olduğunu, en önemli motivasyonumuzun %60'lar gezinen oranları din olduğunu, Türkiyede'ki insanların %46'sının kadına bir tokat atılmasında sorun görmediğini ve bu oranın içinde %23'lük kısmın kadınlardan oluştuğunu biliyor musunuz?

    Geçen yıllarda 40 yaşındaki bir iş arkadaşının "üç aylar" ı hiç duymadığını, ne anlama gelmediğini görünce çok şaşırmıştım. Sela'yı bilmemek de bana aynı etkiyi yaptı. Hayır garipsemek veya yargılamak değil, şaşırmak benimki. Yani nasıl birbirine kaynaşmamış iki farklı dünya, birbirine bu denli yakın yaşayabiliyor?

    Düşüncelere saldı beni bu yazı. Çok iyi bir anlatım gerçekten de. Elinize sağlık...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Farklı bir dinden olanların selayı bilmemesini normal buluyorum ben, sonuçta müslümanlar da diğer dinlerin pek çok ritüelinden haberdar değil, dipdibe yaşasalar da. İlk paragraftaki arastırma sonuçları hiç yadırgatıcı gelmedi, farklı sonuçlar alsaydık şaşırabilirdim. Maalesef gerçekler acı işte :(
      Ama ben yine de diyorum ki bir kez daha, şarkı söylemek lazım avaz avaz :)

      Sil