.

.
.

24 Nisan 2011 Pazar

HOŞGELDİN BAHAR

Evet, nerde kalmıştık? Pembe Köşk ziyaretini bitirince yolun karşısına geçip Seğmenler Parkı'na attık kendimizi. Niyetim dışarıdayken gözüme çarpan çiçeklenmiş leylak ağaçlarıyla kucaklaşmaktı ama oldukça dik bir yamacın üstüne konuşlandıkları için uzaktan selam göndermekle yetindim ve başka güzellikler keşfetmek üzere kızkardeşle aralarında sarışın hindiba çiçeklerinin boyverdiği çimenlikler boyunca parkın içlerine doğru yürüdük. Suyu hayli kirlenmiş ve hemen hemen çekilmiş havuzun etrafından dolanıp açıklık alana geldiğimizde bizi bir sürpriz bekliyordu: Bir rüya gibi bembeyaz çiçekler açmış üç sakura ağacı. Japon kökenli sakurayı görünce hemen Japon moduna geçtik ve ardarda fotoğraf çekmeye başladık. Lakin en yoğun çiçekli ve en güzel ağacın altındaki bankta üç kişi oturmaktaydı. Kızkardeşle "şunlar kalsa da biz otursak, fotoğrafı orada çektirsek" diye düşünürken oturanlardan en yaşlı olan hanım bana doğru dönüp adımı söyleyerek "siz misiniz?" diye sordu. Doğal olarak adımla hitap edilince "Evet benim" cevabını verdim. Bu defa "Beni tanıdınız mı?" dedi, tanımadığımı söyleyince de "Filancanın eşiyim" diye açıkladı. "Filanca kim, çıkaramadım" dedim, "Devlet Tiyatrolarında, kondüvit" diye ısrar etti. O zaman anladım ki kadıncağız beni aynı ismi taşıdığım eski ve ünlü bir tiyatro oyuncusuyla karıştırıyor. Lakin benzettiği ve ben sandığı oyuncu 75 yaş civarında ve de ne acıdır ki kanımca oldukça çirkin:)) Sözettiği kişi olmadığımı belirttim, isimlerimizin aynı olduğunu söyledim, gülüştük, ortaya çıkan samimi ortamdan yararlanıp 3 kişilik ekipteki beyefendiye makinemizi verip kızkardeşle fotoğrafımızı çektirdik ve vedalaştık. Lakin moralim yerlere serildi. Yahu haydi çirkin mirkin, sözkonusu oyuncuya benzettin ama yaş meselesini ne yapmalı:))) Sakuralar bile derdime derman olamadı:))))

Üzerime kondurulmuş iğreti tiyatro oyunculuğumu sakuraların altında bırakıp parkın üst taraflarına doğru yürüyüşe devam ettik. Az sonra ulaştığımız papatyalı yamaç boyluboyunca çimenlerin üstüne uzanma arzusu uyandırsa da nemli otların giysilerimizi yeşile boyama riski yüzünden gerçekleştiremedik isteğimizi. Onun yerine papatyaları saçlarımın arasına, kulağımın arkasına, gözlüğümün altına sıkıştırıp bol bol fotoğraf çektik. Temiz hava yorup yürüyüş ayaklarımızı ağrıtmaya başlayınca da bir taksiye atlayıp Coccinella'ya gittik. Lale'nin kulaklarını çınlatarak çay eşliğinde limonlu tartları götürdük. Bu limonlu tartın hafifliği ve lezzeti akla zarar, zaten Lale'nin de gözü kalmıştı, ne yapsam acaba paketletip yollasam mı ki adresine:))

Pastane çıkışı Kızılay'a yürümek için ara sokaklara saptık ve önümüze sürpriz bir şekilde pembeli beyazlı açmış ağaçlarıyla baharı müjdeleyen kocaman bir park çıktı. Kısacası biz bugün baharı keşfettik, baharı yaşadık. Hava güneşli ve ılık, çiçek, böcek, kuş cinsinden tamamlayıcı aksesuarlar da yerli yerindeydi. Bize de "Hoşgeldin bahar" şarkısını söylemek düştü...

8 yorum:

  1. Günaydınn:))
    Bahar konulu yazınızla güne başlamak hoş oldu. Ben de dün harika natürmortlara baktım, leylak dolu vazoları görünce siz geldiniz aklıma.
    Sevgiler, selamlar.

    YanıtlaSil
  2. Amaan, boşver. Kadıncağız hafif bunamış belli ki:)) Sakura çiçekleri nefis görünüyor. Sevgiler.

    YanıtlaSil
  3. Nedukcum,
    Kadın bunamış mıydı bilmem ama beni bunama düzeyine getirdiği kesin:)) Ya da hakikaten hala geçmişte yaşıyor. Neyse gülünecek bir anım oldu, ilerde torunlarıma anlatırım:))))
    Sakuraları görmek lazımdı inan fotoğraflar yeterli olmuyor güzelliğini anlatmaya. Benden de sevgiler...

    YanıtlaSil
  4. Begonvilli Ev,
    Leylakları görünce beni hatırlamanız ne güzel, sağolun.
    Bu yıl Antalya baharından uzak kaldım, Ankara'da yakaladıklarımla avunuyorum. Mayıs sonuna doğru gelebileceğim galiba kısa bir süre için inşallah ucundan yakalarım Antalyadaki baharı.
    Sevgiler yolluyorum...

    YanıtlaSil
  5. Bak, gördün mü..Bir şeyi 40 kere söylersen olurmuş..Söyleye söyleye getirdin baharı. Gözünaydın, hatta tebrikler:))))

    YanıtlaSil
  6. gelmedi bahar filan ya, leylaam yalan söylüyor :)

    çiçekler açtı, geçti bile bir kısmı ama hava hala - 10 derece. dün uçurtma şenliğinde uçurtmalar uçmadı ama genç irisi ailem havalandı resmen poyraz fırtınasında. sitte-i sevr soğukları bunnar efem.

    YanıtlaSil
  7. Aslıııım,
    Valla Cuma günü gelmişti, geri gitti şaşkın. Yanlış geldim sandı herhalde. Bi dolansın bakalım etrafta belki geri döner. Burası da yagmırli, oh bugün sokaaaa bilem çıkmadım pek iyi geldi. Demek sitte-i sevr bu ha, ba ba ba neler de bilirmiş:))
    Ha bir de demek Leylaaan yalan söylüyor ha, unutma bunu:))

    YanıtlaSil
  8. Serapcım,
    Geri gitti yahu, nasıl oynak baha bu anlayamadık:))

    YanıtlaSil