.

.
.

17 Mart 2014 Pazartesi

HAFTAYA BAŞLARKEN



Bugünlerde Snoopy gibiyiz galiba hepimiz, tek farkla, ben artık gazete okumuyorum. Gündem çeşitli kanallardan gözümüze sokuyor zaten kendini. Facebook'tan, Twitter'den sürekli tekrarlanan bayat espriler de kabak tadı verdi, trajikomik hallerdeyiz kısacası.

Haftasonu kendimi film izlemeye ve kitap okumaya adadım. Epeydir bekleyen filmler arasından "Camille Claduel"i seçtim Juliette Binoche aşkına, içim açılır belki diye ama film Claudel'in akıl hastanesinde geçen yıllarını konu alıyordu. İçimi açmak şöyle dursun aksine bunalıma sürükledi, Juliette Binoche da sanırım en çirkin göründüğü rollerden birindeydi. 30 yılı akıl hastanesinde geçirmek dile kolay, sağlam insan çıldırır. Cenaze törenine onunla tek ilgilenen kişi olan kardeşi bile gelmemiş, ortak mezara gömüp unutmuşlar bu yetenekli heykeltraşı. O Rodin'i ne yapmalı bilmem, kesin sebebi odur kadıncağızın bunalımlarının. Aşağıda "Dalga" isimli bir eseri var Camille Claduel'in, fotoğrafına bile dudağım uçukladı, kimbilir aslı ne kadar güzeldir:


Ve üç tane kitap bitirdim. Hafta içi başladığım ve Algan Sezgintüredi polisiyelerinden okumadığım tek kitap olan "Katilin Meselesi", çizer Kemal Gürses'in kızı ve genç bir yazar olan Can Gürses'in ilk kitabı "En Güzel Günlerini Demek Bensiz Yaşadın" ve Selçuk Altun'un son kitabı "Sol Omzuna Güneşi Asmadan Gelme". Üçünü de tavsiye ederim, bilhassa Can Gürses'in kitabı bir ilk kitap olarak düşünürsek oldukça başarılı. Bir sofrada biraraya gelen aile bireylerinin kendi ağızlarından tek tek yaşamları analiz edilmiş ve kanımca çok da güzel olmuş. Selçuk Altun'un kitabının yorumlarını  ise Nisan ayında Bibliyomanyaklar sitemizde dördümüzün ağzından okuyabilirsiniz. 

Bugün Ayfer Tunç'un nasılsa okumadan atladığım tek kitabı "Suzan Defter"e başlayacağım ama öncesinde bir PTT ziyareti yapmam lazım. Yeni haftanız bol güneşli, bol kitaplı, bol sanatlı, gündeminiz aydınlık olsun...


5 yorum:

  1. Juliette Binoche'u ben de çok severim.. hele ki Mavi filminde :) Ama bazı sanat filmlerinde de cidden insan bunalıma sürükleniyor,onları artık izlemiyorum..
    Size de mutlu, umutlu haftalar :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet Mavi'de muhteşemdir ama ben onu İngiliz Hasta ile tanıyıp sevdim. Bu son filmde ise pek yorucuydu :)
      Sevgiler...

      Sil
  2. ya o Camille filmini ben de merakla bekliyorum ama tabi izmire bazi seyler 2 sene sonra gelebiliyor. yoksa geldi de ben mi kacirdim yaw. cok cok gormek istedigim bir film. aktif depresyon belirtisine bile katlanıp izliciim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Cevabı aşağıya yazmışım yanlışlıkla :)

      Sil
  3. Antalya için de aynı şeyleri söyleyebiliriz ama ben bunu netten izledim, Google'da aratın bir sürü sitede var, izleyebilirsiniz. Depresyon durumunu bilahare görüşürüz :)

    YanıtlaSil